Kentleşme

Kağıthane'nin haritasının çarpık olmasının nedeni, 1960'lı yıllardan itibaren yaşanan kaçak yapılaşma ve yetersiz şehir planlamasıdır. 1960'lı yıllarda, her vatandaşa konut sağlama amacıyla insanlar genellikle hazine arazilerine gecekondu yaparak yerleşmiştir.

Keçiören Saat Kulesi, Keçiören Belediyesi tarafından Etlik semti Giresun Caddesi'ndeki Fatih Sultan Mehmet Parkı'na, İzmir'deki tarihî saat kulesine benzerliği ve Selçuklu mimarisini yansıtması amacıyla yaptırılmıştır. Saat kulesinin üzerine, Sivas'ın Divriği ilçesindeki tarihî Ulu Cami ile Darüşşifa yapılarındaki motifler işlenmiştir.

Hindistan'da çok sayıda bina yapılmasının birkaç nedeni vardır: Kentleşme ve nüfus artışı. Ekonomik büyüme. Altyapı geliştirme. Düzenleme eksiklikleri.

Taktiksel kentleşme, inşa edilmiş çevrede, genellikle şehirlerde, yapılan düşük maliyetli ve geçici değişiklikler koleksiyonunu tanımlamak için kullanılan bir şemsiye terimdir. Kendin yap hareketi ise, taktiksel kentleşmenin bir alt dalı olarak, "do-it-yourself (DIY)" şehircilik, şehir onarımı, kentsel akupunktur veya kentsel prototipleme olarak da adlandırılır. Bu tür müdahaleler, yerel topluluklar, ilgili vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından yürütülebilir.

Kendin yap kentleşmesi, kentsel mekânlara izinsiz, enformel müdahaleleri içeren bir şehircilik anlayışıdır. Kendin yap kentleşmesinin bazı özellikleri: Gönüllü gruplar tarafından gerçekleştirilmesi. İşlevsel amaçlı olması. Katılımcılığı ve kapsayıcılığı desteklemesi. Atıl alanların değerlendirilmesine yönelik olması. Kendin yap kentleşmesi, kentsel katılımcılık, kent hakkı ve kentsel planlama ile tasarım arasındaki ilişkiler üzerine düşünmeyi gerektirir.

Türkiye'de kentleşmenin hızlı olmasının bazı nedenleri: Kırsaldan kentlere göç: 1950'li yıllarda tarımda makineleşme, toprakların miras yoluyla parçalanması ve eğitim ile sağlık olanaklarının yetersizliği gibi nedenlerle kırsal nüfus kentlere göç etmiştir. Sanayileşme: Türkiye'nin hızlı sanayileşme sürecine girmesi ve sanayi yatırımlarının büyük kentlerde kurulması, kentlerdeki iş olanaklarını artırmıştır. Ulaşım ve iletişim: Karayolu ağının gelişmesi ve ulaşım araçlarındaki çeşitlenme, nüfusun yer değiştirme olanaklarını yükseltmiştir. Sosyo-psikolojik faktörler: Kentlerin sunduğu ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim ve sağlık olanakları, kırdan kente göçü cazip hale getirmiştir. Siyasi ve idari kararlar: Bazı illerin kuruluşu ve kentsel alanların sınırlarının genişletilmesi gibi kararlar da kentleşmeyi hızlandırmıştır.

Kentleşmenin temel özellikleri şunlardır: Nüfus artışı. Ekonomik ve sosyal dönüşüm. İş bölümü ve uzmanlaşma. Heterojen yapı. Toplumsal değişim. Teknolojik ve bilimsel değişim. Eğitim düzeyi. Suç oranı. Aile yapısı. İlişkiler.

Eski komşuculuk ilişkilerinin bitmesinin bazı nedenleri: Hızlı şehirleşme ve şehir yapılaşması. Yoğun çalışma hayatı. Teknolojik aletler. Güvensizlik ve bencillik. Ayrıca, kadınların iş hayatına katılması da komşuluk ilişkilerinin zayıflamasına katkıda bulunmuş olabilir.

AÖF Kentleşme ve Konut Politikası dersi, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde yer almaktadır.

Sarı Mercedes, Adalet Ağaoğlu'nun "Fikrimin İnce Gülü" adlı romanının uyarlaması olan bir sinema filmidir. Filmin bazı temaları: Toplumsal onay: Karakterin, sahip olduğu Mercedes ile başkalarının gözünde değerli görünmeye çalışması. Kimlik arayışı: Almanya'dan Türkiye'ye yapılan yolculuk sırasında, karakterin geçmişiyle yüzleşmesi ve kim olduğunu sorgulaması. Trafik terörü: Karakterin, tek varlığı olan arabasını trafik kazasında kaybetmesi. Film, 29. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En iyi yönetmen", "En iyi kurgu" ve "En iyi ikinci film" ödüllerini kazanmıştır.

Mersin Pozcu'da eskiden narenciye bahçeleri, zeytinlikler ve birkaç çiftlik evi vardı. Bölge, 1960'lı yıllarda kentleşmeye başlamış, 1980'lerden sonra ise sahil yolunun düzenlenmesi ve denize yakınlığıyla orta ve üst sınıfın tercih ettiği bir mahalle haline gelmiştir.

Gülten Akın'ın "Yüksek Evde Oturanın Türküsü" adlı şiiri, kentleşmeyle birlikte insanların doğadan ve birbirlerinden uzaklaşmasını eleştirmektedir. Şiirde öne çıkan bazı temalar: Yükseklik ve ayrılık: Yüksek evler, insanlar arasındaki mesafeyi ve ayrılığı simgeler. Doğa-kültür çatışması: İnsan yapımı yapıların yukarıda, doğanın ise aşağıda olması, insan merkezli bir bakışı yansıtır. Ekomerkezli bakış: Şair, hiyerarşileri ortadan kaldırıp doğayla bütünleşmeyi önerir. Şiir, aynı zamanda "Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar" türküsüne göndermede bulunarak, yüksekliğin getirdiği ayrılık temasını işler.

Polonya'da çarpık kentleşmenin nedenlerine dair bilgi bulunamadı. Ancak, çarpık kentleşmenin genel nedenleri arasında şunlar yer alır: Hızlı nüfus artışı ve göç. Yetersiz ve etkisiz şehir planlaması. Ekonomik faktörler. Altyapı ve hizmet eksiklikleri. Yasal ve politik faktörler.

Kentsel alan, köy, şehir ve kasaba arasındaki farklar şu şekilde özetlenebilir: Kentsel alan: Nüfusunun çoğu ticaret, sanayi, hizmet veya yönetimle ilgili işlerle uğraşan, genellikle tarımsal etkinliklerin olmadığı yerleşim alanıdır. Köy: Nüfusu 2.000'den az olan, genellikle tarıma dayalı bir ekonomiye sahip yerleşim yeridir. Kasaba: Nüfusu 2.000 ile 20.000 arasında olan, köyden büyük, şehirden küçük yerleşim merkezidir. Şehir: Nüfusu 20.000'den fazla olan, genellikle daha gelişmiş altyapı ve ekonomik çeşitliliğe sahip yerleşim yeridir. Ayrıca, Avrupa Birliği’nde uygulanmakta olan DEGURBA (kentleşme derecesi) istatistik sistemi, köy ve mahalle bazında coğrafyanın her 1 km²’lik alanının nüfus büyüklüğü ve farklı sosyo-ekonomik işlevini dikkate alarak bu alanları yoğun kentsel, orta yoğun kentsel ve kırsal olarak sınıflandırır.

Kentois, "Kent ve sakinlerine ait" anlamına gelen Fransızca bir sıfattır. Örneğin, "Les soldats kentois avancèrent vers Canterbury" cümlesinde olduğu gibi, "kentois" kelimesi "Kentish" olarak İngilizceye çevrilir.

Kent tartışmaları ve yeni yaklaşımlardan bazıları şunlardır: Akıllı kent uygulamaları. Kentli hakları. Kent ekonomisi. Çevre sorunları. Kentsel planlama yaklaşımları. Yeni kentsel kuramlar.

İnsanların afetlerin oluşumundaki rolü şu şekilde özetlenebilir: Doğal afetlerin tetiklenmesi: İklim değişikliği, sanayi faaliyetleri, ormansızlaşma ve kentleşme gibi insan kaynaklı etkenler, sel, yangın, kuraklık ve fırtına gibi afetlerin tetiklenmesinde rol oynar. Afet riskinin artması: İnsanlar, doğal afet riski taşıyan alanlara yerleşim kurarak afet riskini artırır. Afetlerin şiddetlenmesi: Afetlerin şiddetini artıran faktörlerden biri de insanların doğaya zarar vermesidir. Hazırlıksızlık: Afetlere hazırlıksız yakalanmak, afetlerin etkilerini artırır. Afet sonrası destek eksikliği: Afet sonrası gerekli desteğin alınmaması, insanların afetlerin etkilerinden daha fazla etkilenmesine neden olur. Ayrıca, afetlerin insanlar üzerindeki psikolojik ve sosyal etkileri de dikkate alınmalıdır.

Ece Ayhan'ın "Mor Külhani" şiiri, toplumsal eleştiri niteliğindedir. Şiirde ele alınan bazı konular şunlardır: Hayat kadınları. Apartmanlarla yok olan mahalleler. Renk metaforları. Şiirde ayrıca "Şiirimiz karadır abiler", "Şiirimiz her işi yapar abiler", "Şiirimiz gül kurutur abiler", "Şiirimiz erkek emzirir abiler" gibi vurucu cümleler yer alır.

50 yıl sonra Muş'un nasıl olacağına dair spesifik bir tahmin bulunmamaktadır. Ancak, genel olarak teknolojik gelişmelerin ve değişimlerin etkileri göz önünde bulundurularak bazı olası senaryolar şu şekildedir: Çevre ve Altyapı: Muş, daha gelişmiş bir altyapı ve çevre düzenlemelerine sahip olabilir. İklim ve Tarım: İklim değişiklikleri ve teknolojik yenilikler, tarım yöntemlerini ve ürün çeşitliliğini etkileyebilir. Ekonomik ve Sosyal Değişimler: Teknolojik gelişmeler, sosyal ve ekonomik yapıda değişikliklere yol açabilir. Daha kesin bir tahmin için uzman görüşleri ve güncel teknolojik gelişmeler dikkate alınmalıdır.

Kentleşmeyle birlikte ortaya çıkan bazı sorunlar: Ekonomik sorunlar: İşsizlik, sektörler ve bölgeler arası dengesizlik, altyapı hizmetlerinde tıkanma, konut problemi. Sosyal sorunlar: Çevrenin tahribi, fiziki plansızlık ve yerleşme düzensizliği, gelir dağılımındaki eşitsizlik, sosyal tabakalaşmanın artması, kültür değişmesi ve boşluğu, toplum hayatındaki çözülme ve intibaksızlık. Çevresel sorunlar: Hava ve gürültü kirliliği, su ve toprak kirliliği, verimli toprakların kaybedilmesi, biyoçeşitliliğin azalması. Altyapı sorunları: Yol, kanalizasyon, elektrik ve su gibi temel altyapı hizmetlerinin yetersizliği. Trafik ve ulaşım sorunları: Ulaşım altyapısının artan nüfusa yetişememesi, trafik yoğunluğunun artması.