KlasikEser

İşte bir hikaye örneği: Deniz Yıldızının Hikayesi Bir adam sabaha karşı okyanus kenarında yürüyormuş. Birden binlerce deniz yıldızının karaya vurduğunu görmüş. Daha da yaklaştığı zaman bir çocuk fark etmiş. Çocuk deniz yıldızlarını tek tek alarak denize geri götürüyormuş. Adam çocuğa yaklaşarak sormuş: - Bu deniz yıldızlarını neden denize geri atıyorsun? Çocuk cevap vermiş: - Güneş yükseliyor. Birazdan sular çekilecek ve bu deniz yıldızları susuzluktan ölecekler. Adam bu duruma şaşırmış: - Sahil çok uzun ve çok fazla deniz yıldızı var. Hepsini kurtaramazsın. Ne fark eder ki? Çocuk adamı dinlemiş. Daha sonra sahilden bir deniz yıldızı daha alarak denize bırakmış. Sonra adama dönerek: - Bak görüyor musun, bu deniz yıldızı için fark etti, demiş. Akrep Hikayesi Hintli bir adam suyun içinde zar zor ilerlemeye çalışıyormuş. Bu sırada yanına bir akrep yanaşmış. Adam akrebi kurtarmak istemiş ve parmağını ona doğru uzatmış. Fakat akrep adamın bu hamlesinden sonra adamı sokmuş. Hintli adam bu duruma çok şaşırmış fakat yine de tekrardan parmağını akrebe doğru uzatmış. Akrep tekrar adamın parmağını sokmuş. Bu olayı gören başka bir adam kendisini sürekli sokan bu akrebi kurtarmaktan vazgeçmesi gerektiğini söylemiş. Hintli adam buna şu şekilde cevap vermiş: - Akreplerin doğasında sokmak vardır. Fakat ben insanım. İnsanın doğasında ise sevmek vardır. Akrebin doğasında sokmak var diye kendi doğamda olan sevmekten mi vazgeçeyim?

Gulliver Cüceler Ülkesinde, İrlandalı yazar Jonathan Swift'in 1726 yılında tamamladığı Gulliver'in Gezileri adlı eserinin ilk bölümünü oluşturur. Kitapta anlatılan temel konular şunlardır: Toplumsal düzen ve ahlaki düşkünlük. İngiltere eleştirisi. Eser, aslında insanların bencil, çıkarcı ve zalim yanlarını hicvederken, yaşadığı zamanın toplumsal, siyasal ve dinsel kurumlarına sert bir eleştiri ve taşlama niteliği taşır.

Mem û Zîn'in sonunda, Mem, Zin'e olan aşkını itiraf etmek zorunda kalır ve Cizre Bey'i tarafından zindana atılır. Zin, Mem'in mezarının başında yas tutar ve sonunda o da hayatını kaybeder.

Winter's Tale (Kış Masalı) filminin konusu şu şekilde özetlenebilir: 1916 yılının New York şehrinde, İrlanda göçmeni bir ailenin oğlu olan hırsız Peter Lake, güzel ev sahibesi Beverly Penn’e aşık olur. Beverly’i unutamayan Peter, yaşadığı doğaüstü bir olayın ardından kim olduğunu hatırlamadığı bir halde farklı bir zaman diliminde bulur kendini. Winter's Tale, Mark Helprin'in 1983'te yayımlanan Winter's Tale adlı sürreal romanından sinemaya uyarlanmıştır.

Alice Harikalar Diyarında kitabının yazarı, Lewis Carroll takma adını kullanan Charles Lutwidge Dodgson'dır.

Leyla ve Mecnun'un hikayesi, farklı versiyonlara göre iki farklı şekilde bitebilir: 1. Mecnun'un Ölümü: Bir versiyonda, Mecnun'un Leyla'ya olan sevgisi o kadar güçlüdür ki, sonunda hayatını kaybeder. 2. Buluşma: Diğer bir versiyonda, Leyla ve Mecnun bir şekilde bir araya gelir ve aşkları tüm engelleri aşar.

Molière'in "Hastalık Hastası" adlı eseri, sağlıklı ve saf bir adam olan Argan'ın etrafındaki çıkarcı, ikiyüzlü insanlar tarafından kandırılmasını anlatır. Argan, tıbbi adı hipokondriyazis olan bir tür takıntı hastalığı sebebiyle kendini sürekli hasta hissetmektedir. Argan'ın saflığı sadece doktor ve eczacı konusunda değildir. Argan, kardeşi Béralde ve hizmetçisi Toinette'in planı sayesinde bu zor durumdan kurtulur. Molière, bu eserinde toplumun ahlaki yapısını ve bilgisiz, yeteneksiz hekimleri eleştirir.

Voltaire'in "Candide" adlı eseri, Leibniz'in "mümkün dünyaların en iyisi" felsefesini eleştirir. Kitapta anlatılan bazı konular: İyimserlik: Candide, iyimserliği temsil eden hocası Pangloss'un öğretilerini takip eder, ancak dünyanın kötülüğünü gördükçe umutsuzluğa kapılır. Seyahatler: Candide, Avrupa, Afrika ve Asya'da birçok felakete tanık olur; bunlar arasında depremler, engizisyon tehlikesi ve frengi hastalığı bulunur. Aşk: Candide'in sevgilisi Cunegonde ile olan ilişkisi, dünya genelindeki kötülükleri fark etmesine yol açar. Hayatın Anlamı: Türkiye'de bir dervişin "Bahçemizi yetiştirelim" sözü, Candide'e hayatın amacını öğretir. Kitap, iyilik, erdem ve özgürlük gibi kavramları sorgularken, farklı ülke ve toplumları hicivli bir dille ele alır.

Hamlet kitabının beğenilmesinin bazı nedenleri: Evrensel temalar: Eser, intikam, adalet, varoluş ve insan doğası gibi evrensel temaları işler. Karakter derinliği: Her biri farklı bir psikolojik derinliğe sahip olan karakterler, izleyicilere çeşitli bakış açıları sunar. Edebi değer: Shakespeare'in edebi dili ve şiirsel anlatımı, eseri hem etkileyici hem de akılda kalıcı kılar. Güncellik: 400 yıl önce yazılmasına rağmen, eserdeki temalar ve mesajlar günümüzde de geçerliliğini korur ve birçok film, tiyatro oyunu ve edebiyat eserine ilham kaynağı olur.

Binbir Gece Masalları'nın Şehrazat'ın anlattığı hikayeler ile dolu olan kısmı, Şehrazat'ın sadakatini kanıtlaması ve Kral Şehriyar'ın kadınlara olan öfkesini dindirmesi ile sona erer. Masalda, Vezirin kızı Şehrazat, her gece Kral Şehriyar'a hikayeler anlatır ve her sabah hikayenin devamını bir sonraki geceye erteler. Sonunda, Kral Şehriyar, Şehrazat'ın sadakatine inanır ve Şehrazat'ın kardeşi Dünyazat ile kendi kardeşi Şehzaman'ı evlendirir. Masal içinde masal tekniğiyle anlatılan Binbir Gece Masalları, İslamiyetin hakim olduğu ülkelere has fantastik öğeleri barındırır.

Gurur ve Önyargı, klasik edebiyat türü olarak kabul edilir çünkü: Evrensel ve zamansız bir konuyu işler. Toplumsal normları sorgular. Güçlü kadın karakterler içerir. Edebi bir deha ürünüdür. Popülerliğini korur.

Romeo ve Juliet kitabının okunmasının bazı nedenleri: Klasik bir eser olması. İnsan ilişkilerini gerçekçi bir şekilde ele alması. Edebî ve kültürel değer taşıması. Kalıcı bir hikâye sunması.

Alice'in Harikalar Diyarı'nda karşılaştığı bazı karakterler: Kalplerin Kraliçesi. Beyaz Tavşan. Sırıtan Kedi. Kalp Kralı. Düşes. Tırtıl. Çılgın Şapkacı ve Mart Tavşanı. Fındık Faresi. Grifon. Alice'in ablası.

Siyabend ve Xecê'nin hikayesi, trajik bir sonla biter. Siyabend, Xecê'yi kaçırdıktan sonra, ağa ile yüzleşir ve ağayı öldürür. Xecê, Siyabend'i aramaya başlar ve onun başında can çekişirken bulur. Siyabend'in yarasına saplanan dalın üzerine, Xecê de kendini bırakarak can verir.

E.T.A. Hoffmann'ın "Kum Adam" adlı eseri, kabus ve gerçek arasındaki ince çizgide duran ürkütücü bir hikayedir. Hikayenin konusu şu şekilde özetlenebilir: Gece olunca gelip çocukların gözlerini çaldığı söylenen Kum Adam'ı hiçbir zaman unutamayan Nathanael'in hayatı, eğitim gördüğü şehre Coppola isminde bir satıcının gelmesiyle altüst olur. Coppola’nın Kumadam’la olan ilişkisini çözmeye çalışan Nathanael, Profesör Spallanzani’nin “tuhaf” kızı Olimpia’yla tanışınca işler iyice çetrefil bir hal alır. Ayrıca, "Kum Adam"da korkuların derin bir şekilde travmatik çocukluk deneyimlerine dayandığı ve gerçeklik algısının kaybolduğu işlenir. Eserde, ayrıca yazarın "Issız Ev" adlı bir hikayesi daha yer alır.

"Geçmişim ve Düşüncelerim", Rus yazar Aleksandr Herzen'in anıtsal otobiyografisidir. Eser, dört ciltten oluşmaktadır ve ilk cilt, Herzen'in çocukluk, ilk gençlik yılları ile üniversite ve sürgün yaşamını kapsar.

Mark Twain'in "Prens ve Dilenci" adlı kitabının uzun özeti şu şekildedir: 16. yüzyılda Londra'da sefil bir ailede doğan Tom Canty ile zengin bir ailenin çocuğu olan Edward Tudor'un doğumları aynı güne denk gelir. Bir gün bu iki çocuk karşılaşır ve eğlence olsun diye kıyafetlerini değiştirirler. Tom, ailesinin kıymetini bilmeyi öğrenirken; prens Edward, halkının zor durumunu anlar ve krallığını daha iyiye götürmek için kararlar alır. İki çocuk da memnun olmadıkları hayatların değerini anlarlar. Bir süre sonra hastalığa yakalanan kral vefat eder ve Tom kral olur. Sonunda gerçek ortaya çıkar ve her şey eski haline döner. "Prens ve Dilenci", sadece çocuk kitabı olarak değerlendirilmese de, çarpıcı ve maceralı kurgusuyla her yaşa hitap edebilen bir eserdir.

Nikolai Gogol'un "Korkunç Bir İntikam" adlı eseri, bir Cossack ailesi üzerindeki trajik olayları, bir büyücünün kötülükleri nedeniyle anlatır. Hikayenin temel konuları: İyi ve kötü mücadelesi. Mistisizm ve doğaüstü. Kuşaklar boyunca intikam. Kader ve önceden belirleme. Ahlak ve etik.

Sabahattin Ali'nin "Kürk Mantolu Madonna" adlı eseri, yitirilen bağlılık ve aşkların anımsanması gerektiği düşüncesiyle tiyatroya uyarlanmıştır. Ayrıca, eserin tiyatroya uyarlanma nedenlerinden biri de aşkın, en sıradan insanların bile destansı bir aşk yaşayabileceğini göstermesi olarak belirtilmiştir. Bunun yanı sıra, eserin popülerliği ve hala en çok satanlar listesinde yer alması da tiyatroya uyarlanma kararlarında etkili olmuştur.

Leyla ile Mecnun dizisinden en güzel söz olarak değerlendirilebilecek bazı replikler: "Adamlar bana çay verdi çay! Çay veren adam hiç kötü olur mu?". "Yalnızlık, gece ayazında sabaha kadar beklemek gibidir, ısınmak için güneşin doğmasını beklersin ama o güneş hiçbir zaman doğmaz". "İnsan sevdiğinin gözünün içine bakar. Oradan anlar ta geçmişini ve ne olduğunu. Biraz acısını paylaşır, sevincini birlikte yaşar". "Ben eskiyi çok özlüyorum dede!". "Her şeyi salla ama çayı demle hacı!".