• Yapay zekadan makale özeti

    • Bu video, Küresel Fikir Atölyesi'nin 15 Eylül 2021 tarihli toplantısını içermektedir. Prof. Dr. Nami Başer ve diğer akademisyenler tarafından sunulan bir felsefe dersi formatında olup, Hegel'in estetik anlayışı ve sanat felsefesi üzerine kapsamlı bir sunum yapılmaktadır.
    • Video, Hegel'in "Estetik" eserinin içeriği, sanatın üç temel biçimi (sembolik, klasik ve romantik), sanat tarihi ve kültürler arası ilişkiler üzerine odaklanmaktadır. Sunum, Hegel'in "gaz" (Geist) kavramı, fenomenoloji, diyalektik ve sanatın sonu gibi temel felsefi kavramları ele alırken, Eski Yunan sanatından başlayarak tiyatronun gelişimine, Doğu-Batı ilişkilerine ve farklı kültürlerdeki sanat anlayışlarına değinmektedir.
    • Videoda ayrıca Hegel'in sanat anlayışının din ve felsefe ile ilişkisi, sembol kavramı, yücelik düşüncesi ve Türkçede felsefi kavramların çevirisi gibi konular da tartışılmaktadır. Toplantının son bölümünde katılımcıların soruları yanıtlanmakta ve bazı kitap önerileri yapılmaktadır.
    00:27Hegel'in Estetiği Toplantısı
    • Küresel Fikir Atölyesi'nin 15 Eylül 2021 tarihli toplantısında Prof. Dr. Nami Başer, Hegel'in estetiğini inceleyecek.
    • Hegel'in estetik diye bir kitabı yoktur, 1831 yılında Berlin'de kolera pandemisinde karantinaya girmiş ve orada vefat etmiştir.
    • Hegel'in derslerinde not tutan öğrencileri, 1832-1836 yılları arasında ders notlarını yayınlamıştır.
    01:46Hegel'in Eserleri ve Estetik
    • Hegel'in dört temel eseri vardır: Fenomenoloji, Descates, Mantık Bilimi ve Hukuk Felsefesi.
    • Hegel'in sisteminde estetik bir yer tutar, özellikle 1807 yılında yayınlanan "Teoloji Deskystes" kitabında "Sanat Dini" adlı bir bölüm bulunmaktadır.
    • Hegel'e göre sanat, din ve felsefe mutlak bilgi içindedir ve nesnel hukuk veya öznel psikoloji gibi alanlardan daha üst düzeyde yer alır.
    04:39Mutlak Bilgi Kavramı
    • Hegel'in "mutlak" kavramı, Kant'ın "mutlak bilgiye ulaşamayız" iddiasına karşı bir tezdir.
    • Mutlak bilgi, başka bir konu üzerinde değil, görece olmayan bir şekilde, bilginin kendi kendisinin bilinç tarafından kendine yeterli bir şekilde algılanması demektir.
    • Fenomenoloji Desk kitabının en sonunda mutlak bilgiye ulaşılmış, bu bilgi teori ve pratik ikiliklerin bir üst düzeyde birleşmesiyle elde edilmiştir.
    07:22Hegel'in Felsefe Anlayışı
    • Hegel, Aristoteles ile ortak bir özelliğe sahiptir; felsefeyi yürürlükte olan bir dilde ve konuşmada kullanılan kelimelerle yapmayı tercih etmiş, hiçbir teknik felsefe terimi uydurmadan Almanca'nın felsefe dili olduğunu iddia etmiştir.
    • Hegel'in felsefe anlayışı, günlük dilde kullanılan kelimeleri kullanarak felsefe yapmaktır; bu nedenle Türkçede suni ve teknik bir dil kullanmak ona ihanet eder.
    • Hegel, konuşmayı düşünme yöntemi olarak kullanır ve aynı konularda aynı düşünceleri tekrarlar; bu onun kendine özgü üslubu oluşturur.
    09:01"Geist" Kelimesinin Anlamları
    • "Geist" kelimesi Almanca'da "gaz" kelimesiyle aynı kökten gelmektedir ve Latince'de "spiritus", Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca'da "esprit/spirito" ile aynı köktendir.
    • Almanca'da "Geist" günlük bir düşünce anlamına gelir ve "kafayı yedim" gibi ifadelerde de kullanılır.
    • Hegel "Geist" kelimesini kullanırken zihinden çok zihniyet anlamında kullanır; bir topluluğun veya dönemin genel zihniyetini ifade eder.
    12:27Hegel'in Tanrı Anlayışı
    • Almanca'da "Geist" kelimesi "Tanrı" anlamına da gelir çünkü Hristiyan ilahiyatında Tanrı dünyaya peygamberler yollamakla kalmayıp kendisi de dünyaya gelmiştir (İncil'de "İşte ben geliyorum" ifadesi).
    • Hegel, Hristiyanlığı mutlak din olarak görür çünkü Yahudilik ve İslam'da Tanrı ve insan ayrı kalırken, Hristiyanlıkta Tanrı insanda kendini göstermiştir.
    • Hegel, Hristiyanlığın Protestanlık tarzını benimsemiştir; Katolikleri ve Ortodoksları küçümser, Katolik Kilisesi'nin Tanrı'ya ihanet ettiğini söyler.
    16:36Fenomenoloji Anlayışı
    • Fenomenoloji, Yunanca'da "tezahür" anlamına gelir ve bir şeyin kendini inkar edilmeyecek şekilde gerçekleştirmesidir.
    • Yunanca'da "phaino" fiilinin fiilimsisinin geçmiş zamandır ve belirmiş olan anlamına gelir.
    • Hegel'e göre düşünce, kendini nesnelleştirip gösterir ve üçüncü aşamada kendini tamamlayıp kendi ne olduğunu bulur.
    19:13Hegel'in Estetik Anlayışı
    • Hegel'in estetik kitabının özellikleri, 18. yüzyıldan beri başlayan bir düşüncenin taçlanmasıdır.
    • Sanat artık temsil, canlandırma veya taklit olarak değil, yaratma olarak ele alınıyor; sanatçı özgür bir zihnin yaratmasıdır.
    • Doğanın kendine özgü bir güzelliği olsa da, doğa güzelliği ile sanat güzelliği aynı değildir çünkü doğada düşünce yoktur.
    22:08Hegel'in Sanat Anlayışının Gelişimi
    • Hegel'in estetiği 18. yüzyıldan beri başlayan Alman romantikler ve Alman felsefesinde geliştirilen bir özellik olarak ortaya çıkmıştır.
    • 1750 yılında Baumgart adlı Alman filozofu "Estetik" adlı ilk kitabı yazmış, ancak bu kitap sanat felsefesi değil, duyularla ilgili bir kitaptı.
    • Hegel, duyulur olanla anlaşılır olanın ayrılmasını savunmuş ve duyuların da özerk olduklarını ve kendi özellikleri içerisinde incelenmesi gerektiğini söylemiştir.
    24:35Sanatın Üstünlüğü ve Sınıflandırması
    • Sanatın üstünlüğü, özgürlük, özgür bir düşüncenin kendi kendini bulması ve insanın kendi öznelliğinin nesnel olarak dışarı duyular yoluyla kendisini vermesidir.
    • Hegel'in estetik kitabında sanat ile doğal sanatın ayrı olduğu, sanatta ideal olarak özgürlük olduğu belirtilmiştir.
    • Hegel, sanatın tarihini dikey ve düşey olarak sınıflandırmış; dikey olarak mimari, heykel, resim, müzik ve şiir olarak, düşey olarak sembolik, klasik ve romantik olarak incelenmiştir.
    30:03Yüce ve Güzel Ayrımı
    • 18. yüzyılda "yüce ve güzel" ayrımı kavramsal olarak çalışılmış, bu düşünce önce 18. yüzyılda ortaya çıkmış ve daha sonra Kant tarafından estetikte yapılmıştır.
    • Kant'ın "yüce ve güzel" ayrımı, Romantikler tarafından "Apollon ve Dionisos" olarak alınıp Schopenhauer, Schelling ve Nietzsche'ye kadar ulaşmıştır.
    • Yüce, sonsuzluk düşüncesini veren, saygı ve ahlak hissi uyandıran özelliklerdir; güzel ise hoşa giden, estetik olarak hoş bulunan niteliklerdir.
    31:22Yüce ve Güzel Ayrımı Uygulamaları
    • Doğada uçurum kenarında veya fırtına karşısında hissedilen duygu "yüce" duygusudur, çünkü sonsuz bir şeyin karşısındaymış gibi oluruz.
    • Kant, İtalyanlar ve Fransızların güzeli severken, İspanyollar, Almanlar ve İngilizlerin "yüce"yi daha çok peşinde olduklarını belirtmiştir.
    • Shakespeare, "yüce" bir sanatçı olarak görülürken, Fransızlar 18. yüzyılın sonuna kadar (1741'e kadar) Shakespeare'i çevirmedi çünkü onun eserleri kurallara uymayan, güzel olmayan bir şekilde özetleniyordu.
    32:48Sembolik Sanat ve Klasik Sanat
    • Kant'ın "sembolik sanat" kavramında "farkına varmadan sembolik", "farkına vararak sembolik" ve "yüce" olmak üzere üç farklı kategori vardır.
    • Klasik sanat, Eski Yunan sanatını temsil eder ve insanın kafasının yedide biri gibi ölçülerek canlandırılması gibi akılcı özelliklerle karakterize edilir.
    • Platon, sanatı küçümser çünkü sanat "aynı" şeyi yapmaya çalışsa da asla aynısı olamaz ve bu nedenle gerçeğin kendisini tercih etmek gerekir.
    33:41Romantik Sanat
    • Romantik sanat, Kant'ın yaşadığı dönemde ortadaydı ve Jak Rousso ilk defa "romantik" sözcüğünü kullanmıştır.
    • Almanya'da Novalis ve Hoffman gibi romantik sanatçılar ortaya çıkmış, üçüncü nesil bile meydana gelmiştir.
    • Romantik sanatın özü Hristiyanlıkta yatar ve Hristiyanlıktan beri sanatın adını kullanmaktadır.
    36:46Sembolik Sanatın Tarihsel Gelişimi
    • Kant, dinleri incelerken Eski İran, Hint ve Mısır dinlerinde "ışık" ve "ikilik" kavramlarını vurgulamıştır.
    • Zerdüşt (Zarathustra) ve Hürmüz, iyilik ve kötülük arasında ayrım yaparak bu kavramları gündeme getirmiştir.
    • Batı felsefesinde Zerdüşt figürünün iyilik ve kötülüğü ayırma özelliği, Eski Yunan'dan beri devam etmektedir.
    37:42Sembolizm ve Eleştirisi
    • Kant, düşünülmeden yapılan sembolizmi İran'dan başladığını ve Zerdüşt örneğiyle açıklamıştır.
    • Sembolizm, iyilik ve kötülük ayrımıyla birlikte tanrı, şeytan, gündüz, gece ve güneş gibi semboller oluşturmuştur.
    • Kant, sembolizmi eleştirir çünkü hiçbir sembol tam olarak kavramı ifade edemez; terazi adalet sembolü olsa bile adaletin tüm yönlerini yansıtamaz.
    38:52Sembolizmin Kültürel Yansımaları
    • Sembolik sanat, hayal gücü gelişimiyle birlikte Hint kültüründe en çok gelişmiştir.
    • Hint felsefesindeki kahramanların anlatımları ve büyülü sözler, hayal gücüne dayalı sembolizmi göstermektedir.
    • Mısır'da sembolizm, piramitlerle temsil edilmiştir ve bu yapılar firavunların tabutları olarak düşünülmüştür.
    40:25Sembol Kavramı
    • "Sembol" kelimesi Yunanca'da "sümbol" olarak kullanılmış, "beraberce atılan" anlamına gelir ve ilk anlamı "lades" (tavuk kemiği) olarak bilinmiştir.
    • Eski Yunan'da lades, tavuk kemiğiyle yapılmış ve iki parçası birbirine bağlı bir oyun parçasıydı.
    • Sonradan sembol, iki kişi arasındaki anlaşmanın somut bir nesne veya araç gereçte ortaya çıkması anlamına gelmeye başlamıştır.
    41:26Semboller ve Sembolik Yapılar
    • Sembol, beraberce atılan ve yan yana getirilince ne olduğunu anladığımız bir şeye denir.
    • 18. yüzyılda Kant, sembolü irade ile yapılan bir şey olarak yasalar toplamı olarak kullanmaya başlamıştır.
    • Toplumsal sembolik yapılar (inançlar, gelenekler, yasalar) doğmadan önce var olan ve bireylerin ister istemez kabul ettiği birer pratiktir.
    42:43Sembollerin Toplumsal ve Sanatsal Önemi
    • Sosyolojide geçiş töreleri (nişan, nikah, sünnet) gibi davranışların hem somut hem de sembolik özellikleri vardır.
    • Hukukun gelişmesiyle birlikte semboller de gelişmiştir (hayvan hakları, kadın hakları gibi).
    • Partiler bir toplumda sembolik varlıklar olup, manevi düşünceye dayalı öğretileri temsil ederler.
    43:52Sanat ve Semboller
    • Ege, sanatın en çok dini sembollerle başladığını ve zamanla halkın kendi özelliklerini ortaya çıkardığını söyler.
    • Yunan sanatında din ve sanat birbirinden ayrılmamış, tanrılar heykellerle sembolize edilmiştir.
    • "İmge" kelimesi Fransızca'dan alınmış, sembolün sesine "simge" kelimesi eklenmiştir.
    45:49Yücelik Düşüncesi
    • Sanat düşünceye göre doğuda başlar, batıda batar.
    • Türk panteizmi, dünyanın kendisini bir tanrı olarak görme düşüncesini içerir.
    • Hint kültüründe yücelik düşüncesi Mahabaratalar ve Hint kasalarındaki şiirler, ilahilerle ifade edilir.
    46:34Müslümanlık ve Yücelik
    • Müslümanlıkta yücelik Kur'an ve Mevlana gibi kişilere dayanır.
    • Mevlana'nın "Fihi Ma Fih" eseri 19. yüzyılın başında Almanya'ya çevrilmiş ve Hegel tarafından okunmuştur.
    • Mevlana'da "varlığın varlığı, yokluğu, yokluğudur" gibi düşünceler vardır.
    48:24Hristiyanlık ve Yücelik
    • Hristiyan ilahiyatında da yücelik düşüncesi vardır.
    • İspanya, Fransa ve Almanya'da mistik kadınlar var olup, tanrı ile cinsel ilişki kurduklarını iddia etmişlerdir.
    • Aristoteles'e göre insan tanrı olabilir ve insanın içinde de tanrı vardır.
    49:40Yahudilik ve İslam
    • Yahudilikte tanrı yaratıcıdır ve dünya tanrı özelliklerinden yoksun görülür.
    • Batı kültüründe genellikle Yahudilik ve Müslümanlık aynı din olarak görülür.
    • İslam'da insanın tanrısal özelliklerinden yoksun olduğu için köle olarak düşünülür ve özgürlüğe varamaz.
    51:42Klasik Sanat ve Eski Yunan Sanatı
    • Klasik sanat, Eski Yunan sanatını örnek alan sanatlardan oluşmaktadır ve "klasik" sözcüğü Roma Latince'den gelmektedir.
    • Romalılar Eski Yunanlıları esir aldılar ancak onlara hayran olup, Homeros'u çocuklarına öğrettiler ve Roma sanatı da onları örnek alarak gelişti.
    • Klasik sanat, okullarda okutulacak nitelikte eserler olarak tanımlanmıştır.
    53:04Dionisos ve Tiyatro
    • Dionisos, Semele adlı bir insanla Zeus'un arasındaki ilişki sonucu doğan yarı tanrıdır.
    • Dionisos ayinleri Yunanistan'da her sene Atina'ya otuz bir kilometre kadar mesafede tiyatro festivali olarak düzenlenirdi.
    • Dionisos ayinleri taşkınlıklar ve cinayetler nedeniyle yasaklandı ve yerine Dionisos'un hayatını anlatan tiyatro kuruldu.
    56:28Tiyatronun Dönüşümleri
    • Tiyatronun trajik olarak görülen şeylerin alay getirecek şekilde komedya dönüşmesi vardır.
    • Dionisos'un hayatında sürekli dönüşümler ve metamorfozlar vardır, bu da tiyatronun sürekli değişen maskeleriyle benzerlik gösterir.
    • Tragik olaylar zamanla komik hale gelebilir, örneğin Fedra'nın üvey oğluna aşık olup onu iftira edip çocuklarını öldüren hikayesi.
    1:00:16Alman Romantizmi ve Eski Yunan
    • Alman felsefesinde, Eski Yunan'dan başlayan büyük bir kültürün Romalılar tarafından yanlış anlaşıldığı ve tahrif edildiği inancı vardır.
    • Romalılar sadece satir (alaycı alaylar) ve hukuk alanlarında geliştirmeler yapmışlardır.
    • Almanlar, Eski Yunan'daki adaletle yönetme prensibinin geri döneceğini inanırken, Hitler'in Latin dünyası olarak hareket etmesi bu prensibi bozmuştur.
    1:02:37Eski Yunan Mitolojisi ve Diyalektik
    • Eski Yunan'ın bir özelliği bireyselleşme olmuştur; aşk tanrısı Aprodit, güneş tanrısı Apollon gibi her bireysel durum için bir tanrı ortaya çıkmıştır.
    • Diyalektik, Yunanca'da "dia" ve "lectic" (logos) kelimelerinden oluşan bir bileşiktir; logos "söz", "derleme", "birleştirme" anlamına gelir.
    • Eski Yunancada logos "bilim" anlamına gelmemiş, "söz", "tutarlı söz", "birleştirme" anlamına gelmiştir.
    1:04:29Logos ve Diyalektik Kavramları
    • Yunancada logos dört anlama gelir: söylemek, bir elle yapılan hareket, bir araya getirmek ve bir düzen içerisinde ele almak.
    • Logos, kaosun (düzensizlik, esneme) tersi olup, dünya kaostan kozmosa (düzenli evren) dönüşmüştür.
    • "Dia" edatı, Yunanca'da ismin hallerine göre değişik anlamlar alır: "kendisinden sonra ismin hali gelirse" anlamına gelirken, "iyi hali gelirse" aracılığıyla anlamına gelir.
    1:06:46Diyalektik ve Çelişki
    • Diyalektik, Yunan kültüründeki rekabet kavramıdır; güreşler, olimpiyatlar gibi karşılaşmaların logosunu, birleştiren noktayı bulmayı ifade eder.
    • Çelişkilerin benimsenmesi önemlidir; dünyanın ve hayatın özü çelişkidir, felsefe hayat düşünmek istiyorsa çelişkileri benimsemek zorundadır.
    • Ege, birbirine ters olan şeylere öpücükler vermiş ve bu arada istediklerinin en yücesini elde etmiştir.
    1:08:44Ege'nin Sanat Anlayışı
    • Ege, sanatta içerikle biçim ayrımı yapar: sembolik sanatta içerik belirsiz olduğu için biçimler çoğalır, klasik sanatta ise içerik ve biçim birbirine uyum halindedir.
    • Romantik sanatta içerik belirli olmasına rağmen, biçim olarak ele alındığında daralır ve edebiyat nesir haline gelir.
    • Ege, "sanat bitmiştir" demesiyle sanatın artık zihni doyuramayacağını, düşünülebileceklerinin tamamının döküldüğünü ifade etmiştir.
    1:10:39Ege'nin Tarihsel Görüşü
    • Ege'ye göre teoloji, felsefe, sanat ve dinin amacı özgür bir insan yaratmaktır.
    • Napolyon sonrası dünyada küreselleşme gerçekleşecek ve tarihin, sanatın, felsefenin amaçlarına ulaşılacaktır.
    • Ege, 20. yüzyılda Amerika'nın devlet olarak başa geçeceğini ve Rusya'nın tarihe gireceğini öngörmüştür.
    1:12:02Sanatın Dönüşümü
    • Sanat gitgide sanat olmayan şeyleri de içine almaya başlamıştır; 19. yüzyılda çıkan romanlar (Madam Bovary, Balzac'ın romanları) bunu gösterir.
    • Sanatla sanat olmayan arasındaki farkın gitgide kalkmasıyla dünyanın kendisinin sanat olup gerçekleşince, o an sonlanır ve özgürleşir.
    • Akıl anlattığı dünya ile özdeşleşince, psikolojik olarak egemenlik kurar ve bütün dünyaya özdeşleşir.
    1:14:12Hristiyanlık ve Romantizm
    • Klasik sanatlar ve tanrılar lütfediyor, bu lütuf beklentisi yavaş yavaş Hristiyanlığa girmeye başlıyor.
    • Eski Yunan-Roma kültürü devam ederken, tek tanrıcılık ve Hristiyanlıkla ortaya çıkıyor, Tanrı dünyaya geldi inancıyla Romantizm'e geçiş yapılıyor.
    • İsa'nın çarmıha gerilmesi, Doğustevski'nin kahramanları gibi romantik sanatın temel konularından biridir.
    1:15:06Batı Romanı ve Günah Çıkarma
    • Türk romanı Batı romanı düzeyinde değildir çünkü günah çıkarma pratiğinden doğmuştur.
    • İsa'nın çarmıha girişi, ölümü ve kırk gün sonra tekrar gelmesi, kiliselerin duvarlarında sanat olarak devam etmiştir.
    • Hegel'e göre Romantizm Hristiyanlıkla başlayan bir düşünce olup, savaşlarda şehit olanlar ve dini aşklara verenler Romantizmi devam ettirmiştir.
    1:16:01Romantizmin Özellikleri
    • Romantik sanatlarda mucizeler olur, Hıristiyanlığın başında da mucizeler vardır.
    • 19. yüzyıl Alman Romantiklerin sanatlarında da mucizeler vardır ve şövalyeler, haçlı seferleri Romantizm'in devamıdır.
    • Türkçede "romantik" kelimesi günlük dilde farklı bir anlama gelebilir, Romantik yazarların çoğu Almanlar'dır ve dine geri dönmüşlerdir.
    1:16:48Romantik Yazarlar ve Hristiyanlık
    • Ortaçağ'daki Hristiyanlık hayranlığı vardır, sadece Klemens Bretano adlı Alman Romantik dine dönmemiştir.
    • Romantik yazarlar olgun dönemlerinde Hristiyanlığın Avrupa'yı tekrar kurtaracağına inanmışlardır.
    • Romantizm, Hristiyan sanatının en başından beri haçlı seferleri, şövalyeler ve İsa'nın hayatıyla ilgili hikayelerle ilgilidir.
    1:17:18Roman Kavramı ve Türk Romanı
    • "Roman" kelimesi Türkçede kullanılırken, Roma dillerinde yazılan eser anlamına gelir, İngilizler "roman" demez.
    • Ortaçağ'da İskender Romanı gibi nazım halinde yazılan eserler vardır, sonra şiirsellikten sanatsızlığa giderek dönüşür.
    • Türk romanı 19. yüzyıldaki yazılanlar belki Batı düzeyinde değildir, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Huzur" veya Abdülhak Şinasi Hisar'ın romanları Batı düzeyindedir.
    1:18:37Türk Romanı Örnekleri
    • Kemal Derviş'in "Esir Şehrin İnsanları", "Esir Şehrin Mahkumu", "Yol Ayrımı" üçlü romanında İstanbul'da yaşayan zengin bir aristokratın hikayesi anlatılır.
    • Kızı yanlış bir insanın doğru olduğunu anlayıp onunla evlenir, çarmıha gerilir ve özgür bir insan olarak İstiklal Savaşı'na katılır.
    • "Ceza Yedi", "Çınar Yaylası", "Köyün Kamburu" gibi trilojilerde de trajikomik kahramanlar vardır.
    1:20:00Bireyselleşme ve Evrensellik
    • Ege'nin bir özelliği bireyselleşme açısından evrensel vermek, bireysel olan evrenseldir.
    • Evrensel olan şey, bireysel olan şeyleri evrende bir sürü bireylerin tekil olarak ele almamız noktasıdır.
    • Sanatın, felsefenin, dinin amacı evrensel olanla tekil olanın özelde birleşmesidir.
    1:21:44Romantik Sanat ve Tarih
    • Romantik sanat Hristiyanlıkla başlar ve Alman Romantizmi ile birlikte, Schelling ve Hegel gibi düşünürler John Joysu'yu örnek alır.
    • İlk önceleri bireyi anlatmaya çalışanlar gitgide Hristiyanlığın bireyini anlatmaya, iç dünyayı anlatmaya çalışanlar nesir halindeki bir dünyayı ele vermeye başlarlar.
    • "Napolyon ile tarih, gövdeyle sanat ve engelle felsefe bitiyor" sözü, Fransız Devrimi'nin çıkmaza girmesi ve Napolyon'un ortaya çıkmasıyla ilgilidir.
    1:22:53Napolyon'un Etkisi
    • 1802 Mayıs-Eylül arasında Paris'te kelleler, savaşlar, öldürmeler ve cinayetler yaşanırken Napolyon gelip bir devlet çıkardı.
    • Napolyon, bankaları, üniversiteleri, evlilikleri ve sivil toplumu değiştirdi.
    • Napolyon, Almanya'yı işgal altında tutarken Ege'nin eserlerini yazmasına neden oldu ve tarihi değiştirdi.
    1:24:01Ege'nin Eserleri
    • Ege şiir, tiyatro eserleri ve üç roman yazdı: gençlik romanı, olgunluk romanı ve eş değiştirme olayını anlatan roman.
    • Ege gök bilim kitapları, çiçekler ve renkler üzerine eserler yazarak sanatın tüm türlere yayılabilceğini gösterdi.
    • Ege, gerçek hayatta üniversiteye girmek için torpil yapmış ve milli eğitim bakanı sayesinde üniversiteyi haklı olarak göklere çıkarmıştır.
    1:25:53Ege'nin Sanat Anlayışı
    • Romantikler, Ege'nin eserlerini romantik olarak nitelendirmişlerdir.
    • Ege'nin eserleri dört kitap olarak Türkçe'ye çevrilmektedir.
    • Ege, mimariyi ele alırken sembolik mimari, klasik romantik mimari gibi konuları ele almıştır.
    1:27:32Derrida ve Hegel
    • Jacques Derrida'nın "Gla" adlı kitabında, birisi öldüğünde çan çalınmasının anlamı incelenmektedir.
    • Derrida, Hegel'i batı kültürünün özeti olarak, diyaliktik bir düşünür olarak ele almıştır.
    • Hegel'in "Estetik" kitabında fallik sütunlar ve çiçek dini anlatılırken, sonunda yazıda bir cümle sonsuzdan sonsuza gider.
    1:30:07Mevlana ve Felsefi Tartışmalar
    • Mevlana'nın "Fihi Mafîh" kitabında tanrıyla sevişme konusu ele alınmaktadır.
    • İslam felsefesinde hulul olarak geçen enkarnasyon inancı, tasavvufta benzer konularla karşımıza çıkmaktadır.
    • Hegel'e göre sanat duyular yoluyla düşünceyi somut olarak gösterirken, din duygularda gösterir ve felsefe ise sonsuzluğu ifade eder.
    1:34:01Hegel'in Felsefe, Din ve Sanat Anlayışı
    • Felsefe, din ve sanat kavramlarında gösterdiği için hiyerarşi içerisinde diğerlerinden daha üstün bir noktada yer alır.
    • Din, felsefe ve sanatta sonlu iken sonsuza dönüşme özelliği vardır; kendi kendini tersine dönerler.
    • Felsefenin metafiziği, tersine dönüşmenin özelliğidir ve felsefenin nesnesi, konusu mutlaktır.
    1:35:31Hegel ve Karşı Çıkanlar
    • Hegel'e karşı çıkanlar arasında aynı üniversitede okuyan ve aynı odada kalan Schelling bulunur.
    • Schelling, Hegel'in kötülük problemini incelemediğini ve özgürlüğü düşünmeyi reddettiğini eleştirir.
    • Kötülük problemi felsefede, dinde ve sanatta da ele alınmaya başlamıştır.
    1:37:00Hegel'in Yazısı ve Çeviriler
    • Hegel, gündelik Almanca'da yazmasına rağmen okuyucular için zorlu bir dil kullanmıştır.
    • Dilin kendisi felsefeye yatkınlığı vardır ve Türkçe de çok yatkındır, ancak işlenmesi gerekmektedir.
    • Almanca'da kullanılan bazı kelimeler (örneğin "aufheben") diğer dillere çevirilirken anlam kaybına neden olabilir.
    1:40:22Çeviri Sorunları ve Türkçe
    • Hegel'in eserlerinin çevirilerinde dipnotlarla zenginleştirilmiş okuma yapılması gerekmektedir.
    • Felsefe kavramlarının Türkçe'ye aktarılması için türkçeleştirme çalışmaları yapılmıştır.
    • Felsefe kavramlarının Türkçe karşılıkları için daha iyi çözümler aranmalıdır, çünkü mevcut terimler günlük dilde kullanılmamaktadır.
    1:44:45Danto'nun Sanat Anlayışı
    • Danto, Hegel'den esinlenerek sanatın sonu hakkında makaleler yazmıştır.
    • Hegel'in diyalektik anlayışına göre herhangi bir şeyin sonu ona göre amacı demektir ve amacı sonlanınca kendi kendini tersine dönüp sonsuzlaşıyor.
    • Danto, Hegel'in bu incelikten yoksun olarak sanatın sonundan bahsediyor.
    1:46:03Hegel'in Doğu-Batı Anlayışı
    • Hegel'in diyalektik anlatılarında "ilkel" kavramı başlangıç anlamında kullanılmıştır.
    • Hegel'e göre doğuda başlar düşünce ve sanat, örneğin Hindistan, İran ve Mısır gibi ülkelerde.
    • Hegel'in felsefesinde bir avrupacılık var ve doğu-batı karşılaştırması yapar.
    1:48:14Arap Düşüncesinin Yeri
    • Hegel, Arap düşüncesini hiçbir zaman doğu olarak almaz çünkü Müslüman, Hristiyan ve Yahudilik tek tanrıcı dindir.
    • Tek tanrıcılık olan yerlerde doğruluk yoktur, bunun yerine aracı bir rol oynarlar.
    • Araplar dokuzuncu yüzyılda büyük filozoflar yetiştirmiş ve Platon, Aristo gibi filozofların eserlerini çevirmişlerdir.
    1:49:33Hafız ve Doğu Batı İlişkisi
    • Hafız'ın eserleri 18. yüzyıldan itibaren Batıya çevrilmeye başlanmıştır.
    • Alman romantiklerinde Arapların, Hintlilerin ve Mevlana'nın etkisi vardır.
    • Hegel'e göre tek tanrıcı dinler (Yahudilik, Hristiyanlık, Müslümanlık) doğudan (Ortadoğu) gelmiştir.
    1:50:25Doğu ve Batı Toplumlarında Özgürlük
    • Doğu toplumlarında sadece padişah veya pek adam özgürdür.
    • Yunan kültüründe birkaç kişi (şehirdeki yöneticiler veya burjuvalar) özgürdür.
    • Tek tanrıcı dinlerle (Hristiyanlık, Müslümanlık) herkesin özgür olduğu düşüncesi gelmiştir.
    1:52:18Kitaplar ve Gelecek Programlar
    • Jack Rasker'in "Ice Tesis" (Duyumsama) adlı kitabının çevirisi vardır.
    • Derrida'nın "Glas" adlı eserinin İngilizcesi bulunmaktadır.
    • Hoca, okullar açıldıktan sonra (ileride) Fransız filozofları da anlatacağını belirtmiştir.

    Yanıtı değerlendir

  • Yazeka sinir ağı makaleleri veya videoları özetliyor