2010 yapımı The American filmi, yorulan ve geçmişi ardında bırakmak isteyen bir kiralık katilin şüphe ve tehlikelerle dolu hikayesini anlatıyor. Filmin konusu şu şekilde özetlenebilir: Jack ve sevgilisi Ingrid, İsveç'te dinlenmektedir. Jack, Roma'ya kaçar ve Pavel adlı bir adamla tanışır. Jack, Pavel'in verdiği cep telefonunu atar ve Edward adıyla gittiği Castel del Monte'ye gider. Pavel, Jack'e bir iş ayarlar. Yerel rahip Father Benedetto, Jack'le arkadaş olur. Jack, takip edildiğini düşünür ve bir adam tarafından öldürülmeye çalışılır, ancak Jack onu öldürür. Jack, Clara'ya karşı bir şeyler hissetmeye başlar ve onunla bir hayat kurmayı hayal eder. Jack, Pavel'i arayarak İsveçlilerin onu nasıl bulduğunu sorar ve Pavel, Jack'in yeteneklerini kaybettiğini söyler. Jack, Clara'yı öldürmeyi planlar, ancak Clara'nın onu öldürmeye çalışmaması üzerine Jack ona güvenir ve onunla şehirde buluşmayı kabul eder. Jack, son işi olarak tüfeği ve mühimmatı Mathilde'e teslim etmeyi kabul eder, ancak son anda çantasını yeniden açar. Jack, Mathilde'in onu öldürmeye çalıştığını düşünür, ancak bir grup okul çocuğunun gelmesiyle yüzleşme önlenir. Mathilde, Jack'e bir zarf dolusu para verir ve ayrılırlar. Pavel, Mathilde'i arayarak Jack'i öldürüp öldürmediğini sorar. Film, The Day of the Jackal (1973) adlı esere yakın bir anlatı stratejisi ve karakter profili izler. Jack ve Clara arasındaki diyalogların bir kısmı, Graham Greene'in The Honorary Consul (1973