TürkMedeniKanunu

Evet, anlaşmalı boşanmada 1 ay sonra evlilik bitebilir. Anlaşmalı boşanma, eşlerin boşanmanın sonuçları üzerinde anlaşarak mahkemeye başvurduğu bir davadır ve bu süreçte mahkeme, tarafların sunduğu anlaşmalı boşanma protokolünü uygun bulduğu takdirde boşanma kararı verir. Ancak, anlaşmalı boşanma için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekmektedir. Dolayısıyla, evlilik süresi bir yılı doldurmadan açılan boşanma davaları anlaşmalı boşanma olarak kabul edilmez ve bu durumda çekişmeli boşanma hükümleri uygulanır.

Üvey anne, çocuğa bakmak zorunda değildir, çünkü üveylik durumunda mirasçılık ortaya çıkmaz ve üvey çocuklar, üvey ana ve babanın mirasçısı olamazlar. Ancak, Türk Medeni Kanunu'nun 338. maddesine göre, eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler.

Zaman aşımı ve Türk Medeni Kanunu Madde 2 farklı kavramlardır: 1. Zaman Aşımı: Türk Medenî Kanunu'nun 20. maddesine göre, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı süreleri, Türk Medenî Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamışsa, bu süreler kanunun belirlediği süreden uzun ise, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra da bu sürenin geçmesiyle dolmuş olur. 2. Türk Medeni Kanunu Madde 2: Bu madde, hukuki ilişkilerin kapsamı başlığı altında yer alır ve "dürüst davranma" ilkesini düzenler.

Evet, formalize evlilik yasaldır. Türkiye'de evlilik, Türk Medeni Kanunu'na göre resmi nikah şeklinde gerçekleştirilir.

Evet, boşanma davası açılınca mal rejimi sona ermiş sayılır. Türk Medeni Kanunu'na göre, mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer ve bu tarihten itibaren edinilmiş malların paylaşımı yapılır.

Evet, eşler arasında çocuk konusunda anlaşmazlık boşanma sebebi olabilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılması boşanma sebebi olarak kabul edilir ve bu kapsamda çocuk sahibi olma konusunda eşler arasındaki ciddi anlaşmazlıklar da değerlendirilir. Yargıtay kararlarına göre, makul bir sebep olmaksızın çocuk istemeyen eş kusurlu kabul edilebilir ve bu durum boşanma davasında dikkate alınır.

Vasiyetnamenin açılma süresi uzatılamaz, çünkü Türk Medeni Kanunu'na göre vasiyetname, mirasbırakanın ölümünden sonra en geç bir ay içinde sulh hakimine teslim edilmeli ve açılmalıdır.

Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, 3 Aralık 2001 tarihinde kabul edilen ve 4722 sayılı bir kanundur. Bu kanunun amacı, Türk Medenî Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında usul ve esasları belirlemektir. Kanunun bazı önemli maddeleri: - Geçmişe etkili olmama kuralı: Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukukî sonuçlarına, o dönemde yürürlükte olan kanun hükümleri uygulanır. - Kamu düzeni ve genel ahlâk: Türk Medenî Kanununun kamu düzeni ve genel ahlâkı bağlamaya yönelik kuralları, bütün olaylara uygulanır. - Mal rejimleri: Türk Medenî Kanununun yürürlüğe girmesinden önce evlenmiş olan eşler, eski hukuka göre tâbi oldukları mal rejimini kullanmaya devam ederler. - Tüzük ve yönetmelikler: Türk Medenî Kanununda öngörülen tüzük ve yönetmelikler, kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içinde çıkarılır.

Eşini kaybetmiş bir kadının tekrar evlenebilmesi için Türk Medeni Kanunu'na göre 300 günlük bir bekleme süresi bulunmaktadır. Ancak, bu sürenin kaldırılması için mahkemeye başvurarak iddet müddetinin kaldırılması talep edilebilir.

Eşlerin birbirine izin verme zorunluluğu, belirli durumlar için geçerlidir. 1. Evlenme Durumu: Türk Medeni Kanunu'na göre, küçük veya kısıtlı olan bir kişi evlenebilmek için yasal temsilcisinin imzasını içeren yazılı izin belgesini sunmak zorundadır. 2. Aile Konutunun Kullanımı: Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. 3. Kefalet Durumu: Evli bir kişi kefil olacak ise, eşinin yazılı rızasını almak zorundadır. Diğer durumlarda, eşlerin birbirine izin verme zorunluluğu genel olarak evlilik birliğinin mutluluğu ve ortak yaşamı sürdürme yükümlülükleri çerçevesinde değerlendirilir.

TMK 962 maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun Taşınır Rehni başlıklı üçüncü bölümünde yer alan "Rehin Karşılığında Ödünç Verme İşi ile Uğraşanlar" başlıklı üçüncü ayırımın birinci maddesi olarak belirlenmiştir. Maddesinin içeriği şu şekildedir: "İşletme olarak taşınır rehni karşılığında ödünç verme işiyle uğraşmak isteyenler, yetkili makamdan izin almak zorundadırlar".

Akraba ile evlenmenin yasak olduğu haklar, Türk Medeni Kanunu'nun 129-133. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kesin evlenme engelleri şunlardır: Üstsoy ile altsoy arasında evlilik yapılamaz. Kardeşlerin evlenmesi yasaktır. Amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında evlilik yapılamaz. Kayın hısımlığı nedeniyle, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında evlilik yasaktır. Evlat edinen ile evlatlık arasında ve bunların altsoyu ile eşi arasında evlilik yapılamaz. Kesin olmayan evlenme engelleri ise iddet müddeti (bekleme süresi) ve bulaşıcı hastalıklardır.

Bebeğin isim hakkı, İslam'a göre öncelikle babaya aittir. Türk Medeni Kanunu'na göre ise çocuğun adını ana ve babası birlikte koyar.

Eşler arasında mal rejimi, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde şu yollarla belirlenir: 1. Yasal Mal Rejimi: Eşler bir mal rejimi sözleşmesi yapmadıkları takdirde, evlilik tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi otomatik olarak geçerli olur. 2. Mal Rejimi Sözleşmesi: Eşler, evlenmeden önce veya evlendikten sonra, noter huzurunda yapacakları bir sözleşmeyle farklı bir mal rejimi seçebilirler. 3. Evlilik Sırasında Değişiklik: Eşler, karşılıklı anlaşma ile mevcut mal rejimini değiştirebilirler ve bu işlem de noter huzurunda yapılmalıdır. Mal rejimi, eşlerin mal varlıklarının nasıl yönetileceğini ve evlilik sona erdiğinde nasıl paylaşılacağını belirler.

Çıkarım evlilikleri için belirli bir süre yoktur. Ancak, Türk Medeni Kanunu'na göre, boşanma veya eşin ölümü sonrası kadının yeni bir evlilik yapabilmesi için 300 günlük bir bekleme süresi (iddet müddeti) vardır.

Evladın anne babaya bakma zorunluluğu, Türk Medeni Kanunu'na göre çocuk ergin olana kadar devam eder. Eğer çocuk eğitimi nedeniyle ergin olduğu halde hala okulda ise, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.

Zina nedeniyle boşanma, Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesinde düzenlenmiştir.