KelimeAnlamı

Amount kelimesi İngilizce'de şu anlamlara gelir: Miktar, tutar, meblağ, yekûn. Etki, anlam, değer, sonuç. Ulaşmak, varmak, tutmak, baliğ olmak. Ayrıca, "amount" kelimesi "belli bir miktarda olmak" anlamında da kullanılabilir.

Keza kelimesi, Arapçadan Türkçeye geçmiş bir sözcük olup "aynı biçimde", "böyle", "aynı", "böylece" veya "öylece" anlamlarına gelir. Cümleye veya anlatılan olaya aynı biçimde anlamını katmak için kullanılır. Örnek cümleler: "Miting konuşmacısı set yüklenmelerin ardından durdu ve keza diyerek konuşmasına devam etti." "Bu durum benim hiç hoşuma gitmedi, keza buraya gelenlerde öyle." "Su anda bu yaziyi yazarak yarinki finalden kalmami sagliyorum. Keza ertesi gun de Kore'den kalicam."

İt ile köpek arasındaki bazı farklar: Sadakat: Köpekler sadıktır, itler sadık değildir. İki/dört ayak: İtler genellikle iki ayaklıdır, köpekler ise dört ayaklıdır. Saldırganlık: Köpekler insana saldırmaz, itler kendi cinsine bile saldırabilir. Asalet: Köpek asil bir hayvandır, itte asalet olmaz. Saygı: "İt" kelimesi hakaretamiz bir hitap şeklidir, "köpek" kelimesi ise daha ölçülü bir hakaret olarak kabul edilir.

Vermek kelimesinin bazı anlamları: Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek. Bırakmak veya bağışlamak. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek. Herhangi bir duruma yol açmak. Satmak. Kızı, kadını biriyle evlendirmek. Ödemek. Yaymak. Bitki ve ağaç, ürün üretmek. Hepsini herhangi bir duruma sokmak. Bir şey üzerinde etki yapmak, biçimini değiştirmek. Tespit etmek. Kazandırmak, katmak. Ayırmak, harcamak. Dayamak. Doğurmak. (Argo) Cinsel yönden kendisini kullandırmak.

Evişmek kelimesi, farklı anlamlara gelebilir: İki şeyi birbiri üzerine getirmek. Birkaç kişi ile uyuşmak, anlaşmak. Çalışıp çabalamak. Hazırlanmak. Toprağın suyu emmesi. Ayrıca, son zamanlarda ergenler arasında "zoom'da çok iyi eviştiler" gibi mesajlarda kullanılan bir kelime olarak da dikkat çekmektedir.

Slave kelimesi İngilizce'de "esir, köle, tutsak" anlamına gelir. Ayrıca, "slave" kelimesi şu anlamlara da gelebilir: Kontrolünü teslim etmiş kimse. Zor ve monoton işte çalışan kimse. Para karşılığı zor işler yapan kimse. Slav halkına mensup kimse. Sadomazoşist ilişkide itaatkar partner. "Slave" kelimesi ayrıca "köle gibi çalışmak" anlamında da kullanılabilir.

Elegance ve elegancy arasındaki temel fark, elegance kelimesinin genellikle sayılamayan bir isim olması, elegancy ise çoğul olarak kullanılmasıdır. Elegance örneği: "The ballroom was decorated with elegance and class" (Balo salonu zarafet ve sınıfla süslenmişti). Elegancy örneği: "elegances such as silk, porcelain, fans, and screens" (ipek, porselen, vantilatör ve ekran gibi zariflikler). Ayrıca, elegance bir sıfat olarak da kullanılabilir ve bir kişinin görünümü, kıyafeti veya davranışını tanımlamak için "elegant" olarak kullanılır.

Pano kelimesinin Türkçe anlamları şunlardır: Üzerine bildiri, açıklama veya tanıtma kâğıtları tutturmak için hazırlanmış levha. Elektrikle çalışan araçların kontrol ve komuta düğmeleri, ekran, sinyal lambası vb. parçalarının bir arada toplandığı bölüm. Ağaç duvar kaplamalarına veya tavanlara süs için konulan resim. Hafif malzemeden yapılan ve iki yüzü kontrplakla kaplanan levha. Üzerine bir tablo yapmak için hazırlanmış meşe, ıhlamur veya çam ağacından levha. Önceden belirlenmiş sınırlar içerisinde işletilen maden alanı.

Hayır, "yeraltı" ve "yer altı" aynı değildir. "Yeraltı" kelimesinin doğru yazılışı, birleşik olarak "yeraltı" şeklindedir. "Yer altı" ise, somut olarak bir mekandan bahsedilmediği için ayrı yazılır. Örnekler: Yeraltı: "Yeraltı dünyası, yeraltı faaliyetleri". Yer altı: "Köstebekler yer altından çok fazla çıkmadan yaşarlar".

Evet, "drageé" ve "draje" aynı anlama gelir. Draje, dışı şekerle kaplı ilaç veya çikolata ile kaplanmış kuruyemiş gibi atıştırmalıkları ifade eder. "Drageé" kelimesi, Fransızca "dragée" kelimesinden Türkçeye geçmiştir.

Kıcık kelimesi, farklı anlamlara gelebilir: Çam kozalağı. Koyun, keçi veya kuzu. Kuyruksuz veya kuyruğu küçük ve içine doğru kıvrık koyun. Çok küçük, çelimsiz ve ufak tefek (koyun veya keçi için). Kendisini sağdırmayan veya kuzusuna süt vermeyen koyun. Yaşlı hayvan. Kızdırma veya fit. Soysuzlaşmış veya yozlaşmış. Geveze. Bir çeşit cilt hastalığı. Gıcık. Güveç. Sözünde durmayan veya dönek kimse. Boğazda yanma veya gıcık. Kıdıklanma.

Pankuş, Hitit Devleti'nde asillerden oluşan bir meclistir. Pankuş Meclisi'nin bazı özellikleri: Demokratik yapı: Kararlar, kraldan bağımsız olarak alınır ve herkes eşit söz hakkına sahiptir. İşlevleri: Kanun yapma, değiştirme veya kaldırma, önemli antlaşmalara şahitlik etme ve bunların uygulanmasını sağlama. Üyeler: Kraliyet ailesi, saray görevlileri, askerler ve çeşitli kademelerdeki memurlardan oluşur. Tarihsel önemi: Kralların yetkilerini sınırlayan ilk meclis olarak kabul edilir ve bu yönüyle tarihte önemli bir yere sahiptir.

Bulmacalarda "tüze" kelimesinin cevabı "hukuk" olabilir. "Tüze" kelimesinin diğer anlamları arasında "haklar", "dostluk" ve "ahbaplık" yer alır.

Hayır, nispet ve nispeten aynı değildir. Nispet, iki ya da daha fazla sayıdaki varlığın birbirine benzeyen yönlerini, ölçü, bağıntı, ilgi, oran anlamlarına gelir. Nispeten, bir dereceye kadar, oldukça, nispetle anlamlarına gelir. Dolayısıyla, nispet ve nispeten farklı anlamlara sahip iki ayrı kelimedir.

SOT kısaltması, bağlama göre çeşitli anlamlara gelebilir, bunlar arasında: Soru Oluşturma Tekniği (SOT), öğrencilerin kendi sorularını sorarak öğrenme, anlama, düşünme ve ifade etme süreçlerini bütünleşik olarak yaşadıkları bir araç. Son Ödeme Tarihi (Azerbaycan'da). Lise, Türk eğitim sisteminde, sekiz yıllık ilkokul ve ortaokulu bitirmiş 14-18 yaş arasındaki öğrencileri yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumudur. Türkiye'de mesleki ve teknik Anadolu lisesi, akşam lisesi, Anadolu lisesi, güzel sanatlar lisesi, sosyal bilimler lisesi, fen lisesi, imam hatip lisesi, çok programlı Anadolu lisesi, spor lisesi gibi çeşitli lise türleri bulunmaktadır.

Hayır, palyaço ve paylanço aynı değildir. Türk Dil Kurumu'na göre bu kelimenin doğru yazımı "palyaço" şeklindedir.

Nekahethane, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre "şifa yurdu" veya "dinlenme yurdu" anlamına gelir. Bu kelime genellikle "nekahet hane" şeklinde yanlış yazılmaktadır; doğru yazımı "nekahethane" şeklindedir.

Formidably kelimesi, İngilizce'de "korkutucu bir şekilde", "tüyler ürpertici bir şekilde" anlamlarına gelir. Örnek cümleler: "These are indeed, formidably difficult questions to answer" (Bu sorular gerçekten de korkutucu bir şekilde zor). "The international body is to be given a substantial task, and a formidably short time in which to do it" (Uluslararası kuruluşa önemli bir görev ve bunu yapmak için oldukça kısa bir süre verilecek). Ayrıca, "formidably" kelimesi, "netlikle", "yetenekle" ve "güvenle" anlamlarında da kullanılabilir.

Girift kelimesi, Farsça kökenli olup kullanıldığı yere göre birden fazla anlama gelir: Tutup çekme, yakalama. Birbirine dolanmış olan, düğümlenmiş, karışık. Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş yazı. Klasik Türk müziğinde kullanılan, neye benzer üflemeli bir çalgı.

Girift kelimesi, Farsça kökenli olup kullanıldığı yere göre birden fazla anlama gelir: Tutup çekme, yakalama. Birbirine dolanmış olan, düğümlenmiş, karışık. Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş yazı. Klasik Türk müziğinde kullanılan, neye benzer üflemeli bir çalgı.