İnsanDavranışı

Peşin hükümlü bir insan, genellikle şu şekilde davranır: Ön yargılıdır. Genellemelerde bulunur. Duygusal ve kibirli olabilir. Başkalarını rakip veya tehdit olarak görebilir. Kendi doğrularından sapmaz. Peşin hüküm, doğru bilgi ve objektif değerlendirme yerine, rivayetlere veya yüzeysel bilgilere dayanarak karar vermeye yol açar.

Alfred Adler'in insan psikolojisi üzerine yazdığı kitaplar, bireysel psikoloji teorilerini temel alarak insan davranışlarının arkasındaki motivasyonları, duygusal tepkileri ve sosyal etkileşimleri ele alır. "İnsan Davranışının Psikolojisi". "İnsanı Tanıma Sanatı". Adler, insanın doğuştan getirdiği özellikler ile çevresel faktörlerin kişilik gelişimindeki rolünü vurgular.

Çıkarcı bir insanın bazı belirtileri şunlardır: Sürekli bir şeyler bekleme ve az verip çok isteme. Duygusal manipülasyon ve empati eksikliği. Dengesiz ilişki dinamikleri. Tanımadıkları insanlara aşırı sıcak davranma. İnsanların zayıf yönlerini öğrenme. Çıkarcı bir insanla karşılaşıldığında, sınırlar koymak, karşılıklılık beklemek ve kişinin sözlerine değil, davranışlarına odaklanmak önemlidir.

En çok nefret edilen insan tipi konusunda kesin bir yanıt vermek mümkün değildir, çünkü bu, kişisel tercihlere ve deneyimlere göre değişiklik gösterebilir. Ancak, bazı insanların genel olarak nefret edilen insan tipleri arasında yer aldığı düşünülmektedir: Manipülatif insanlar. Dedikoducular. Her şeyden şikayetçi olanlar. Narsistler. Kendini objeleştiren insanlar. Nefret edilen insan tipleri hakkında yapılan listeler ve anketler, zamanla değişebilir ve farklı sonuçlar verebilir.

Uzak durulması gereken insanlar, genellikle olumsuz etkileri ve zararlı davranışları nedeniyle uzak tutulur. İşte bazı nedenler: Manipülatif ve ikiyüzlü insanlar: Duygusal veya psikolojik manipülasyon teknikleri kullanarak başkalarını kontrol etmeye çalışırlar. Şiddet eğilimli insanlar: Fiziksel veya sözlü saldırganlık eğilimi gösterirler. Negatif enerji yayma eğiliminde olanlar: Sürekli şikayet eder, eleştirir veya başkalarını aşağılarlar. Dürüst ve güvenilir olmayan insanlar: Yalan söyler, sözlerini tutmaz veya başkalarının güvenini kötüye kullanırlar. Empati eksikliği gösteren insanlar: Başkalarının duygularını anlamakta zorlanır ve genellikle diğerlerinin ihtiyaçlarına tepkisiz kalırlar. Narsistler: Kendilerini sürekli över ve başkalarını küçümseyerek dikkat çekmeye çalışırlar. Dedikoducular: Başkalarının arkasından konuşurlar. Kıskanç ve rekabetçi insanlar: Başarılarla rekabet edebilir veya zarar verebilirler. Kurban zihniyetine sahip insanlar: Kendi sorumluluklarını reddedip sürekli başkalarını suçlarlar. Sınırlara saygı göstermeyen insanlar: Kişisel sınırlara saygı göstermezler.

Menfaatçi insanlar genellikle şu şekilde davranır: Çıkar elde edemeyeceği insanlarla iletişim kurmaz. Sürekli bir şeyler ister. Özel günlere önem verir. Sadakatten bahseder ama sadık değildir. Hesabı size kitler. Geniş bir çevreye sahiptir. Nabza göre şerbet verir. Zayıf yönlerinizi öğrenmeye çalışır. Bu özellikler, kişinin menfaatçi olup olmadığını anlamak için genel bir fikir verebilir, ancak her bireyin davranışı farklılık gösterebilir.

İki yüzlülüğün bazı nedenleri: Kişisel çıkar: İnsanlar, çıkarları doğrultusunda başkalarının duygularını ve haklarını hiçe sayarak farklı kimliklere bürünebilirler. Gösteriş: Bazı kişiler, ibadet ve iyilik gibi eylemleri Allah için yapması gerekirken, başkalarına gösteriş olsun diye yapabilirler. Toplumsal maske: İnsanlar, gerçek duygularını ve düşüncelerini yüzlerine taktıkları maskelerle saklayabilirler. İkiyüzlülük, genellikle kötü bir davranış olarak değerlendirilir ve çoğu din ile ahlaki öğreti tarafından kınanır.

Huysuzluk yapmanın bazı nedenleri: Yorgunluk ve uykusuzluk. Stres ve kaygı. Fiziksel rahatsızlıklar veya hastalıklar. Baskı ve duygusal zorluklar. Çevresel faktörler. Dikkat çekme çabası. Elde edemeyeceği bir şeyi isteme. Bağımsızlığını kanıtlama çabası. Hayal kırıklığı ve hüsran. Kıskançlık.

Kibir, insanı yalnızlaştırır çünkü: Çevredeki insanları küçük görme eğilimine yol açar. Başkalarını yük ve rahatsızlık olarak görmesine neden olur. Güvensizlik ve korku gibi duygulara zemin hazırlar. Sosyal ilişkilerde manipülatif ve kabul edilemez davranışlar sergilemesine sebep olur. Toplum tarafından yalnızlığa itilmesine yol açar. Kibir, kişinin kendine olan güven eksikliği ve aşağılık duygusundan kaynaklanabilir.

Haklı olmak isteyen biri, genellikle şu özelliklere sahip olabilir: Mükemmeliyetçilik: Hatalarını kabul etmekte zorlanır ve hata yapmak bir zayıflık olarak görür. Esnek olmama: Farklı bakış açılarını kabul etmekte zorlanır ve kendi düşüncelerinde inatçıdır. Kendini sorgulama eksikliği: Eleştiriyi kabul etmekte zorlanır ve objektif bir şekilde kendini değerlendiremez. Bu tür kişiler, ilişkilerde güç mücadelelerine yol açabilir ve karşı tarafın ihtiyaçlarını göz ardı edebilirler. Ayrıca, çocukluk döneminde yeterince onaylanmama ve eleştirilerle karşılaşma, narsistik kırılganlıklara yol açarak bu tür davranışlara zemin hazırlayabilir.

Bir insanın saf kalpli olduğunun belirtileri şunlardır: İyilikseverlik ve yardımseverlik. Samimiyet ve dürüstlük. Sevgi dolu ifade. Merhamet ve empati. Bağışlayıcı olma. Hassas ruh. Hemen inanma. Bu özellikler, bir kişinin saf kalpli olup olmadığını anlamaya yardımcı olabilir, ancak kesin bir yargı için daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.

Dünyada iyi ve kötü insanların olmasının bazı nedenleri: Kişisel özellikler ve çevre: İyilik ve kötülük, bir insanın içinde var olan niteliklerdir. Toplumsal yapı: Toplumsal yaşam, bireylerin iyi veya kötü anlayışını etkileyebilir. Felsefi ve dini yaklaşımlar: Bazı felsefi görüşlerde kötülük, iyiliğin yokluğu olarak tanımlanır. Albert Einstein'ın da dediği gibi: "İnsanlar sadece ikiye ayrılır: iyi insanlar ve kötü insanlar".

Toksik zihin, genellikle Amerikan sol liberalizmini eleştiren ve toplumda zararlı fikirler yayıldığını savunan bir kitap olan "Toksik Zihin" ile ilişkilendirilir. Ayrıca, toksik insan terimi, davranışları veya sözleri karşı tarafın motivasyonunu düşüren kişiler için kullanılır. "Toksik" kelimesi, kimyasal atıklar, nükleer oluşumlar ve canlıların DNA'sına zarar veren bakteriler için de kullanılır. "Toksik zihin" ifadesinin başka bir tanımı veya kullanımı hakkında bilgi bulunmamaktadır.

"İnsanın söylemezinden, suyun şarlamazından korkulur" atasözü, sessiz ve sakin insanların içinden ne geçtiğini, ne tür kararlar aldıklarını dış görünüşlerinden anlamanın zor olduğunu ifade eder. Bu atasözü, aynı zamanda düşüncesini açıkça söyleyen insanların değil, söylemeyip içten pazarlıklı olan insanların daha tehlikeli olabileceği anlamına da gelir.

Sivilce sıkma videolarının izlenmesinin birkaç nedeni vardır: Rahatlama hissi: Bu tür videolar, iletişim aracı olarak dokunmaya değer veren "sosyal beyin"in evrimsel bir kalıntısı olan, ciltle beyin arasında oluşan özel sinirsel yol sayesinde kişide rahatlama hissi yaratabilir. Empati ve hipnotizasyon: Dermatolog Dr. Sandra Lee, bu tür videoların izleyicilerinde empati uyandırdığını ve bu nedenle rahatlama sağladığını belirtmiştir. Merak ve tatmin duygusu: Bazı insanlar, sivilcelerin patlamasını izleyerek sıra dışı bir büyülenme ve tatmin duygusu yaşayabilir. Düşük iğrenme tepkisi: Bu videoları izleyen kişilerin, iğrenme duygularını daha iyi düzenleyebildikleri ve bu nedenle videoları daha az rahatsız edici buldukları düşünülmektedir. Ancak, sivilce sıkma videolarının izlenmesi dermatologlar tarafından tavsiye edilmemektedir.

İnsanları anlamaya yardımcı olan bazı kitapların PDF versiyonları: Kevin Hogan - "3 Saniyede Karşınızdaki İnsanı Nasıl Anlarsınız?". İzzet Özberki - "İnsanı Anlamak". Ayrıca, Viktor Emil Frankl'ın "İnsanın Anlam Arayışı" kitabının PDF versiyonu Archive.org sitesinde mevcuttur. Kitap PDF versiyonlarının telif hakkı durumunu göz önünde bulundurmak önemlidir.

1944-1951 yılları arasında, II. Dünya Savaşı sırasında, Kazuko Higa ve 32 Japon denizci, Pasifik Okyanusu'ndaki Anatahan Adası'nda 7 yıl boyunca hayatta kalmıştır. Hayatta kalma yöntemleri: Tarım ve avcılık: Kazuko ve denizciler, adada meyve ve sebze yetiştirmiş, hayvan avlamışlardır. Kaynakların paylaşımı: Adada, erkekler Kazuko'yu korumak ve onunla evlenmek için rekabet etmiş, bu süreçte kıskançlık ve cinayetler yaşanmıştır. Amerikan yardımları: 1945 yılında adaya düşen bir Amerikan bombardıman uçağından sağ kalan olmamasına rağmen, içindeki malzemeler yeni kaynaklar sağlamıştır. 1951 yılında, ABD'nin yardımıyla, adadaki erkekler tahliye edilmiştir.

Hayatta kalma içgüdüsü, organizmayı tehlikelerden koruyan ve yaşamsal tehditlerle başa çıkmasını sağlayan temel bir dürtüdür. Çalışma şekli: Bir tehlike algılandığında, bilgi amigdala aracılığıyla böbreküstü bezlerine iletilir. Bezler, kişinin durumuna ve tehdidin gerekliliğine göre adrenalin veya noradrenalin salgılar. Bu hormonlar, vücutta gerekli fizyolojik değişiklikleri başlatır: nabız ve kan basıncı yükselir, kan şekeri ve yağlar serbest bırakılır, enerji seviyesi artar. Bu içgüdü, sadece fiziksel hayatta kalışı değil, aynı zamanda sosyal ortamlara uyum sağlama ve bu ortamların kurallarını anlama becerisini de içerir.

İzahı olmayan durumların mizaha dönüştürülmesi, akıl ve mantıkla açıklanamayan olaylara karşı verilen tepkilerden biridir. Bu tür durumlarda mizah, duygu ve düşüncelerin dışa vurumunu sağlar. İzahı olmayan durumların mizaha dönüştürülmesi, Türkiye'de ortak bir savunma mekanizması olarak da kabul edilir. Ancak, mizahın normalleştirdiği çarpıklıklar nedeniyle, gerçek bir başkaldırı veya önlem almayı engelleyebileceği de düşünülmektedir.

Asosyal insanların yalnız kalmasının bazı nedenleri: Sosyal etkileşim eksikliği. Sosyal fobi. Motivasyon eksikliği. Yetersiz iletişim becerileri. Özgüven eksikliği. Teknolojik bağımlılık. Asosyallik, psikolojik hastalıkların bir sonucu da olabilir.