Tümör

Tomografi, vücudun iç yapılarının detaylı kesitsel görüntülerini elde etmek için kullanılır ve çeşitli amaçlarla çekilir: Hastalıkların teşhisi: Tümör, enfeksiyon, iç kanama, damar tıkanıklıkları, kemik kırıkları ve beyin hastalıklarının tespitinde kullanılır. Cerrahi planlama: Ameliyat öncesi tedavi planı oluşturmak için gereklidir. Acil durumlar: Travma, iç kanama, felç gibi acil tıbbi durumlarda hızlı teşhis koymak için tercih edilir. Kanser taraması: Kanser evresinin belirlenmesi ve tedavi yönteminin etkinliğinin izlenmesinde kullanılır. Biyopsi ve girişimsel işlemler: Bu tür işlemlerde görsel yardım sağlar. Tomografi, röntgen ışınları kullandığı için radyasyon içerir, ancak gelişen teknoloji ile birlikte daha hızlı ve düşük doz radyasyonla görüntüleme yapılabilir.

Tümör, iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) olabilir ve her ikisi de farklı riskler taşır. İyi huylu tümörler genellikle tehlikeli değildir ve yayılmaz, ancak büyüklüklerine ve konumlarına göre sorunlara yol açabilirler. Kötü huylu tümörler ise kanser olarak adlandırılır ve hızla büyüyüp, çevre dokulara yayılarak ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Tümörlerin tehlikeli olup olmadığını kesin olarak belirlemek için bir uzmana danışılması önerilir.

Hayır, tümör ve kanser aynı şey değildir. Tümör, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşan anormal bir kitle veya doku büyümesidir. Kanser, vücuttaki hücrelerin bozukluğudur ve kötü huylu tümörleri tanımlar. Özetle, her kanser bir tümördür, ancak her tümör kanser değildir.

Tümörün iyi huylu mu kötü huylu mu olduğunu anlamak için aşağıdaki belirtilere dikkat edilebilir: Hücre büyümesi: İyi huylu tümörler yavaş büyürken, kötü huylu tümörler hızlı ve kontrolsüz bir şekilde büyür. Sınırlanma: İyi huylu tümörler genellikle çevresindeki dokulara yayılmaz ve kapsüllü bir yapıya sahiptir. Metastaz yapma durumu: İyi huylu tümörler metastaz yapmazken, kötü huylu tümörler metastaz yapabilir. Dokuya zarar verme: İyi huylu tümörler çevre dokuya zarar vermezken, kötü huylu tümörler çevre dokuları tahrip eder. Tümör tipinin kesin olarak belirlenmesi için tıbbi testler gereklidir. Bu testler arasında fiziki muayene, kan tahlili, röntgen, MR, bilgisayarlı tomografi ve biyopsi bulunur. Tümör belirtileri fark edildiğinde erken tanı için vakit kaybetmeden bir uzmana danışılmalıdır.

Oğuz Atay'ın hastalığı, beyninde çıkan habis bir tümördür. Yazar, 1976 yılının son aylarında dayanılmaz bir baş ağrısı ve mide bulantısı yaşamıştır. Atay, bir süre Londra’da tedavi görmüş ancak hastalıktan kurtulamayarak 13 Aralık 1977'de İstanbul'da hayatını kaybetmiştir.

Hayır, her tümör kanser değildir. Tümörler, vücuttaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşan anormal kitle veya doku büyümeleridir ve iyi huylu (benign) veya kötü huylu (malign) olabilirler. İyi huylu tümörler. Kötü huylu tümörler.

Malignite, halk arasında kötü huylu olarak bilinen, kanser sayılabilecek türden tümör türlerini ifade eder. Bu tümörler, kontrolsüz hücre büyümesiyle karakterizedir ve vücudun farklı bölgelerine yayılabilir. Malignitenin bazı türleri şunlardır: Karsinom. Sarkom. Germ hücre tümörü. Blastom. Meninjiyom. Malign tümörler, hayati tehlikeye neden olabilir.

Hipofizdeki tümörler genellikle iyi huyludur ve tehlikeli değildir, ancak bazı durumlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilirler. Tehlike oluşturabilecek durumlar: Tümör büyüklüğü: Büyük tümörler, hipofiz bezinin normal işlevini engelleyerek hormon yetersizliğine neden olabilir. Hormon üretimi: Fonksiyonel tümörler, aşırı hormon üreterek vücutta dengesizliklere yol açabilir. Bası etkisi: Tümör, çevre dokulara baskı yaparak baş ağrısı, görme bozuklukları ve halsizlik gibi belirtilere neden olabilir. Tedavi yöntemleri, tümörün türüne, büyüklüğüne ve semptomlara bağlı olarak cerrahi müdahale, ilaç tedavisi veya radyoterapi olabilir. Doğru teşhis ve tedavi için bir uzmana danışılması önerilir.

Orbita tümörü, tehlikeli olabilen bir kitledir. İyi huylu tümörler. Kötü huylu tümörler. Orbita tümörü teşhisi, bir göz doktoru tarafından yapılan tanılama uygulamaları ile konulur.

Babil dizisindeki Deniz karakterinin hastalığı, beyninde tümör bulunmasıdır. Özcan Deniz'in hastalığı ise Şubat 2025'te yaşadığı kalp spazmı ve kalp damarlarındaki tıkanıklıktır.

PN1a, meme kanserinde kullanılan TNM evreleme sisteminde bir terimdir ve 1-3 aksiller lenf noduna metastaz yapmış, en az biri 2 mm'den büyük tümör anlamına gelir. Ayrıca, PN1a dosya uzantısı, genellikle Binary Data olarak bilinen ve Unknown Developer tarafından geliştirilen bir dosya türünü ifade eder. PN kısaltması, boru ve vana sistemlerinde kullanılan Nominal Basınç (Pressure Nominal) kavramını da ifade edebilir.

Schwannom (sinir kılıfı tümörü) genellikle iyi huyludur. Ancak, vakaların yaklaşık yüzde beşinde kötü huylu hale gelebilir. Schwannomun iyi huylu olup olmadığını kesin olarak belirlemek için bir uzmana danışılması önerilir.

Kordoma, omurga ve kafatası tabanında gelişen nadir ve yavaş büyüyen bir kemik tümörüdür. Özellikleri: Köken: Embriyonik dönemde gelişen notokord kalıntılarından kaynaklanır. Yaygınlık: Tüm primer kemik tümörlerinin %1-4'ünü oluşturur. Etkilenenler: Genellikle orta yaş ve yaşlı kişilerde görülür, ancak çocuklarda ve genç yetişkinlerde de nadir olarak ortaya çıkabilir. Belirtiler: Tümörün konumuna bağlı olarak sırt ve bel ağrısı, bacaklarda güç kaybı ve uyuşma, bağırsak veya mesane kontrol problemleri, baş ağrısı, çift görme gibi nörolojik belirtiler görülebilir. Tedavi: Cerrahi müdahale, radyoterapi ve hedefe yönelik tedaviler içerir. Kordoma, metastaz yapabilen agresif bir tümördür.

Beyin tümörünün atardamarı tıkaması hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, beyinde damar tıkanıklığı hakkında bilgi verilebilir. Beyinde damar tıkanıklığı, beyin dokusuna kan akışının azalması veya tamamen kesilmesi sonucu ortaya çıkan ciddi bir sağlık sorunudur. Beyinde damar tıkanıklığının yaygın nedenleri: ateroskleroz (damar sertliği); yüksek tansiyon; sigara kullanımı; diabetes mellitus (şeker hastalığı); yüksek kolesterol. Belirtiler, tıkanıklığın şiddetine ve etkilenen beyin bölgesine bağlı olarak değişebilir. Tedavi, tıkanıklığın şiddetine, yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir ve ilaç tedavisi, cerrahi müdahale ve yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir.

Pozitif tümör hücrelerinin %100 kuvvetle şiddetle nükleer boyanması, PD-L1 protein ekspresyonunun tümör hücrelerinde %50 ve üzeri oranda boyanması anlamına gelebilir. Ancak, nükleer boyanmanın detayları ve anlamı, kullanılan yöntem ve değerlendirme kriterlerine göre değişebilir. Örneğin, PCNA ve Ki-67 gibi proliferasyon belirteçlerinde, tümör hücrelerinde %0-25 oranında pozitif boyanma "Grade I", %76-100 oranında boyanma ise "Grade IV" olarak değerlendirilir. Doğru yorum için, testin yapıldığı laboratuvarın yönergelerine ve bir sağlık profesyonelinin değerlendirmesine başvurulması önerilir.

Peritoneal karsinomatozis, karın zarının (periton) kötü huylu tümör hücreleri tarafından tutulmasına veya etkilenmesine verilen isimdir. Bu durum, genellikle karın içinde bulunan over, apendiks, kalın bağırsak, uterus, mide, pankreas gibi bir organın kanserinin peritonu da tutmasıyla ortaya çıkar. Peritoneal karsinomatozis, daima ilerlemiş kanser hastalığının bir göstergesidir ve belirgin olarak azalmış yaşam beklentisi ile beraber seyreder.

Mastektomi, genellikle meme kanseri tedavisi veya kanser riskini azaltmak amacıyla yapılan cerrahi bir işlemdir. Mastektomi yapılmasının bazı nedenleri: Meme kanseri tedavisi: Kanserli dokunun tamamen çıkarılması ve yayılmasının önlenmesi. Koruyucu mastektomi: Meme kanseri riski yüksek olan kadınlarda, henüz kanser gelişmemişken, riski en aza indirmek için yapılan ameliyat. Diğer nedenler: Memede tekrarlayan enfeksiyonlar, kronik ağrı veya meme dokusunda ciddi deformasyon gibi durumlar.

Nörinomatozis, çoklu nöromaların gelişimi ile karakterize edilen nadir bir genetik hastalıktır. Nörinomatozisin ana semptomu, sinir dokusunda baş, boyun, omurilik ve periferik sinirler dahil olmak üzere vücudun çeşitli yerlerinde ortaya çıkabilen tümörlerin oluşmasıdır. Nörinomatozis, esas olarak NF1, NF2 veya SMARCB1 genlerindeki genetik mutasyonlardan kaynaklanır. Nörinomatozis tanısı, klinik semptomların yanı sıra manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) gibi incelemelerin sonuçlarına dayanır. Tedavi, tümörlerin semptomlarına ve özelliklerine bağlıdır.

Ameloblastik tümör, genellikle iyi huylu bir odontojenik tümör olarak kabul edilir. İyi huylu tümörler, genellikle yavaş büyüyen, kanser riski taşımayan ve metastaz yapma özelliği olmayan kitlelerdir. Ancak, bazı durumlarda iyi huylu tümörler, bulundukları bölgeye bağlı olarak çevre dokulara baskı yapabilir ve bu durumda tedavi gerektirebilir. Kesin teşhis için histopatolojik incelemenin dikkatle yapılması ve biyopsi örneklerinin eksiksiz alınması önemlidir. Tedavi ve teşhis için bir uzmana danışılması önerilir.

Derin yerleşimli benign kitle, vücudun iç dokularında veya organlarında bulunan, kanser dışı (iyi huylu) kitlelerdir. Benign kitleler genellikle yavaş büyür, çevre dokulara zarar vermez ve metastaz yapmazlar. Bazı benign kitle türleri: Lipom: Yağ dokularında oluşan yumuşak tümörler. Fibrom: Bağ dokusundan oluşan iyi huylu kitleler. Adenom: Bezlerde ve organları kaplayan epitel dokuda gelişen tümörler. Teşhis ve tedavi için bir uzmana danışılması önerilir.