KelimeKullanımı

"Git gide" ifadesi ayrı değil, bitişik yazılmalıdır. Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre bu kelimenin doğru yazılışı "gitgide" şeklindedir.

Cevahir kelimesi cümle içinde şu şekilde kullanılabilir: "Bunların bazısının cevahirle süslenmiş mineli kapakları bulunur". "Kraliyet mücevher koleksiyonu, nadir ve paha biçilmez cevahirlerle süslenmiştir". "Takı tasarımcısı, cevahirlerle bezenmiş özel bir kolye yapmak için çalışıyor".

Bilmukabele kelimesi, genellikle teşekkür, tebrik veya iyi dileklere karşılık olarak kullanılır. İşte bazı örnek cümleler: "Mutlu yıllar!" diyen birine: "Bilmukabele, sana da mutlu yıllar!". "Başarılarınızın devamını dilerim." - "Bilmukabele, sizin de başarılarınız daim olsun". "Davetiniz için çok teşekkür ederim." - "Bilmukabele, aynı şekilde davetinize katılmaktan onur duyarım". "Nezaketiniz için minnettarım." - "Bilmukabele, ben de sizin nezaketinizi takdir ediyorum". "İyi dilekleriniz için çok teşekkür ederim." - "Bilmukabele, sizin de güzel dilekleriniz kabul olsun". "Komşumuzla bilmukabele olarak bahçe işlerini paylaşıyoruz". "Arkadaşımın davetine bilmukabele olarak katıldım". "Karşılıklı olarak yardımlaşmak bilmukabele ilişkisini güçlendirir". Kullanım kuralları: Kelimenin yazılışı: "bilmukabele" şeklinde, üçüncü ünlü harfi olan "a" harfinin üstünde düzeltme işareti ile. Sadece diyaloglarda kullanılabilir.

Evet, "so"nun yerine "too" kullanılabilir, ancak bu kullanım genellikle olumlu cümlelerde "ben de" anlamında olur. Örneğin: "I am too angry right now" (Şu an çok kızgınım). "I came here so that I could see you" cümlesinde "so" yerine "too" kullanıldığında cümle "I came here too to see you" şeklinde olur (Buraya seni görmek için geldim). Ayrıca, "too" kelimesi olumsuz bir çokluk belirtir, bu yüzden bir özellikten olumlu biçimde bahsetmek istendiğinde "too" kullanılmamalıdır.

"Ascertain" kelimesi, aşağıdaki şekillerde kullanılabilir: Belirlemek, tespit etmek. Ortaya çıkarmak, öğrenmek. Anlamak. Doğruluğunu teyit etmek. "Ascertain" kelimesi, genellikle bir nesne ile birlikte kullanılır ve doğru cümle yapısı, örneğin "She ascertained the cause of the problem" (Sorunun nedenini tespit etti) şeklinde olmalıdır. "Ascertain" kelimesi, bazen isim veya sıfat olarak da kullanılabilir, örneğin "The ascertainment of the truth required extensive research" (Gerçeği belirlemek için kapsamlı bir araştırma gerekliydi).

"Sanki" kelimesi yerine kullanılabilecek bazı eş anlamlı kelimeler: Güya; Sözde; Âdeta.

"Yaz" kelimesinin yerine kullanılabilecek bazı alternatifler: Mevsim. İlkyaz. Harman, harmanzamanı, yazgı. "Yaz" kelimesi ayrıca "yazmak" fiiliyle de ilişkilidir; bu bağlamda kullanılabilecek alternatifler arasında "yazı", "yazım", "kalem" ve "edebiyat" yer alır. Yaz kelimesinin zıt anlamlısı ise "kış" kelimesidir.

"Are you ready?" ifadesi, İngilizce'de "hazır mısın?" anlamına gelir ve çeşitli durumlarda kullanılabilir: Genel kullanım: "Are you ready to go out?" (Dışarı çıkmaya hazır mısın?). Soru sorma: "Are you ready for the next problem?" (Bir sonraki sorun için hazır mısın?). Teklif sunma: "Are you ready to try some home cooking?" (Ev yemeği denemeye hazır mısın?). Durum bildirimi: "Take a deep breath, are you ready?" (Derin bir nefes, hazır mıyız?). Bu ifade, genellikle bir eylemin veya durumun hazır olup olmadığını sormak için kullanılır.

Akademisyen kelimesini cümle içinde kullanmak için bazı örnekler: Akademisyen olmak için birçok sınava girmen gerekir. Günümüzde birçok akademisyen bilimsel araştırmalar da yapıyorlar. Ben de artık başarılı bir akademisyen olmak istiyorum. Sen de akademisyen olmayı düşünüyor musun? Akademisyenler de bize bu konuda yardımcı olacaklar. Ben de yıllarca akademisyen olarak ülkeme ve devletime hizmet ettim.

Açıkçası kelimesi ile kurulabilecek cümlelerden bazıları şunlardır: "Açıkçası bu tavrı hiç hoşuma gitmedi." "Açıkçası ben daha iyi performans göstereceğini düşünüyordum." "Açıkçası bunu senden beklemezdim." "Açıkçası bu fırsat bir daha ele geçmez." "Açıkçası ona çok inanmıştım." "Açıkçası bunu yapmasını beklemezdim." "Açıkçası onu hâlâ unutamıyorum." "Açıkçası bu davranışı çok mutlu etti." "Açıkçası, onun fikrinden o kadar etkilenmedim." "Açıkçası, ev ödevimi yapmadım." Açıkçası kelimesi; doğruyu söylemek gerekirse, doğrusu, açık olanı gibi anlamlara gelir.

Dinlemek kelimesi, TDK'ye göre şu anlamlara gelir: işitmek için kulak vermek; birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak; kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek; uymak, baş eğmek, itaat etmek.

Çokça kelimesi, "çok" sözcüğünün sonuna "ca" eki getirilerek türetilmiş olup, fazla miktarda, bolca veya belirgin derecede anlamlarına gelir. Doğru yazım şekli bitişik olarak "çokça" şeklindedir. Örnek cümleler: "Bu yıl çokça yağmur yağdı". "O, çokça film izler". "Bu kitapta çokça hata var". "Geçen sene çokça seyahat ettim". "Bu mağazada çokça müşteri var".

"Sometimes" ve "sometime" arasındaki temel fark, kullanım şekilleridir: "Sometimes", "ara sıra", "zaman zaman" anlamlarına gelen bir zarftır. "Sometime" ise, genellikle gelecekte belirsiz bir zamanı ifade eden tek kelimelik bir zarftır. Özetle, "sometimes" sıklık belirtirken, "sometime" zaman belirtir.

Effect kelimesi genellikle bir isim olarak kullanılır ve "sonuç" veya "etki" anlamına gelir. Örnek kullanımlar: "The pandemic had a long-lasting effect on global trade" (Pandeminin küresel ticaret üzerinde uzun süreli bir etkisi oldu). "What was the effect of the meeting on the final decision?" (Toplantının nihai karar üzerindeki etkisi neydi?). Ayrıca, fiil olarak da kullanılabilir ve "gerçekleştirmek" ya da "sonuç vermek" anlamına gelir. Örnek fiil kullanımı: "The new leader effected significant policy changes during his first year in office" (Yeni lider, ilk yılında önemli politika değişikliklerini hayata geçirdi). Dikkat edilmesi gereken nokta: "Affect" ve "effect" kelimeleri sıklıkla karıştırılır. "Affect" genellikle fiil olarak kullanılır ve "etkilemek" anlamına gelir.

"Responsible" kelimesi, aşağıdaki durumlarda kullanılabilir: Sorumluluk ifadesi: "Many managers are responsible for hiring and training new workers" (Birçok yönetici, yeni çalışanları işe almak ve eğitmekten sorumludur). Yükümlülük belirtme: "The HR department is responsible for recruiting at all levels" (İK departmanı her seviyede personel alımından sorumludur). Sebep gösterme: "Drought is responsible for the fungal diseases in crops" (Bitkilerdeki mantar hastalıklarının sebebi kuraklıktır). Güvenilirlik vurgusu: "Sami was very reliable and responsible" (Sami çok güvenilir ve sorumluydu). Çevreye duyarlılık: "A socially responsible business has workers who believe in its mission" (Sosyal açıdan sorumlu bir iş, misyonuna inanan çalışanlara sahiptir). Ayrıca, "Responsible®" programı, Avrupa Yeşil Mutabakatı'na uyum sağlamak amacıyla Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı tarafından devreye alınmış bir projedir.

"Stay on" ifadesi, genellikle bir yerde, işte veya okulda diğerlerinden daha uzun süre kalmak anlamına gelir. Bazı kullanım örnekleri: "Gill, üniversitede daha fazla araştırma yapmak için kalmaya karar verdi". "Zavallı ailelerin öğrencilerine, okulda daha uzun kalmaları için devlet yardımı yapıldı". "Konuya odaklanın ve yalnızca yapıcı yorumlar gönderin". Ayrıca, "stay on" ifadesi, bir durumu veya pozisyonu korumak, belirli bir yolda ilerlemek gibi anlamlarda da kullanılabilir.

"He, too" ifadesi, İngilizce'de "de, da" anlamına gelir ve cümlenin sonunda kullanılır. Örnekler: "He likes to come here, too." (O da buraya gelmeyi sever). "He, too, has a test today." (Onun da bugün sınavı var). "He he too" ifadesinin ne zaman kullanıldığına dair bir bilgi bulunamamıştır.

İçinde "witness" kelimesi geçen bazı cümleler: Noun olarak kullanım: I was a witness to the car accident on Main Street yesterday. The police have a witness and a warrant for your arrest. The state presented only one witness to prove its case. Verb olarak kullanım: He witnessed the historic event unfold before his eyes. She witnessed her brother's extraordinary talent in music. I witnessed the car accident firsthand. Ayrıca, "witness" kelimesi ile kurulan bazı eşdizimli ifadeler: key witness; reliable witness; principal witness; material witness.

"Appropriately" kelimesi, uygun bir şekilde, düzgün, doğru şekilde anlamlarına gelir ve çeşitli durumlarda kullanılabilir. Bazı kullanım örnekleri: ortama/etkinliğe uygun giyinmek. uygun hareket etmek. uygun tepki vermek. uygun şekilde tedavi etmek. uygun şekilde kullanmak. Ayrıca, "respond appropriately" (uygun şekilde yanıt vermek), "dress appropriately" (uygun giyinmek) gibi ifadelerde de yer alır.

Vah kelimesi ile kurulabilecek cümlelerden bazıları şunlardır: "Vah vah, komşunun bütün evi yanmış, yazık olmuş." "Vah ya, yazılıdan düşük almış." "Vah vah, güzelim kıza yazık oldu!" "Sonra ah vah dememek için, bu çocuğu iyi takip edin." "Olan olmuş artık, ah vah demenin anlamı yok." "O işi kaçırınca çok ah vah dedi." "Yıllardır görmemiştim; kadıncağızın ahı gitmiş, vahı kalmış." "Bu atın ahı gitmiş, vahı kalmış, bu at artık araba filan çekemez." "Adamın ahı gitmiş, vahı kalmış, hala futbol oynamaya çalışıyor." "Bu telefonun ahı gitmiş, vahı kalmış."