TDK

Mahal bırakmak, Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre "bir şeyin olmasına izin vermemek" anlamına gelir. Örnek cümleler: "Yanlış anlaşılmaya mahal bırakmamak için açıklama yaptım". "Üzülmenize mahal bırakmamak için elimden geleni yapacağım".

Arp, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre dik tutularak parmakla çalınan, üç köşeli, telli bir çalgı anlamına gelir.

Umursamazlık, TDK'ye göre "umursamama, aldırış etmeme durumu" anlamına gelir.

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre doğru yazım şekli "çalıkuşu" olarak bitişik yazılmasıdır. "Çalı kuşu" şeklinde ayrı yazımı yanlıştır.

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre, Türk lirasının kısaltması TL olarak büyük harflerle ve bitişik yazılır.

"Köy AA" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, "köy" kelimesinin bazı anlamları şunlardır: Yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri veya nüfus yoğunluğu yönünden şehirden ayırt edilen, genellikle tarımsal alanda çalışılan, konutları ve öteki yapıları bu hayata uygun yerleşim birimi, köylük yer, köy yeri. Köy halkı. Tüzel kişiliğe sahip tarımsal yerleşim. Ayrıca, "köy" kelimesi hakaret yollu olarak eğitimsizlik, cahillik veya kabalıkla özdeşleşmiş yer anlamında da kullanılabilir.

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre doğru yazım şekli "ara sıra" olarak ayrı yazılmasıdır.

Muhabbet kelimesinin TDK'ya göre doğru yazılışı "muhabbet" şeklindedir. "Muabbet" olarak kullanımı yanlıştır.

Terki hayat etmek, TDK'ye göre "ölmek" anlamına gelir. Ayrıca, "terki hayat" ifadesi, Osmanlıca bir terim olup "ölüm, vefat" anlamında kullanılır.

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre turizm kelimesinin kısaltması TURİZM olarak yazılır. Büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz.

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre doğru yazım şekli "yüzölçümü" olarak bitişik değil, ayrı olarak yazılmasıdır. Örnek doğru kullanım: "Türkiye'nin yüzölçümü yaklaşık 783 bin kilometrekaredir". Yanlış kullanım: "Türkiye'nin yüz ölçümü yaklaşık 783 bin kilometrekaredir".

Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne göre "cereyan etmek" kelimesinin anlamları şunlardır: geçmek, olmak ya da yapılmak; akış, bir şeyin gerçekleşmesi, ortaya çıkması, vuku bulması; ekol, fikir akımı. Örnek cümleler: "Yaşananlar bir anda cereyan etti." "Bahsedilen hırsızlık olayı dün gece yarısından sonra cereyan etmiş." "Dadaizm cereyanı." "İkinci Yeni Cereyanı."

Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "kabin" kelimesinin anlamları: Küçük, özel bölme. Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde küçük bölme. Uçakta yolcuların oturduğu bölüm. Plajda soyunma yeri. Ayrıca, Türkiye Türkçesi ağızlarında "kabin" kelimesi kürk, gocuk veya yağmurluk anlamına da gelir.

Soğukkanlı kelimesi, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan, serinkanlı, itidal sahibi" anlamına gelir. Örnek cümle: "Atatürk, gündelik politika işlerinde, işte böylesine soğukkanlı, telaşsız, hesaplı ve hatta hoş görür bir insandı". Kelimenin doğru yazılışı "soğukkanlı" şeklindedir, "soğuk kanlı" kullanımı yanlıştır.

"İliğine (veya iliklerine) kadar işleyen kadın" ifadesinin TDK'ye göre bir anlamı bulunmamaktadır. Ancak, "iliğine (veya iliklerine) kadar" deyimi, iyice, en son sınırına dek anlamına gelir. Örnek cümleler: "Şemsiyeleri olmayınca, hepsi iliklerine kadar ıslanmış." "Bu coşkuyu iliklerime kadar hissettim."

"Koku meydan" ifadesinin TDK'ya göre bir anlamı bulunmamaktadır. Ancak, "koku" ve "meydan" kelimelerinin anlamları şu şekildedir: Koku: Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üzerindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu, güzel kokmak için sürülen esans veya belirti, işaret anlamlarına gelir. Meydan: Alan, yarışma veya eğlence yeri, bulunulan yer ve çevresi, fırsat veya vakit anlamlarına gelir. Eğer farklı bir bağlamda kullanılıyorsa, daha fazla bilgi sağlanması gerekebilir.

1'inci kelimesinin TDK'ya göre doğru yazılışı, 1’inci şeklindedir. Sıra sayıları ekle gösterildiklerinde rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır, ayrıca nokta konmaz: 8.'inci değil 8'inci, 2.'nci değil 2'nci vb..

Sakınca kelimesi, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur" anlamına gelir. Ayrıca, bir gözlem durumu ya da bir ölçme işleminin amaca ulaşmasını engelleyen etken ya da koşul olarak da tanımlanabilir.

Ahvali hazıra, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "zamanın şartları, mevcut durum" anlamına gelir. Ayrıca, "ahvali hazıra" bir deyim olup, bir kişinin ya da bir grubun, beklenmedik bir durum karşısında hazırlıklı, çabuk ve etkili bir şekilde tepki verme yeteneğini ifade eder.

İtimat beslemek, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "güven duymak, güvenmek" anlamına gelir. İtimat kelimesi genellikle bir fiil ile birlikte kullanılır ve bu fiil "etmek" veya "beslemek" olabilir.