SeraGazları

Karbon ayak izi hesaplamak için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Veri toplama. 2. Emisyon faktörlerinin belirlenmesi. 3. Hesaplama. Karbon ayak izi hesaplamak için aşağıdaki siteler kullanılabilir: WWF; Avrupa Birliği; Birleşmiş Milletler. Ayrıca, profesyonel çevresel danışmanlık firmaları, İstanbul Sanayi Odası gibi kuruluşlar ve iklim finansmanı ile ilgilenen bazı şirketler, dijital araçlar ve yazılımlar aracılığıyla kurumsal karbon ayak izi hesaplama hizmeti sunmaktadır. Karbon ayak izi hesaplamaları, standart değerlere dayandığı için kesin sonuçlar vermeyebilir.

Metanın önemli olmasının bazı nedenleri: Enerji kaynağı: Metan, doğal gazın ana bileşenidir ve önemli bir fosil yakıttır. Kimyasal hammadde: Metan, hidrojen, metanol ve plastik üretiminde kullanılır. Sera gazı: Küresel ısınmaya etkisi yüksektir; karbondioksitten daha fazla sera etkisi yaratır ve atmosferde ısıyı tutma kapasitesi daha yüksektir. Çevresel etkiler: Metan, yer seviyesinde ozon oluşumuna katkıda bulunur ve ekosistemleri etkileyebilir. Ekonomik ve sosyal etkiler: Metan emisyonları, tarımsal verimliliği ve su kalitesini etkileyerek ekonomik ve sosyal sorunlara yol açabilir.

İklim ve küresel ısınma arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: Küresel ısınma, Dünya yüzeyindeki ortalama sıcaklığın artmasıdır. İklim değişikliği, küresel ısınmanın Dünya iklim sistemi üzerinde meydana getirdiği değişikliklerdir. Küresel ısınma, iklim değişikliğinin bir nedeni olarak kabul edilir.

Beş sera gazı kaynağı: 1. Fosil yakıtların yanması. 2. Ormansızlaşma. 3. Tarım ve hayvancılık. 4. Sanayi ve enerji üretimi. 5. Doğal kaynaklar.

Hava, yaşam için hayati öneme sahiptir. Havanın önemli olmasının bazı nedenleri: Nefes alma. Oksijen sağlama. İklim ve hava durumu. Ses dalgaları. Ulaşım ve iletişim. Hücre beslenmesi. Su döngüsü.

Buzul erimesinin en büyük nedeni küresel ısınmadır. Küresel ısınma, fosil yakıtların yakılması ve sera gazı emisyonlarının artması gibi insan faaliyetleri sonucu meydana gelir. Buzul erimesinin diğer nedenleri arasında şunlar yer alır: Petrol ve gaz sondajı. Buz kıran gemiler. Ormansızlaşma.

Kyoto Protokolü'nün amacı, atmosferdeki sera gazı yoğunluğunun, iklime tehlikeli etki yapmayacak seviyelerde dengede kalmasını sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için protokolle getirilen bazı önlemler: Atmosfere salınan sera gazı miktarının %5'e çekilmesi; Endüstriden, motorlu taşıtlardan ve ısıtmadan kaynaklanan sera gazı miktarını azaltmaya yönelik mevzuatın yeniden düzenlenmesi; Daha az enerji ile ısınma ve daha az enerji tüketen araçların kullanımının artırılması; Alternatif enerji kaynaklarına yönelinmesi; Fosil yakıtlar yerine bio dizel gibi çevre dostu yakıtların kullanılması; Yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemlerinin yeniden düzenlenmesi.

Küresel iklim değişikliği, dünyanın iklim sistemindeki değişikliklerin tamamını ifade eder. Küresel iklim değişikliğinin başlıca nedenleri: Fosil yakıtların yakılması. Ormansızlaşma. Endüstriyel ve tarımsal faaliyetler. Küresel iklim değişikliğinin etkileri arasında sıcaklık artışı, deniz seviyelerinin yükselmesi, aşırı hava olayları ve kuraklık bulunur.

Karbon ayak izini en çok artıran faktörler şunlardır: Fosil yakıt tüketimi. Bireysel araç kullanımı. Evde tüketilen elektrik. Hava yolculuğu. Et tüketimi. İhtiyaçtan fazla tüketim.

Küresel ısınma, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonlarının artmasıyla birlikte gezegenin ortalama yüzey sıcaklığının artması olarak tanımlanır. Bu durum, kutup buzullarının erimesi ve deniz seviyelerinin yükselmesi gibi ciddi çevresel etkiler doğurur.

Sera gazları en çok aşağıdaki faaliyetlerden oluşur: Sanayi faaliyetleri. Fosil yakıt kullanımı. Ormansızlaşma. Tarım. Araç emisyonları. Volkanik patlamalar.

HFC (hidroflorokarbon) gazının tehlikeli olmasının bazı nedenleri: Küresel ısınma potansiyeli: HFC'ler, karbondioksitten çok daha yüksek bir küresel ısınma potansiyeline sahiptir ve sera gazı etkisi yaratır. Ozon tabakasına etkisi: Ozon tabakasını inceltme potansiyeline sahiptir. Çevresel etki: HFC'lerin kullanımı, çevreye zarar verebilir ve ekosistemleri olumsuz etkileyebilir. Sağlık riskleri: HFC gazının uzun süreli maruz kalması, insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Ancak, HFC gazının kullanımını sınırlandırma konusunda uluslararası anlaşmalar yapılmıştır.

İklim Değişikliği Başkanlığı, Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele ve uyum çalışmalarını yürütmekle görevli bir kurumdur. Başlıca görevleri şunlardır: Politika ve strateji belirleme: İklim değişikliğiyle ilgili ulusal ve uluslararası düzeyde politika, strateji ve eylemleri belirlemek. Sera gazı emisyonlarını izleme: Sera gazı emisyonlarını ulusal ölçekte izlemek, kontrol etmek ve raporlamak. Uyum çalışmaları: İklim değişikliğine uyum ihtiyaçlarını belirlemek, eylem planlarını izlemek ve değerlendirmek. Uluslararası müzakere: İklim değişikliği ile ilgili uluslararası müzakere süreçlerini takip etmek. Finansman ve teşvikler: İklim değişikliğiyle mücadele için gerekli finansman kaynaklarını araştırmak ve teşvik mekanizmaları geliştirmek. Eğitim ve farkındalık: İklim değişikliği konusunda eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri yürütmek. Bu görevler, 29 Ekim 2021 tarihli 85 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile belirlenmiştir.

CO2 (karbondioksit), bir karbon ve iki oksijen atomundan oluşan gaz hâlinde bir bileşiktir. CO2'nin bazı kullanım alanları: Yangın söndürme: Oksijenin yanma sürecini engellediği için yangın söndürmede kullanılır. Tıp: Cerrahi uygulamalarda anestezi gazı olarak ve kriyoterapide kullanılır. Gıda ve içecek endüstrisi: Gazlı içeceklerin karbonatlandırılmasında ve gıda ürünlerinin korunmasında kullanılır. Sanayi: Metal yüzeylerin temizlenmesinde ve fazla ısınan makinelerin soğutulmasında kullanılır. Tarım: Seracılıkta gübreleme faaliyetlerinde kullanılır. CO2, aynı zamanda bitkilerin fotosentez aşamasında rol oynar ve karbon döngüsünde önemli bir yere sahiptir.

Sera etkisi, bir gezegenin atmosferinden gelen radyasyonun, gezegenin yüzeyini normalden daha yüksek bir sıcaklığa ulaştırarak ısıtması sürecine denir. Sera etkisinin işleyişi: Güneş sürekli olarak Dünya’ya ışınlarını gönderir ve Dünya bu şekilde ısınır. Güneş ışınlarının %30’u uzayda kalırken %70’i Dünya’ya, yeryüzüne ulaşır. Bu ışınların bir kısmı okyanuslar, kara parçaları, bitki örtüleri gibi yapılar tarafından emilir ve gezegenin ısınması sağlanır. Geriye kalan ışınların ise tekrar uzaya gönderilmesi ve Dünya’nın sıcaklığının korunması gerekir. Uzaya tekrar gönderilmesi gereken ışınlar atmosferden geçiş yapar. Ancak atmosferde yer alan gazlardan bazıları Güneş ışınlarını tutar ve uzaya salınmasına izin vermez. Bu gazların ışınları tutması nedeniyle Dünya ışınları uzaya salamaz ve daha fazla ısınır. Sera etkisine neden olan gazlar: su buharı; karbondioksit; nitröz oksit; metan; ozon. Sera etkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliğine yol açar.

Çot ağacı hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, bazı ağaç türlerinin faydaları hakkında bilgi verilebilir. Dut ağacı, gıda sektöründe kullanılır ve meyvesi pekmez yapımında tercih edilir. Barut ağacı, kabukları kurutulduktan sonra çay olarak tüketilir ve sindirim düzenleme, karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelme, metabolizmayı hızlandırma gibi faydaları vardır. Ağaçların genel faydaları arasında ise su kirliliğini engelleme, sel riskini azaltma, toprak ve rüzgar erozyonunu önleme, insanları zararlı güneş ışınlarından koruma, gıda sağlama ve iyileştirici etkiler yaratma gibi özellikler bulunur.

Güney Avrupa'da sıcak hava dalgalarının birkaç nedeni vardır: İklim değişikliği. Isı kubbesi etkisi. Sahra Çölü'nden gelen rüzgarlar. Ayrıca, kuraklık ve güçlü rüzgarlar da sıcak hava dalgalarının orman yangınlarına yol açmasına neden olmaktadır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na göre karbon emisyonunun nasıl hesaplanacağına dair bilgi bulunamadı. Ancak, karbon emisyonunun hesaplanmasında kullanılan bazı yöntemler şunlardır: Hesaplama temelli yöntem. Ölçüm temelli yöntem. Karbon emisyonunun hesaplanmasında kullanılan formül ise şu şekildedir: Emisyon Miktarı = Faaliyet verisi × emisyon faktörü × oksidasyon faktörü. Faaliyet verisi (kullanılan yakıt, üretim hızı gibi) tedarik verisi veya ölçüm şeklinde izlenmelidir.

Hidroelektrik santrallerin (HES) çevreye etkileri hem inşaat hem de işletme sürecinde ortaya çıkar. İnşaat sürecindeki etkiler: Ekolojik denge bozulması. Doğal yaşam alanı kaybı. Erozyon ve toprak kayması riski artışı. Hava ve su kirliliği. İşletme sürecindeki etkiler: Su ekosistemi bozulması. Yer altı suyu azalması. Kıyı erozyonu riski artışı.

Jeneratörler, çeşitli nedenlerle çevreye zarar verebilir: Hava kirliliği: Jeneratörler, karbon monoksit, azot oksitler, partikül madde ve kükürt dioksit gibi kirleticileri atmosfere salarak hava kirliliğine yol açar. Su kirliliği: Yakıt sızıntıları ve yanlış depolama, toprak ve su kaynaklarının kirlenmesine neden olabilir. Gürültü kirliliği: Jeneratörlerin çalışması, çevredeki insanlar ve canlılar üzerinde olumsuz etkilere yol açan yüksek ses seviyeleri üretir. Kaynak tükenmesi: Fosil yakıtlarla çalışan jeneratörler, yenilenemeyen kaynakların tükenmesine katkıda bulunur. Ekolojik etkiler: Jeneratörlerin egzoz emisyonları ve yakıt sızıntıları, bitki örtüsüne zarar verir ve biyolojik çeşitliliği azaltır. Atık üretimi: Jeneratörlerin kullanımı, yağ, yakıt ve diğer atıkların oluşmasına neden olur.