Radyoloji

Akciğer filminde beyazlık ve siyahlık farklı nedenlerden kaynaklanabilir: Beyazlık: 1. Pnömoni (Zatürre): Akciğer dokusunda enfeksiyon nedeniyle iltihaplanma ve sıvı birikimi beyazlık olarak görünür. 2. Pulmoner Ödem: Akciğerlerde sıvı birikmesi, özellikle kalp yetmezliği gibi durumlarda beyazlık oluşturur. 3. Atelektazi: Akciğerin bir kısmının veya tamamının kollaps olması, havalanamama sonucu yoğunluk artışı ve beyazlık oluşturur. 4. Tüberküloz: Enfeksiyon, akciğerlerde kireçlenmiş odaklar veya kavernler oluşturabilir ve bu da filmde beyazlık olarak görülür. 5. Akciğer Tümörleri: Kitleler veya nodüller, x-ışınlarını daha fazla absorbe eder ve beyaz renkte görünür. 6. Plevral Efüzyon: Akciğer zarları arasında sıvı birikmesi de beyazlık olarak görülür. 7. Fibrozis: Akciğer dokusunda skar dokusu oluşumu, yoğunlukta artışa ve beyazlık oluşumuna neden olabilir. Siyahlık: 1. Sağlıklı bir akciğer filminde, kemikler beyaz olarak çıkarken, akciğerler siyah şekilde yansır.

Akciğerde parankimal değişiklik, akciğerlerin esnek ve hava dolabilen bölümündeki dokuların yapısında meydana gelen anormal değişiklikleri ifade eder. Bu değişiklikler genellikle şu nedenlerden kaynaklanabilir: - Enfeksiyonlar: Tüberküloz, zatürre gibi enfeksiyonlar akciğer parankiminde lezyonlar oluşturabilir. - İnflamatuar hastalıklar: Astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) gibi hastalıklar da parankimal değişikliklere sebep olabilir. - Maligniteler: Akciğer kanseri gibi malign lezyonlar da parankimal değişiklik olarak değerlendirilebilir. - Travma: Akciğerlere yönelik yaralanmalar, kanamalar veya diğer travmatik olaylar da lezyonlara neden olabilir. Parankimal değişikliklerin teşhisi genellikle görüntüleme yöntemleri ve biyopsi ile yapılır.

Dr. Serdar Arslan iki farklı hastanede görev yapmaktadır: 1. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Hastanesi. 2. Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (radyoloji branşı için).

Mamografi için randevu almak aşağıdaki adımlarla gerçekleştirilebilir: 1. Aile Hekimine Başvuru: İlk olarak aile hekiminize başvurabilirsiniz. 2. Devlet Hastanelerinden Randevu: Devlet hastanelerinde mamografi çektirmek için Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden ya da Alo 182 hattını arayarak randevu alabilirsiniz. 3. Özel Hastanelerden Randevu: Özel bir sağlık kuruluşunda mamografi çektirmek isterseniz, doğrudan hastanenin internet sitesi veya telefon numarası üzerinden randevu alabilirsiniz. 4. Ücretsiz Taramalar: Bazı bölgelerde Sağlık Bakanlığı tarafından organize edilen ücretsiz mamografi taramalarından faydalanmak için yerel sağlık birimlerine başvurabilir veya duyuruları takip edebilirsiniz.

Omuz MR görüntüsü, omuz bölgesindeki kas, bağ dokusu, tendonlar ve eklemlerin detaylı bir şekilde incelenmesini sağlar. Görüntüler şu özelliklere sahip olmalıdır: 1. Yüksek Çözünürlük ve Detay: Manyetik rezonans teknolojisi, yüksek çözünürlükte ve detayda görüntüler elde etmeyi sağlar. 2. Radyasyon Yokluğu: Omuz MR taraması radyasyon içermez, bu da güvenli bir inceleme yöntemi yapar. 3. Yumuşak Dokuların Görüntülenmesi: Manyetik rezonans, omuzdaki yumuşak dokuları da net bir şekilde gösterir. Çekim süreci yaklaşık 20-40 dakika sürer ve hasta çekim süresince hareketsiz kalmalıdır.

Akciğer filmi temiz çıktığında, akciğerlerin sağlıklı olduğu ve herhangi bir patolojik durumun, enfeksiyonun veya hastalığın bulunmadığı anlamına gelir. Bu durum, solunum yolu hastalıklarının tanısında önemli bir bulgu olup, hastanın tedaviye ihtiyacı olmadığını gösterir.

Bullae kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Tıp terimi: Bullae, büyük sıvı dolu kabarcıklar veya veziküller olarak tanımlanır. 2. Antik Roma terimi: Bullae, bir tür amulet veya tılsım olarak kullanılırdı. Ayrıca, radyolojik bir terim olarak da bullae, akciğerlerde hava dolu boşluklar anlamına gelir ve genellikle bir santimetreyi aşan boyutlarda olurlar.

Radyolog rapor yazarken dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar şunlardır: 1. Görüntülerin Değerlendirilmesi: Radyografik görüntülerin optimal kalitede olması, densite ve kontrastın iyi olması, artefakt ve geometrik hataların bulunmaması gerekir. 2. Kapsamlı Betimleme: Raporda, normal anatomik yapılar, dişler, kemik yapılar, kanallar ve lezyonlar gibi tüm bölgelerin ayrıntılı olarak tanımlanması gerekir. 3. Kesin ve Özlü Dil Kullanımı: Rapor, kısa, basit tümcelerle ve standardize edilmiş bir terminoloji ile yazılmalıdır. 4. Ana Hatların Belirlenmesi: Raporun ana hatları, iyi bir betimleme, radyolojik tanı, ayırıcı tanılar ve gerektiğinde ileri önerileri içermelidir. 5. Yasal Gereklilikler: Rapor, resmi belgenin gerekliliklerine uygun şekilde hazırlanmalı ve yasal bir belge olarak kullanılabilmelidir. 6. İletişim ve Geri Bildirim: Raporun, klinisyenle etkili iletişimi sağlayacak şekilde yazılması ve gerektiğinde acil durumlar için bilgilendirme yapılması önemlidir.

İlaçlı çekim sonrası su içilmesinin nedeni, kontrast maddenin vücuttan daha hızlı atılmasını sağlamaktır. Kontrast madde, bağırsaklara ulaştıktan sonra emilir ve tüm vücudu dolaşarak dokularda ortaya çıkar.

Beyin emarında siyah ve beyaz lekeler farklı anlamlara gelebilir: 1. Beyaz Lekeler: Bu lekeler, Multipl Skleroz (MS) hastalığının veya beyin damar iltihabının başlangıcı olabilir. 2. Siyah Lekeler: Genellikle travmalara bağlı olarak ortaya çıkar ve acil müdahale gerektiren durumlar için beyin ve sinir cerrahisi birimine başvurulması gerektiğini işaret eder.

Tiroid hastalıkları için tiroid sintigrafisi çekilir. Bu test sırasında, hastaya damar yoluyla radyoaktif iyot izotopu enjekte edilir ve özel bir kamera yardımıyla tiroidin görüntüsü alınır. Tiroid sintigrafisi ayrıca şu durumlarda da kullanılır: - hipertiroidizm; - tiroid nodülleri; - hipotiroidi şüphesi; - tiroid kanseri şüphesi.

Tiroid sintigrafisinde aşağıdaki tür sintigrafiler yapılır: 1. Tiroid Alımı (Tutulumu) İncelemesi: Radyoaktif maddenin tiroid bezince tutulan miktarının yüzde olarak hesaplanması. 2. I-131 Tutulum İncelemesi: Radyoaktif iyotun tiroidde tutunması ve hormona dönüşmesi esasına dayanır. 3. Teknesyum-99m Perteknetat ile Tiroid Sintigrafisi: Tiroid bezinin çalışmasını ve yapısını değerlendirmek için kullanılır. 4. İyot-123 ile Tiroid Sintigrafisi: Tiroid nodüllerinin işlevsel olup olmadığını tespit etmek için yapılır.

Oklüzal film, dişlerin oklüzal yüzüne temas edecek şekilde dik açıyla çekilir.

Evet, rahim filmi (HSG) için özel aletler bulunmaktadır. Bu işlemde kullanılan aletler şunlardır: 1. Spekulum: Vajina içine yerleştirilerek rahim ağzının görünür hale getirilmesini sağlar. 2. Kateter: Rahim ağzına yerleştirilerek rahim içine kontrast maddenin enjekte edilmesini sağlar. Bu aletler, radyoloji merkezlerinde veya hastanelerde uzman sağlık personeli tarafından kullanılır.

"Disk intensitelerinin dejenerasyona sekonder azalması" ifadesi, manyetik rezonans (MR) taramalarında disklerin normal parlaklığının azalması anlamına gelir. Bu durum, disklerin yaşlanması ve yıpranması sonucu su içeriğini kaybetmesi, esnekliğinin azalması ve yüksekliğinin düşmesi ile ilişkilidir.

Chilaiditi belirtisi, kolonun (kalın bağırsak) karaciğer ile diyafram arasında, normalden daha yukarıda bir pozisyonda yer alması durumunu ifade eder. Bu durum genellikle asemptomatik olup, herhangi bir belirti göstermeyebilir.

Evet, sağlam menisküs MR'da görünür. MR, dizdeki menisküslerin yapısını ve durumunu değerlendirmek için kullanılan en güvenilir yöntemlerden biridir.

Akciğer grafisi yorumlanırken, radyolog tarafından akciğer dokusunun durumu ve solunum yollarındaki anormallikler değerlendirilir. İşte bazı örnekler: 1. Normal Durum: Akciğer grafisinde akciğerler temiz ve herhangi bir anormallik bulunmadığında sonuç normal kabul edilir. 2. Enfeksiyonlar: Zatürre, bronşit veya başka bir solunum yolu enfeksiyonu varlığında akciğerlerde anormal görüntüler elde edilir. 3. Tümörler: Akciğer kanseri veya başka bir kitlenin varlığı röntgende görülebilir. 4. Verem: Akciğer grafisi, verem gibi hastalıkların teşhisinde de kullanılır ve bu durumda tipik bulgular (kaviteler, fibrozis) gözlemlenir. Yorumlama sürecinde ayrıca kalp, damarlar, kemikler ve göğüs boşluğundaki diğer yapılar da incelenir.

Akalazya, Chicago sınıflamasına göre üç tipe ayrılır: 1. Tip I (Klasik Akalazya): Özofagus gövdesinde peristaltizm tamamen kaybolur ve alt özofagus sfinkteri (AÖS) gevşemez. 2. Tip II (Özofagus Kompresyonlu Akalazya): AÖS gevşemesi yetersizdir ve yutkunmaların en az %20'sinde artan pan-özofageal basınçlandırma görülür. 3. Tip III (Spastik Akalazya): Anormal peristaltizm ve yutkunmaların %20'sinde erken kasılmalar ile birlikte görülür.

USG (ultrasonografi) cihazı, genellikle radyoloji bölümünde veya hastanelerin radyoloji odalarında kullanılır. Ayrıca, taşınabilir ultrason cihazları ve wireless ultrason probları sayesinde evde, hasta odalarında veya iş yerlerinde de kullanılabilir.