NükleerBilimler

Döteryum, kararlı bir hidrojen izotopu olduğu için radyoaktif değildir ve belirli bir ömrü yoktur. Doğal olarak oluşan döteryum, okyanuslarda ve diğer doğal kaynaklarda uzun süre varlığını sürdürür. Örneğin, okyanuslardaki doğal hidrojenin yaklaşık %0,02'sini (kütlece %0,03) oluşturur. Döteryumun biyolojik etkileri üzerine yapılan araştırmalar, büyük miktarlarda ağır su (döteryum içeren su) tüketiminin ölümcül olabileceğini göstermiştir, ancak döteryumun kendisi radyoaktif değildir ve belirli bir ömrü yoktur.

Zincirleme nükleer reaksiyon, fisyon (çekirdek parçalanması) sonucunda ortaya çıkan nötronların, ortamda bulunan diğer fisyon yapabilen atom çekirdekleri tarafından yutulmasıyla başlar. Temel süreç şu şekildedir: 1. Uranyum-235 atomu nötronla parçalanır. 2. İki nötron serbest kalır. 3. Bu nötronlar diğer Uranyum-235 atomlarına çarparak zincirleme reaksiyonu başlatır. Kontrolsüz bir zincirleme reaksiyon, çok kısa bir sürede büyük bir enerjinin ortaya çıkmasına neden olur; bu durum atom bombasının patlamasına yol açar.

Enrico Fermi'nin bazı keşifleri: Nötron bombardımanı yoluyla indüklenmiş radyoaktivite. Uranyum ötesi elementlerin keşfi. Nötrino parçacığının varlığı. İlk nükleer reaktör olan Chicago Pile-1'in tasarımı ve inşası. Fermi-Dirac istatistikleri. Ayrıca, Fermi'nin çalışmaları nükleer fisyonun keşfine ve mevcut periyodik tablonun ötesinde yer alan elementlerin ortaya çıkmasına da yol açmıştır.

Fisyon ve füzyon kabuklarının neden oluştuğuna dair bilgi bulunamadı. Ancak, fisyon ve füzyon süreçleri hakkında bilgi verilebilir. Fisyon, ağır bir çekirdek olan uranyum gibi elementlerin, bir nötron tarafından vurularak ikiye bölünmesi ve enerji açığa çıkmasıdır. Fisyon ve füzyon, nükleer enerji üretiminde kullanılır.

Karbonun üç ana izotopu vardır: karbon-12, karbon-13 ve karbon-14. Özellikleri: - Karbon-12: Doğada en yaygın olanıdır, tüm karbonun yaklaşık %98,93'ünü oluşturur. - Karbon-13: Doğada yaklaşık %1,07 oranında bulunur. - Karbon-14: Radyoaktif bir izotoptur, yaklaşık %0,0001'den az oranda bulunur.

Transuranik elementler, atom numarası 92'den büyük olan kimyasal elementlerdir. Bazı transuranik elementler: - Neptünyum (Np); - Plütonyum (Pu); - Amerikyum (Am); - Küriyum (Cm). Tüm transuranik elementler radyoaktif olup, doğada sadece neptünyum ve plütonyum çok az miktarda bulunabilir.

Evet, İstanbul Teknik Üniversitesi'nde (İTÜ) nükleer reaktör bulunmaktadır. Bu reaktör, TRIGA MARK II tipindedir ve Ayazağa kampüsünde yer almaktadır.

Evet, alfa parçacığı yük taşır. Alfa parçacığı, iki proton ve iki nötrondan oluşan ve pozitif yüklü bir helyum çekirdeğidir.

Trityum iki şekilde bulunur: doğal ve yapay. Doğal olarak trityum, atmosferde çok az miktarda, kozmik ışınların azot ile etkileşmesi sonucu oluşur. Yapay olarak trityum, genellikle nükleer reaktörlerde lityum-6 üzerine nötron bombardımanı yapılarak üretilir. Ayrıca, kullanılmış nükleer yakıtın yeniden işlenmesi ve nükleer kazalar sırasında da trityum çevreye salınır.

Ernest Rutherford, atomun doğasına dair keşifler yapmak ve nükleer reaksiyonların mümkün olduğunu göstermek amacıyla atomu parçaladı. 1919 yılında Manchester Üniversitesi'nde yürüttüğü deneylerde, nitrojen gazını radyoaktif parçacıklardan oluşan ışınlara maruz bırakarak gazın hidrojen çekirdeğini dışarı atıp oksijene dönüşmesini sağladı. Rutherford, bu deney sonucunda proton olarak adlandırılacak parçacığı keşfetti ve "bir şeyi başka bir şeye çarptırarak yeni bir şey üretilebileceğini" ortaya koydu.

Radyoaktif çekirdeğin dönüş hızı, yarılanma süresi olarak adlandırılan bir ölçü ile ilgilidir. Ayrıca, sıcaklık da radyoaktiviteyi etkileyen bir faktördür, ancak bu etki genellikle çok yüksek sıcaklıklarda gözlemlenebilir.

Küriyum, Türkiye'de doğal olarak bulunmaz ve sadece yapay yollarla üretilebilir. Küriyumun başlıca üretim yerleri ABD'deki Oak Ridge Ulusal Laboratuvarı ve Rusya'daki nükleer tesislerdir.