NazımHikmet

Nazım Hikmet'in en önemli eserleri olarak "Memleketimden İnsan Manzaraları" ve "Kuvâyi Milliye Destanı" kabul edilir.

Nazım Hikmet'in "Ceviz Ağacı" şiirinde anlatmak istediği ana temalar şunlardır: 1. Yaşamın Döngüselliği: Şiirde ceviz ağacının büyümesi ve meyve vermesi, insanın yaşam döngüsü ile özdeşleştirilir. 2. Doğa ve İnsan İlişkisi: Ceviz ağacı, doğanın bir parçası olarak insanın doğayla olan bağını simgeler. 3. Özgürlük ve Bağımsızlık: Ağaç, ayakta kalabilme gücü ve direncin sembolüdür; insanın özgürlük arayışını ve bağımsızlık duygularını yansıtır. 4. Toplumsal Mesaj: Şiir, bireysel yaşamın ötesinde, toplumun genel yapısını ve sosyal sorunları ele alır. Ayrıca, Nazım Hikmet'in bu şiiri, sürgündeki kendi duygularını da yansıtır; ağaç metaforu ile kendi özgürlüğünü ve vatanına olan özlemini dile getirir.

Nazım Hikmet'in edebi kişiliği, toplumcu gerçekçilik ve fütürizm akımlarına aittir.

"Kan Konuşmaz" romanı, Nazım Hikmet'in "Romanlar" serisinin ilk kitabıdır.

“Gözlerin kapanırken bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim, ömrümü bir yudumda ellerinden içerim” dizeleri, Nazım Hikmet’in “Gözleri Siyah Kadın” adlı şiirine aittir.

Nazım Hikmet'in "Tahir ile Zühre Meselesi" şiiri, bir halk hikayesini merkeze alarak sevgi ve fedakârlık temalarını işler. Şiirde anlatılan ana mesajlar şunlardır: 1. Sevda Uğruna Bedel Ödemek: Şiirin ilk dizelerinde, Tahir ve Zühre'nin aşkına vurgu yapılarak, sevda yüzünden ölmenin ayıp olmadığı, asıl meselenin Tahir ile Zühre olabilmekte yani yürekte olduğu ifade edilir. 2. Karşılıksız Sevgi: "Yani sen elmayı seviyorsun diye / Elmanın da seni sevmesi şart mı?" dizeleriyle, karşılıksız sevginin de mümkün olduğu ve sevginin tek taraflı olmasının doğal olduğu vurgulanır. 3. Toplumsal Mesajlar: Şiirde, insanın inandığı düşünceler uğruna dövüşmekten ve hatta ölmekten çekinmemesi gerektiği, bu tür eylemlerin onurlu bir davranış olduğu mesajı verilir.

"Ağacın Aşkını" anlatan şiiri Nazım Hikmet yazmıştır.

Ayasofya şiirini Nazım Hikmet yazmıştır.

“Mavi Gözlü Dev” şiirinin konusu, Nazım Hikmet’in çocukluk aşkı Nüzhet Berkin için yazdığı duygusal bir anlatıdır. Şiirde, mavi gözlü bir devin minnacık bir kadını sevmesi ve aralarındaki uyumsuzluk anlatılmaktadır.

"Mor Menekşe" şiirinin hikayesi, Nazım Hikmet'in Piraye'ye yazdığı ilk şiirlerden biridir. Şiirin temelinde, Nazım Hikmet'in sevgilisine bir demet mor menekşe ile gitme isteği yatmaktadır.

Nazım Hikmet'in "Hoşgeldin Kadınım" şiiri, Türk şair ve yazar Leyla Hanım'a yazılmıştır.

Nazım Hikmet, Piraye'ye "Karıma Mektup" adlı şiiri yazmıştır.

Nazım Hikmet'in "Güz" şiiri, beklenen sevgilinin geç kalışıyla duyulan sitemi anlatır. Şiirde, sonbahar mevsiminin hüznü ve aşkın sabırsızlığı iç içe geçirilmiştir.

Nazım Hikmet'in mezarının Moskova'da olmasının nedeni, şairin 1950 yılında Türkiye'den ayrılarak sürgün hayatı yaşaması ve son yıllarını Moskova'da geçirmesidir. Nazım Hikmet, 3 Haziran 1963'te Moskova'da kalp krizi sonucu vefat etmiş ve vasiyeti üzerine Novodeviçi Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Cem Karaca'nın "Ceviz Ağacı" şarkısının hikayesi, Nazım Hikmet'in bir şiirine dayanmaktadır. İddiaya göre, Nazım Hikmet kaçak yaşadığı bir dönemde, sevgilisi Piraye'yi Gülhane Parkı'ndaki ulu bir ceviz ağacının altında buluşmak üzere davet etti. Ancak bu hikayenin gerçek olmadığı ve Nazım Hikmet'in şiiri Bulgaristan'ın Balçık kentinde, 1957 yılında yazdığı kanıtlanmıştır.

Nazım Hikmet'in otobiyografik şiiri, "Otobiyografi" başlıklı eseridir. Şiirin bir kısmı şu şekildedir: > 1902’de doğdum/doğduğum şehre dönmedim bir daha > Geriye dönmeyi sevmem > Üç yaşımda Halep’te paşa torunluğu ettim > On dokuzumda Moskova’da komünist Üniversite öğrenciliği > Kırk dokuzumda yine Moskova’da Tseka-parti konukluğu > Ve on dördümden beri şairlik ederim.

Nazım Hikmet'in çok yorgun olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Sağlık Sorunları: Nazım Hikmet, hayatı boyunca çeşitli sağlık problemleriyle mücadele etmiştir. Özellikle kalp hastalıkları onu oldukça yormuş ve zayıflatmıştır. 2. Hapishane Yaşamı: Nazım Hikmet, yaşamının büyük bir bölümünü hapishanede geçirmiş ve bu durum onun fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkilemiştir. 3. Sürgün Yılları: 1951 yılında Türkiye'den ayrılmak zorunda kalması ve vatansız kalması, onun için büyük bir stres kaynağı olmuş ve yorgunluğunu artırmıştır.

“Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar” şiiri, Nazım Hikmet tarafından yazılmıştır.

Nazım Hikmet, "Tahir ile Zühre Meselesi" adlı şiiri, bir halk hikayesine atıfta bulunarak dünyaya bakışını ve hissettiklerini anlatmak amacıyla yazdı. Bu hikayede, Tahir ve Zühre'nin aşkı ve bu aşkın trajik sonu, Nazım Hikmet'in toplumsal ve politik görüşlerini de yansıtarak derin bir boyut kazanır.

"Bence Sende Herkes Gibisin" fon müziği, Nazım Hikmet'in şiirine aittir.