Likidite

Nakit teminat oranı, bir şirketin kısa vadeli borçlarını ödeyebilme gücünü gösteren likidite oranlarından biridir. Bu oran, nakit ve nakit benzerlerinin kısa vadeli yükümlülüklere bölünmesi ile hesaplanır. Nakit teminat oranı, özellikle kredi başvurularında ve finansal analizlerde kullanılan bir göstergedir.

Likidite, ekonomide varlıkların ve yükümlülüklerin dönüştürülebilirliği ile ilgili bir kavramdır. Başlıca likidite türleri şunlardır: 1. Piyasa Likiditesi: Bir varlığın ne kadar kolay satılabileceğini ifade eder. 2. Muhasebe Likiditesi: Nakit yükümlülüklerini vadesi geldiğinde karşılama yeteneğini tanımlar. 3. Varlık Likiditesi: Değerli bir varlığın alım-satım işleminde ne kadar hızlı nakde dönüştürüleceğini açıklar. 4. Teknik Likidite: Şirketin borcunu elindeki değerli varlıklarla ödeme yeteneğini ölçer. Likidite aynı zamanda borsada, hisse senetlerinin hızlı bir şekilde alınıp satılabilmesi ve bu işlemler sırasında değer kaybının minimum seviyede kalması olarak da tanımlanabilir.

Likiditesi yüksek kripto para, hızlı ve kolay bir şekilde alınıp satılabilen kripto para birimini ifade eder. Bu, şu anlama gelir: - Fiyat istikrarı: Ani fiyat dalgalanmaları olmadan işlem yapılabilir. - Düşük işlem maliyetleri: Alış ve satış fiyatı arasındaki fark (spread) dar olur. - Hızlı işlem gerçekleştirme: Emirler hızla ve kesintisiz bir şekilde işlenir. Likiditesi yüksek kripto paralara örnek olarak Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) gösterilebilir, çünkü bu paralar yaygın olarak benimsenmeleri ve onları destekleyen çok çeşitli borsalar nedeniyle daha fazla işlem hacmine sahiptir.

Market maker ve liquidity provider aynı değildir, ancak her ikisi de finansal piyasalarda önemli rol oynar. Liquidity provider (likidite sağlayıcı), piyasaya sürekli olarak alım ve satım emirleri sunarak likiditeyi sağlayan kurumdur. Market maker ise, belirli bir finansal enstrüman için hem alış hem de satış fiyatlarını sürekli olarak vererek piyasa likiditesini sağlayan ve ticaret yapan bir katılımcıdır.

Likidite ile ilgili videoları aşağıdaki platformlardan izleyebilirsiniz: 1. "Price Action Eğitimi XI. - Likidite Nedir?" başlıklı video, YouTube'da mevcuttur. 2. "Likidite Nedir?" başlıklı video, Habertürk'ün video platformunda yer almaktadır. 3. "Likidite Nedir? Likidite Stratejisiyle İşleme Giriş Stratejileri" başlıklı video da YouTube'da bulunmaktadır.

Likidite primi ve kredi risk primi farklı kavramlardır: 1. Likidite Primi: Bir varlığın nakde çevrilebilme hızını ve kolaylığını ifade eder. 2. Kredi Risk Primi: Bir borçlunun borcunu ödeyememe riskini temsil eder.

Varantların likit olmamasının birkaç nedeni vardır: 1. Düşük İşlem Hacmi: Varantlar, diğer bazı yatırım araçlarına kıyasla daha düşük işlem hacmine sahip olabilir. 2. Piyasa Dalgalanmaları: Likidite eksikliği, özellikle piyasanın dalgalı olduğu dönemlerde yatırımcıların pozisyonlarını kapatmasını zorlaştırabilir. 3. Alternatif İşlem Yönteminin Olmaması: Varantların işlem görmesi için piyasa yapıcılı çok fiyat-sürekli müzayede sistemi kullanılır ve bu yöntemde alternatif bir işlem yöntemi yoktur.

Kripto likidite, bir kripto para biriminin hızlı ve kolayca nakde çevrilebilme yeteneğini ifade eder. Bu terim ayrıca, merkezi olmayan bir borsada işlem görmeye uygun sanal para birimi miktarını da tanımlar.

Kripto para piyasalarında slipaj (fiyat kayması) birkaç nedenden kaynaklanabilir: 1. Piyasa Volatilitesi: Kripto para piyasaları oldukça dalgalıdır ve fiyatlar haberler, spekülasyonlar ve piyasa manipülasyonları gibi faktörlerden etkilenerek hızla değişebilir. 2. Düşük Likidite: Düşük likiditeye sahip kripto paralar, daha az alım satım işlemi gerçekleştirildiği için slipaja daha yatkındır. 3. Büyük Emirler: Büyük hacimli emirler, piyasa derinliği yüksek olsa bile fiyatların aniden değişmesine neden olabilir. 4. Ağ Tıkanıklığı: Merkeziyetsiz borsalarda işlem yaparken, ağdaki yoğunluk slipaj oranlarını artırabilir. Bu faktörler, yatırımcıların işlemlerinin gerçekleştiği fiyat ile beklenen fiyat arasında farklılık oluşmasına yol açar.

Likidite oranının (Asit-Test Oranı) en az 1 olması gerekmektedir.

Çeyrek altın, yatırımcılar ve halk arasında önemli bir yere sahiptir çünkü: 1. Uygun Fiyatlı Yatırım: Küçük bütçelerle yatırım yapmak isteyenler için uygundur ve daha düşük miktarda altın yatırımı yapma imkanı sunar. 2. Likidite: Kolayca alınıp satılabilir, kuyumcular, döviz büroları ve bankalar tarafından kabul edilir. 3. Geleneksel Değer: Hem yatırım hem de hediye amaçlı kullanılan geleneksel bir altın türüdür. 4. Uzun Vadeli Kazanç: Uzun vadede değer kazanma potansiyeline sahiptir.

Likidite bölgesi, forex piyasasında belirli bir döviz çiftini satmak veya satın almak için yüksek talebin olduğu durumları ifade eder. Bu bölgeleri belirlemek için aşağıdaki adımlar izlenebilir: 1. Destek ve direnç seviyelerini belirlemek: Mum çubuğu fiyat grafiğini analiz ederek, varlığın ulaştığı en yüksek (direnç) ve en düşük (destek) fiyatları tespit etmek gerekir. 2. Hacim analizi yapmak: Belirlenen direnç ve destek seviyelerinin yanında, işlem hacmi indikatörlerini kullanmak, likidite bölgelerinin önemini ve piyasadaki alıcı veya satıcı yoğunluğunu anlamaya yardımcı olur. 3. Otomatik analiz araçları kullanmak: Likidite bölgelerini otomatik olarak tanımlayan yazılımlar kullanmak, süreci kolaylaştırır ve insan hatası riskini azaltır. Ayrıca, ICT (Information and Communication Technologies) yaklaşımına göre, fiyatın doğal olarak çekildiği yüksek likidite bölgelerini belirlemek de mümkündür.

Oran hesaplamak için iki farklı miktarı belirlemek ve bu miktarları birbirine bölmek gerekir. Finansal analizde kullanılan bazı oranların hesaplama yöntemleri: 1. Cari Oran: Dönen varlıkların kısa vadeli yükümlülüklere bölünmesiyle hesaplanır. 2. Likidite (Asit-Test) Oranı: (Dönen Varlıklar – Stoklar) / Kısa Vadeli Yükümlülükler formülüyle hesaplanır. 3. Nakit Oran: Nakit ve nakit benzeri varlıkların kısa vadeli yükümlülüklere bölünmesiyle bulunur.

Spread, finansal piyasalarda önemli bir kavramdır çünkü yatırımcıların işlem maliyetlerini ve likiditeyi belirler. İşte spread'in önemli olmasının bazı nedenleri: 1. İşlem Maliyeti: Spread'in düşük olması, yatırımcıların daha düşük maliyetlerle işlem yapmasını sağlar. 2. Likidite: Likiditesi yüksek varlıklar genellikle düşük spreadlerle işlem görürken, düşük likiditeye sahip varlıkların spreadleri daha yüksek olabilir. Bu nedenle, spread'i takip ederek likiditesi yüksek varlıklarda daha kolay alım satım yapılabilir. 3. Piyasa Koşulları: Spread, piyasa koşullarını ve volatiliteyi yansıtır; volatilite arttığında spread genişleyebilir. 4. Risk Yönetimi: Yatırımcılar, spread'i göz önünde bulundurarak risklerini minimize etmeye ve olası zararları azaltmaya çalışır.

Likidite riski, bir kuruluşun finansal yükümlülüklerini yerine getirememe olasılığını ifade eder. Bu riski hesaplamak için aşağıdaki likidite oranları kullanılır: 1. Cari Oran: Dönen varlıkların kısa vadeli borçlara bölünmesiyle hesaplanır. - Bu oranın 1,5 civarında olması yeterli kabul edilir. 2. Likidite Oranı (Asit-Test Oranı): Cari orandan daha hassastır ve stokların dönen varlıklardan çıkarılmasıyla hesaplanır. - Genellikle "1" olması yeterli kabul edilir. 3. Nakit Oran: Hazır değerler ve serbest menkul kıymetlerin kısa vadeli yabancı kaynaklara bölünmesiyle hesaplanır. - Bu oranın "1" olması, işletmenin kısa vadeli borçlarını her durumda nakit olarak ödeyebileceğini gösterir.

Likidite ve toplam likidasyon fiyatı farklı kavramlardır: 1. Likidite: Bir varlığın veya menkul kıymetin piyasa fiyatını etkilemeden nakite dönüştürülebilme kolaylığını ifade eder. 2. Toplam Likidasyon Fiyatı: Kaldıraçlı işlemlerde kullanılan bir terimdir ve yatırımcının açtığı pozisyonun likide edileceği fiyatı belirtir.

Likidite oranı formülü üç ana şekilde hesaplanır: 1. Cari Oran: Dönen varlıkların kısa vadeli borçlara bölünmesiyle elde edilir. 2. Asit-Test (Hızlı) Oranı: Dönen varlıklardan stokların çıkarılmasıyla daha hassas bir ölçüm sağlar. 3. Nakit Oranı: Sadece nakit ve nakit benzeri varlıkların kısa vadeli borçlara oranıdır.

Likidite önemlidir çünkü: 1. Acil Nakit İhtiyacını Karşılama: Beklenmedik durumlarda veya acil nakit ihtiyacı olduğunda, likit varlıklar kolayca nakde çevrilerek kullanılabilir. 2. Yatırım Fırsatlarını Değerlendirme: Likit varlıklara sahip olmak, yatırımcıların yeni fırsatlar ortaya çıktığında hızlı hareket etmelerine ve bu fırsatlardan yararlanmalarına olanak tanır. 3. Risk Yönetimi: Likit varlıklar, yatırım portföylerindeki riski azaltmaya yardımcı olur. Bir yatırımın değer kaybetmesi durumunda, likit varlıklar nakde çevrilerek kayıp minimize edilebilir. 4. Şirketlerin Finansal Sağlığı: Şirketler için likidite, borçlarını ödeyebilme ve faaliyetlerini sürdürebilme yeteneklerini gösterir. Yeterli likiditeye sahip olmayan şirketler finansal zorluklar yaşayabilir ve hatta iflas edebilir.

Bankacılıkta kullanılan oranlar beş ana kategoriye ayrılır: 1. Likidite Oranları: İşletmenin kısa vadeli borçlarını ödeme yeteneğini ölçer. 2. Finansal Yapı Oranları (Kaldıraç Oranları): İşletmenin varlıklarının ne kadarının borçlarla ve ne kadarının öz sermaye ile finanse edildiğini gösterir. 3. Faaliyet (Verimlilik) Oranları: İşletmenin varlıklarını ne kadar verimli kullandığını ölçer. 4. Karlılık Oranları: İşletmenin satışlarından ve varlıklarından ne kadar kar elde ettiğini ölçer. 5. Borsa Performans Oranları: Hisse senedi piyasalarında işlem gören işletmeler için kullanılır.

Hisse senetlerinin satış emri girilememesinin birkaç nedeni olabilir: 1. Likidite Problemi: Hisse senedinin likit olmaması, yani alıcı bulunamaması durumunda satış işlemi gerçekleştirilemez. 2. Hissenin Taban Olması: Hisse senetleri taban fiyattan işlem görür ve tabana kilitlerse, verilen satış emirleri sıraya alınır ve tabandan gelecek olan alıcı miktarına göre emir gerçekleşmeyebilir. 3. Brüt Takas: Brüt takas tedbiri uygulanan hisse senetlerinde, aynı gün alınan hisse o gün içinde satılamaz. 4. Aracı Kurum Kaynaklı Sorunlar: Aracı kurumdan kaynaklanan teknik sorunlar veya emir iletmeme sorunları satış emrini engelleyebilir. 5. Borsanın Kapalı Olması: Borsanın kapalı olduğu günlerde alış satış işlemi olmadığı için, girilen emir askıda kalır ve gerçekleşmez.