Marmara

Sığın geyiği (Alces alces) Türkiye'de doğal olarak bulunmamaktadır. Geçmişte Türkiye'de de görülen sığın geyiği, aşırı avlanma ve yaşam alanlarının yok olması nedeniyle 1810 yılında soyu tükenen Kafkas sığını (Alces alces caucasicus) alt türü hariç, Türkiye'den tamamen kaybolmuştur. Günümüzde sığın geyikleri yalnızca İran'da doğal popülasyon olarak bulunmaktadır.

Bilecik, Marmara Bölgesi'nin güneydoğusunda yer alır. Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Ege Bölgelerinin kesişim noktaları üzerinde bulunur.

Marmara'da beklenen büyük depremin ne zaman olacağına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, bazı uzmanların görüşleri şu şekildedir: Prof. Dr. Ahmet Ercan: 2033 yılından önce büyük bir Kuzey Marmara depremi beklenmemektedir. Prof. Dr. Okan Tüysüz: Marmara için deprem tekrarlama aralığı dolmuştur ve büyük deprem olasılığı yüksektir, ancak zamanını belirlemek mümkün değildir. Depremlerin ne zaman meydana geleceğini kesin olarak tahmin etmek mümkün değildir ve bu tür tahminler bilimsel belirsizlikler içerir.

Marmara Bölgesi'nin özellikleriyle ilgili bir şiir bulunamadı. Ancak, bölgenin bazı özellikleri şunlardır: Konum ve Sınırlar: Marmara Bölgesi, Türkiye'nin kuzeybatısında yer alır ve Marmara Denizi ile çevrilidir. Yüzölçümü: Yaklaşık 67.000 kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahiptir ve Türkiye'nin %8,5'ini kaplar. İklim: Geçiş iklimi özellikleri gösterir; kıyılarda Akdeniz iklimi, iç kesimlerde ise karasal iklim etkileri görülür. Ekonomi: Türkiye'nin en gelişmiş ve ekonomik açıdan en önemli bölgesidir. Nüfus: Türkiye nüfusunun büyük bir kısmı burada yaşar ve nüfus yoğunluğu Türkiye ortalamasının üzerindedir.

Marmara heykelinin ne zaman yapıldığına dair bilgi bulunamadı. Ancak, Marmara Adası'nda düzenlenen bazı heykel sempozyumları ve etkinlikleri hakkında bilgi mevcuttur: 20. Uluslararası Prokonessos Heykel Sempozyumu: 5 Ağustos 2020'de başlamış ve aynı yıl sona ermiştir. 1. Uluslararası Marmara Adalar Heykel Sempozyumu: 24 Temmuz 2015'te başlamış ve 21 Ağustos 2015'te sona ermiştir. Ayrıca, Antik Çağ'da M.Ö. 6. yüzyıldan beri Marmara Adası'nda mermer çıkarıldığı ve bu mermerin heykel yapımında kullanıldığı bilinmektedir.

Marmara Bölgesi'nde en tehlikeli fay hatları arasında şunlar öne çıkmaktadır: Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın güney kolu. Kumburgaz Fayı. Çanakkale-Balıkesir segmenti. Marmara Bölgesi, Türkiye'deki en aktif ve tehlikeli fay hatlarından biri olan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunması nedeniyle, büyük bir deprem riski altındadır. Deprem riski olan bölgelerde yaşayan kişilerin, olası bir deprem durumuna karşı hazırlıklı olmaları ve acil durum planları yapmaları önemle tavsiye edilmektedir.

Marmara şehir haritası oluşturmak için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Veri Toplama: - Uydu Haritaları: Yandex Maps gibi platformlar üzerinden uydu görüntüleri kullanılabilir. - Konum Haritası Modülleri: Vikipedi'deki "Modül:Konum haritası/veri/Türkiye Marmara" gibi modüller, enlem ve boylam koordinatlarına göre harita oluşturma işaretleri ve etiketleri sağlar. 2. Analiz ve Görselleştirme: - Ekolojik ve Kentsel Analizler: AURA İstanbul'un yaptığı gibi, su ve topoğrafya haritaları üzerinden ekolojik koridorlar ve insan faaliyetleri incelenebilir. - Uydu Fotoğrafları: Epoksi çalışmaları ile suya erişim, yapılaşma ve sanayi atıkları gibi unsurlar gözlemlenebilir. 3. Harita Tasarımı: - Şablonlar ve Araçlar: "Türkiye Marmara" parametresi kullanılarak, şablon ve araçlar ile harita oluşturulabilir. Bu süreçte, coğrafi bilgi sistemleri (CBS) ve ilgili yazılımlardan da yararlanılabilir.

Etezyen rüzgarı, Akdeniz ve Ege Denizi'nde mayıs ayından eylül ayına kadar düzenli olarak esen, zaman zaman fırtınaya dönüşebilen kuru bir rüzgardır. Özellikleri: Yön: Kuzey ve kuzeybatıdan eser. Oluşum: Balkanlar'da yüksek basınç, batı Anadolu'da alçak basınç oluştuğunda meydana gelir. Etkisi: En etkili olduğu zaman ikindi vakti ve gecedir. Etkilenen bölgeler: Ege Adaları, Yunanistan'ın ana karası, Akdeniz'in kuzeybatı kesimleri (Sicilya, İtalya'nın güney kıyıları). Etezyen, eski Yunanlılar tarafından "ticaret rüzgarı" olarak da bilinir.

Marmara Bölgesi'nin en büyük bölümü Güney Marmara Bölümü'dür. Bu bölüm, Marmara’nın güney kıyıları ile Ege Bölgesi arasındaki alanı kapsar ve en engebeli yer olarak Uludağ'ı içerir.

Prof. Dr. Okan Tüysüz, Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen depremler için şu açıklamalarda bulundu: Deprem fırtınası: Sındırgı'daki depremlerin bir deprem fırtınasına benzediğini, yani çok sayıda ve farklı büyüklüklerdeki depremlerin sınırlı bir bölgede iç içe geliştiğini belirtti. Olağan dışı hareketler: Artçıların genellikle düşen blok tarafında yoğunlaşırken, Sındırgı'da yükselen blok tarafında ve geniş bir alanda olduğunu, bu durumun olağan olmadığını ifade etti. Süreç ve hasar riski: Depremlerin bir süre daha 4-5 büyüklüğüne vararak devam edebileceğini, özellikle 4'ün üzerindeki depremlerden sonra evlerdeki hasar durumunun yakından takip edilmesi gerektiğini vurguladı. Tüysüz, bölgenin yeraltı yapısıyla ilgili detaylı araştırmaların, bu olağandışı durumun nedenini ortaya çıkarabileceğini belirtti.

Güney Marmara'nın en büyük şehri Bursa'dır.

Türkiye'de pirinç en çok Marmara ve Karadeniz bölgelerinde yetişir. Türkiye'de en fazla pirinç yetiştirilen iller ise şunlardır: Edirne; Çorum; Samsun; Sinop; İzmir; Manisa; Balıkesir; Kastamonu. Ayrıca, Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde de pirinç ekimi yapılmaktadır.

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM), enerji, çevre, gıda, gen mühendisliği, biyoteknoloji, kimya, malzeme ve yer ve deniz bilimleri gibi alanlarda araştırma, geliştirme ve inovasyon faaliyetleri yürütmektedir. Merkezin bazı görevleri: kamu, özel sektör ve askeri kurumlara özgün çözümler sunmak; temel araştırma, uygulamalı araştırma ve geliştirme, teknoloji transferi, inovasyon, sistem ve tesis inşası, ulusal standart ve norm belirleme, profesyonel danışmanlık ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirmek. MAM, çalışmalarını Kocaeli'deki TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi'nde sürdürmektedir.

Marmara'nın yeni logosu hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Marmara Üniversitesi'nin logosunda 2025 yılında güncelleme yapıldığı bilinmektedir. Marmara Üniversitesi'nin kurumsal logosu, kurumsaliletisim.marmara.edu.tr adresinden indirilebilir.

10.10 İstanbul depremi hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, 2025 yılında İstanbul'da meydana gelen bazı depremler şunlardır: 23 Nisan 2025, saat 12.49, 6.2 Mw. Ayrıca, İstanbul, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yer aldığı için deprem riski taşıyan bir bölgedir.

TR 1 ve TR 2 bölgeleri, Türkiye'deki istatistiki bölge sınıflandırması olan İBBS (NUTS) kapsamında yer alan Düzey II bölgeleridir. TR 1 Bölgesi: İstanbul'u kapsar. TR 2 Bölgesi: Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerini içeren Batı Marmara bölgesidir. Ayrıca, TRA2 Bölgesi de Ağrı, Ardahan, Iğdır ve Kars illerini kapsayan bir Düzey II bölgesidir.

Saraylar, Balıkesir ilinin Marmara ilçesine bağlıdır.

Türkiye'de yaşanan en büyük fırtına olarak değerlendirilebilecek bir olay bulunamamıştır. Ancak, Türkiye'de sık görülen meteorolojik afetlerden biri fırtınadır. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün 2010-2021 yıllarını kapsayan raporuna göre, son 12 yılda en fazla görülen meteorolojik afet, 2.645 olayla fırtına olmuştur. Türkiye'de fırtınaların en fazla görüldüğü aylar ocak, mart ve nisan aylarıdır. Türkiye'de yaşanan bazı büyük fırtınalar şunlardır: 1785 yılının 21 Şubatında yaşanan büyük fırtına, Birinci Abdülhamid dönemine damgasını vurmuştur. 1844 yılının Mart ayında Sultan Abdülmecid döneminde günlerce dinmeyen bir fırtına, şehirde büyük yıkıma neden olmuştur. 2021 yılında Batı Karadeniz bölgesinde başlayan sel felaketinde 70 kişinin hayatını kaybettiği söylenmiştir. Ayrıca, 239 yıl önce İstanbul'da yaşanan fırtınalar da büyük yıkımlara yol açmıştır.

Türkiye'de kivi yetişen bazı iller: Yalova; Rize; Sakarya; Düzce; Ordu; Artvin; Samsun; Trabzon; Giresun; Mersin. Ayrıca, İzmir'in serin kıyı ilçeleri ve Aydın da kivi yetiştiriciliği için potansiyel vadetmektedir.

Çiçek bamyası, Türkiye'de en çok Amasya, Tokat ve İç Anadolu bölgelerinde yetiştirilir. Ayrıca, çiçek bamyası Orta Anadolu'ya kadar uzanan bir yetişme alanına sahiptir. Çiçek bamyası, taze olarak tüketilmesinin yanı sıra özellikle kurutmalık olarak da değerlendirilir.