KelimeKullanımı

"Cevahir" kelimesi cümle içinde şu şekilde kullanılabilir: "Zarif beyaz boynunu süsleyen cevahir, gözlerinin parlaklığının yanında sönük kalıyor".

"Gitgide" kelimesi bitişik yazılır.

Bilmukabele kelimesi, "karşılık olarak" veya "aynı şekilde" anlamında kullanılır. İşte birkaç örnek cümle: 1. Teşekkür veya tebriklere karşılık olarak: "Başarılarınızın devamını dilerim." - "Bilmukabele, sizin de başarılarınız daim olsun". 2. Günlük konuşmada: "İyi bayramlar dilerim." - "Bilmukabele". 3. İş hayatında: "Ödeme ve teslimatların karşılıklı olarak gerçekleştirilmesi bilmukabele olarak adlandırılır".

"Are you ready?" ifadesi, birinin bir duruma hazır olup olmadığını sormak için kullanılır. İşte bazı kullanım örnekleri: Toplantı veya etkinlik öncesi: "Are you ready to start the meeting?" (Toplantıya başlamak için hazır mısın?). Oyun veya spor etkinliği öncesi: "Are you ready to play?" (Oynamaya hazır mısın?). Günlük konuşma: "Are you ready to go out?" (Dışarı çıkmaya hazır mısın?). Ayrıca, bu ifade resmi ve gayri resmi ortamlarda da kullanılabilir ve bağlama göre "prepared" veya "available" gibi alternatiflerle de ifade edilebilir.

Yaz kelimesinin yerine kullanılabilecek bazı eş anlamlılar şunlardır: Mevsim; Sıcaklık; Harman; Yazgı; Metin yazmak; Şarkı; Mesaj yazmak.

Açıkçası kelimesiyle ilgili bazı cümleler: 1. "Açıkçası bu tavrı hiç hoşuma gitmedi". 2. "Açıkçası ben daha iyi performans göstereceğini düşünüyordum". 3. "Açıkçası bunu senden beklemezdim". 4. "Açıkçası bu fırsat bir daha ele geçmez". 5. "Açıkçası insan eşyalarına sahip çıkmasını bilmelidir". Ayrıca, "başka bir deyişle" ve "açıkçası" kelimelerini birlikte kullanan cümleler de vardır: 6. "Başka bir deyişle, artık burada çalışmıyorum". 7. "Açıkçası, durumunuz pek iyi değil, acilen ameliyat olmalısınız".

"Effect" kelimesi iki farklı anlamda kullanılabilir: isim ve fiil olarak. İsim olarak "effect", bir olayın veya eylemin sonucunda ortaya çıkan durumu ifade eder. Kullanımı örnekleri: - "The pandemic had a long-lasting effect on global trade" (Pandeminin küresel ticaret üzerinde uzun süreli bir etkisi oldu). - "The medicine had no side effects" (İlacın yan etkisi yok). Fiil olarak "effect", bir değişikliği veya sonucu meydana getirmek, bir durumu gerçekleştirmek anlamında kullanılır. Kullanımı örnekleri: - "The new leader effected significant policy changes during his first year in office" (Yeni lider, ilk yılında önemli politika değişikliklerini hayata geçirdi). - "The company effected changes in its structure to improve efficiency" (Şirket, verimliliği artırmak için yapısında değişiklikler gerçekleştirdi). Ayrıca, "effect" kelimesi Adobe After Effects gibi yazılımlarda görsel efektleri uygulamak ve ayarlamak için de kullanılır.

"Responsible" kelimesi çeşitli bağlamlarda kullanılır: 1. Bir işin veya görevin sahibi olmak: "The technicians found the glitch that was responsible for the computer crash". 2. Hesap verebilir olmak: "I am responsible for the project delay". 3. Yetkili ve yetkili kişi: "The manager is primarily responsible to the CEO for the overall performance of the team". 4. İyi yargı ve karar verme yeteneği: "She is a very responsible worker". Ayrıca, "responsible" kelimesi "with", "to" ve "for" gibi edatlarla birlikte de kullanılır.

"Ascertain" kelimesi, kesin olarak öğrenmek veya tespit etmek anlamında kullanılır. İşte bazı kullanım örnekleri: I need to ascertain the truth before making a decision (Karar vermeden önce gerçeği öğrenmem gerekiyor). The police are trying to ascertain the cause of the accident (Polis, kazanın nedenini tespit etmeye çalışıyor). We need to ascertain whether the product meets safety standards (Ürünün güvenlik standartlarını karşılayıp karşılamadığını belirlememiz gerekiyor). Ayrıca, "ascertain the facts" (olayların aslını öğrenmek) şeklinde de kullanılabilir.

"Çokça" kelimesi, bir şeyin bol miktarda bulunması veya yoğun olarak var olması anlamlarını taşır ve şu şekilde kullanılır: Örnek cümleler: - "Bu yıl çokça yağmur yağdı". - "O, çokça film izler". - "Bu kitapta çokça hata var". - "Geçen sene çokça seyahat ettim". - "Bu mağazada çokça müşteri var". Ayrıca, "çokça" kelimesi ifadenin yoğunluğunu artırmak için de kullanılabilir.

"Dinlemek" kelimesi dört farklı anlamda kullanılabilir: 1. İşitmek için kulak vermek. 2. Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak. 3. Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek. 4. Uymak, baş eğmek, itaat etmek.

"Stay on" ifadesi çeşitli bağlamlarda kullanılabilir: 1. İş yerinde: Devam etmek veya göreve odaklanmayı sürdürmek için kullanılır. 2. Sosyal ortamda: Bir etkinlikte veya toplantide daha uzun süre kalmak için kullanılır. 3. Genel kullanım: Bir eylemi veya durumu sürdürmek, devam ettirmek anlamında kullanılır. 4. Tıbbi bağlamda: Bir ilaç veya tedaviyi düzenli olarak sürdürmek için kullanılır.

Akademisyen kelimesini cümle içinde kullanmak için aşağıdaki örnekler verilebilir: 1. Akademisyen olmak için birçok sınava girmen gerekir. 2. Günümüzde birçok akademisyen bilimsel araştırmalar da yapıyorlar. 3. Ben de artık başarılı bir akademisyen olmak istiyorum. 4. Sen de akademisyen olmayı düşünüyor musun? 5. Akademisyenler, toplumun gelişimine önemli katkılarda bulunurlar.

"Sometimes" ve "sometime" arasındaki fark şu şekildedir: - "Sometimes" (iki kelime) ara sıra veya belirli zamanlarda anlamına gelir. - "Sometime" (tek kelime) belirsiz bir zamanda anlamına gelir, genellikle gelecek veya geçmiş için kullanılır.

"He he too" ifadesi İngilizce'de iki farklı bağlamda kullanılır: 1. "Too" kelimesi, bir şeyin aşırılığını veya fazlalığını belirtmek için kullanılır ve genellikle olumsuz bir anlam taşır. Örnek cümleler: - "The car is going too fast" (Araba çok hızlı gidiyor). - "I have too many books in my bag" (Çantamda çok fazla kitap var). 2. "Too" ayrıca, "also" anlamında da kullanılabilir ve cümlenin sonuna gelir. Örnek cümleler: - "He is coming to the party, too" (O da partiye geliyor).

Witness kelimesini içeren bazı cümleler şunlardır: 1. Tanık anlamında: "The witness testified that she saw the defendant at the crime scene" (Tanık, sanığın suç mahallinde olduğunu ifade etti). 2. Şahit olmak anlamında: "He witnessed the accident on his way to school" (Okula giderken kazaya şahit oldu). 3. Koruma programı anlamında: "The witness protection program provides safety for those who testify in dangerous cases" (Tanık koruma programı, tehlikeli davalar için ifade verenlere güvenlik sağlar). 4. Çelişmek anlamında: "The witness’s account of the events was inconsistent with the other evidence presented" (Tanığın olaylar hakkındaki anlatımı, sunulan diğer kanıtlarla uyumsuzdu). 5. Çağrılmak anlamında: "He was called to be a witness in the trial" (Davada tanık olarak çağrıldı).

"Vah" kelimesi ile ilgili örnek cümleler: 1. "Vah benim kara bahtlı kızım!". 2. "Vah vah, pek yazık oldu!". 3. "Evde, yerinden kalkamayan seksenlik bir validem var.".

Eş sesli "ekmek" kelimesi ile ilgili cümleler: 1. Yediğimiz ekmek: "Aldığın tüm ekmekler kurumuş, yeni ekmek almalısın". 2. Toprağa ekmek: "Her yıl aynı tarlaya, aynı şeyleri ekmek doğru değil".

"Esasen" kelimesi cümle içinde çeşitli anlamlarla kullanılabilir: 1. Başından, temelinden, kökeninden: "Esasen bende kabahat ki, sizin gibi dönek insanlarla yola çıkmışım". 2. Zaten: "Esasen, Mediha Hanım gelmese şimdi de hastayı yalnız bırakamayacaktım". 3. Nasıl olsa, gene: "Esasen, nasıl olsa her şey düzelecek". 4. Aslında: "Esasen evvelce de söylediğimiz gibi dilenmek şiddetle memnu idi".

"Appropriately" kelimesi, uygun veya doğru bir şekilde anlamına gelir ve çeşitli bağlamlarda kullanılabilir. İşte bazı kullanım örnekleri: 1. Davranış veya eylem bağlamında: "She dressed appropriately for the job interview" (İş görüşmesi için uygun şekilde giyindi). 2. Zaman veya tarz bağlamında: "The team completed the project appropriately, adhering to the given timeline" (Takım, verilen zaman çizelgesine uyarak projeyi uygun bir şekilde tamamladı). 3. Kurallar veya yönergeler bağlamında: "Employees must use company resources appropriately" (Çalışanlar, şirket kaynaklarını uygun şekilde kullanmalıdır). 4. Sıfat veya isim olarak: "She wore an appropriately formal outfit to the gala" (Galaya uygun resmi bir kıyafet giydi). "Appropriately" kelimesi, genellikle bir fiilden hemen önce yer alır ve eylemin tanımlanması için kullanılır.