SinemaTarihi

Romanya sineması, özellikle 2000'li yıllardan itibaren gerçekleştirdiği "yeni dalga" ile uluslararası alanda dikkat çekmiştir. Romanya sinemasının önemli olmasının bazı nedenleri: Uluslararası başarılar: Romanya sineması, Cannes ve Locarno gibi büyük uluslararası festivallerde ödüller kazanmıştır. Tematik derinlik: Filmler, Çavuşesku rejimi ve sonrası dönemin Romanya halkı üzerindeki etkilerini işler. Yönetmenlerin etkisi: Yeni dalga yönetmenleri, usta Rumen yönetmen Lucian Pintilie'den etkilenmiştir. Aesthetic normlar: "Moartea domnului Lazarescu" filmi, 150 dakikalık uzunluğu ve hiperrealist mise en scène'i ile yeni dalga filmlerinin estetik normlarını belirlemiştir. Romanya sineması, aynı zamanda Avrupa ortak yapımlarına da katkı sağlamaktadır.

Maradona'nın hayatını anlatan "Maradona by Kusturica" belgeseli, aşağıdaki yerlerde çekilmiştir: Arjantin; Dubai; Sırbistan; İtalya. Belgeselin çekimleri, Maradona'nın daha önce top koşturduğu İtalya'nın Napoli ve İspanya'nın Barcelona şehirlerinde gerçekleştirilmiştir.

David Bordwell'e göre film, görsel anlatı ve sinematik hikaye anlatıcılığı geleneğinin bir parçasıdır. Bordwell'in filmle ilgili bazı diğer görüşleri: Film Çalışmaları: Film çalışmaları, filmleri ve üretim-tüketim süreçlerini anlamaya yönelik bir çabadır. Analiz ve Açıklama: Filmler, parçalarına ayrılarak analiz edilmeli ve bu parçaların nasıl bir araya gelerek anlamı oluşturduğu incelenmelidir. Neoformalizm: Film analizinde, bir filmin algısal ve semiotik özellikleri arasındaki ayrıma odaklanan bir yaklaşımdır.

Paris Underground (1945) filminin bazı oyuncuları: Constance Bennett. Gracie Fields. Kurt Kreuger. George Rigaud (Jorge Rigaud). Eily Malyon. Charles Andre. Leslie Vincent. Vladimir Sokoloff. Richard Ryen. Maurice Cass.

Alfred Hitchcock'un gerilim ustası olarak anılmasının bazı nedenleri: Gerilim yaratma tekniği: Hitchcock, gerilimi korkutucu sahnelerden ziyade, izleyicinin zihninde yarattığı beklenti ve merak duygusuyla oluşturur. MacGuffin tekniği: Hikâyenin ilerlemesini sağlayan, ancak kendi başına önemsiz olan unsurlarla izleyicinin dikkatini yönlendirir. Görsel anlatım: Filmlerindeki her kareyi dikkatlice planlar ve kamera kullanımını bir karakter gibi ustaca yönetir. Psikolojik derinlik: Karakterlerini, insan doğasının karanlık yönlerini yansıtan aynalar olarak kullanır ve onların psikolojik çatışmalarını işler. Yenilikçi sinema teknikleri: Kamera hareketleri ve mekân tasarımı gibi unsurlarla gerilim hissini artırır.

Vigo: Yaşama Tutkusu (Vigo: Passion For Life), ünlü Fransız yönetmen Jean Vigo'nun hayatını ve son filmi "L'Atalante"nin çekildiği dönemleri anlatıyor. Filmin konusu: Tüberküloza yakalanan Jean Vigo, tedavi için Fransa'nın Pirene dağlarındaki bir sanatoryuma gönderilir. İsyankar bir ruha sahip olan Vigo, sanatoryumun yöneticisi Dr. Gerard ile çatışmaya başlar. Hastaları kobay gibi gören doktorun insanlık dışı tedavi yöntemleri, hastaların sağlığını iyileştirmezken yaşam sevinçlerini de yok eder. Vigo, sanatoryumda tanıştığı Lydu Lozinska ile bir hayat kurmaya karar verir. Ancak, Vigo'nun babasından miras kalan kötü anılar peşlerini bırakmaz. Film, bir yandan Vigo'nun sinema tutkusunu ortaya koyarken, diğer yandan hastalıklar, sefalet ve aşk acılarıyla olan mücadelesini de gözler önüne serer.

"İstanbul Life" filminin nerede çekildiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, 1968 yılında çekilen "İstanbul Tatili" filminin Sultan Ahmet Meydanı, Eminönü Meydanı ve İstanbul Boğazı gibi farklı semtlerde çekildiği bilinmektedir. İstanbul'da çekilen film ve dizilerin bazı diğer örnekleri: "Tokatçı" filmi, İstanbul Sarıyer Reşitpaşa semtinde çekilmiştir. "Hababam Sınıfı" filmleri, Üsküdar'daki tarihî Adile Sultan Kasrı'nda çekilmiştir. "Bizim Aile" filmi, 1975 yılında Üsküdar'da çekilmiştir.

İtalyan korku filmlerinden bazıları şunlardır: Black Sabbath (1963). Suspiria (1977). Cannibal Holocaust (1980). The Beyond (1981). Le orme (1975). Lisa e il diavolo (1973). Schock (1977). Macabro (1980). Ayrıca, Letterboxd sitesinde Antonio Tentori ve Luigi Cozzi'nin "Italian Horror Movies" adlı kitabında bahsedilen İtalyan korku filmleri listesi de bulunmaktadır. Sinefil sitesinde ise İtalya yapımı korku türü filmler kategorisi mevcuttur.

İlk Türk filmi, 14 Kasım 1914 tarihinde Fuat Uzkınay tarafından çekilen "Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı" adlı belgeseldir. Son Türk filmi hakkında bilgi bulunamadı. Bazı önemli Türk filmleri: İlk sesli Türk filmi: 1931 yapımı "İstanbul Sokaklarında". İlk renkli Türk filmi: 1953 yapımı "Halıcı Kız".

"Canavar Kadın" Türk filmi 1958 yılında çekilmiştir.

Eski Türk filmlerinde yasaklanan bazı sahneler şunlardır: Müstehcen sahneler. Küfür ve argo içeren konuşmalar. Ayrıca, "Sakar Şakir" ve "Kapıcılar Kralı" gibi filmlerde yer alan bazı sahneler, RTÜK'ün isteği üzerine makaslanmıştır.

"Metro" adlı filmler farklı nedenlerle yasaklanmıştır: 1. "Metro" (1991) filmi, Rajiv Gandhi'nin suikastını konu alan ve yönetmen RK Selvamani tarafından çekilen film, hem bölgesel hem de revising komitelerinden sansür onayı alamadığı için yasaklanmıştır. 2. "Metro 2033" filmi ise, kitabın yazarı Dmitry Glukhovsky'nin, filmin gidişatından memnun kalmaması ve Moskova yerine Washington'da geçecek olması gibi değişiklikleri kabul etmemesi nedeniyle iptal edilmiştir.

"Orka" filminin neden yasaklandığına dair doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, benzer bir durum olan ve Kazım Öz'ün yönettiği "Oy'una Geldik" filmi, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "şiddeti özendirme" gerekçesiyle yasaklanmıştır.

1960-1970 yılları arasında en iyi filmler arasında öne çıkanlar şunlardır: Psycho (1960). Peeping Tom (1960). Persona (1966). In the Heat of the Night (1967). Selvi Boylum Al Yazmalım (1977). Bu dönemde öne çıkan diğer filmler arasında "Charade" (1963), "The Umbrellas of Cherbourg" (1964) ve "Midnight Cowboy" (1969) da bulunmaktadır. En iyi film seçimi kişisel tercihlere göre değişebilir.

Yaz Bekarı filmi, eşinden sıkılmış ve mutsuz bir evliliği olan iş adamı Orhan ile şarkıcı Leyla’nın arasında geçen olayları anlatır. Orhan, bir barda tanıştığı Leyla ile romantik bir ilişki yaşamaya başlar. Film, kırık bir aşk hikayesini işler.

Fransız siyah beyaz sineması, 20. yüzyılın başlarından 1960'lı yıllara kadar olan süreyi kapsayan, hem sanatsal hem de teknik açıdan özgün yaklaşımlar sunan bir film türüdür. Bu dönemde Fransız sineması, ressamlar ve şairlerin de dahil olduğu Avantgarde akımı ile yeniden canlanmış, ardından 1930'larda Şiirsel Gerçekçilik akımının etkisiyle gerçekçiliği ön plana çıkarmıştır. Önemli Fransız siyah beyaz filmlerinden bazıları: "Neşeli Pazar"; "Sisler Rıhtımı"; "Hal ve Gidiş Sıfır"; "Breathless" (Godard). Günümüzde de bazı yönetmenler, "The Artist" ve "Roma" gibi eserlerle bu geleneği sürdürmektedir.

Amerika'da yasaklanan bazı filmler şunlardır: Scarface (1932). Ossessione (1943). The Moon Is Blue (1953). The Burning Question, Mom and Dad, No Orchids For Miss Blandish, Without Pity, Woman Of Antwep, Gigi (1949 Fransız versiyonu), She Shoulda Said No!, The Paris Waltz. Belly (1998). Ayrıca, "Potemkin Zırhlısı" (Battleship Potemkin, 1925), "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" (All Quiet on the Western Front, 1930) ve "Otomatik Portakal" (A Clockwork Orange, 1971) gibi filmler de bazı ülkelerde yasaklanmış olup, Amerika'da da yasaklanma riski taşıyabilir. Amerika'da film yasaklama yetkisi eyaletlere aittir ve her eyaletin kendi yasaları vardır.

Parodi filmler, özellikle 20. yüzyılın başlarında, sessiz filmler döneminde yaygınlaşmaya başlamıştır. İlk parodi film olarak 1905 yapımı "The Little Train Robbery" kabul edilir ve bu film, 1903 yapımı "The Great Train Robbery" filminin bir parodisidir. Ayrıca, Charlie Chaplin, Buster Keaton ve Harold Lloyd gibi oyuncuların filmleri de bu türün öncülerindendir ve 1970'ler ile 1980'lerde Mel Brooks gibi yönetmenlerin eserleriyle popülerlik kazanmıştır.

Renklendirilmiş bazı eski filmler: 20 Million Miles to Earth (1957); 30 Seconds over Tokyo (1944); The Asphalt Jungle (1950); Babes in Toyland (1934); Oz Büyücüsü (1939). Ayrıca, siyah-beyaz çekilip sonradan renklendirilen birçok film de bulunmaktadır, örneğin The Treasure of Sierra Madre (1948) ve Yankee Doodle Dandy (1942). Renklendirme işlemi, video bandı üzerinde gerçekleştirilir ve orijinal filme zarar vermez.

Berlin'de çekilen bazı filmler: Wings of Desire (1987). Germany Year Zero (1948). The Lives of Others (2006). Run Lola Run (1998). Good Bye Lenin! (2003). Victoria (2015). Ayrıca, "The Queen's Gambit", "Soysuzlar Çetesi" ve "Clärchens Ballhaus" gibi yapımlarda da Berlin mekan olarak kullanılmıştır.