İngilizce

"Kamera" kelimesi İngilizce'de "camera" olarak ifade edilir.

Evet, "yes" kelimesinin Türkçesidir. Hayır ise "no" kelimesinin Türkçesidir.

İngilizce'de "hasta olmak" anlamına gelen bazı ifadeler şunlardır: be ill; feel sick; get sick; fall ill. Ayrıca, "sick" ve "ill" kelimeleri günlük konuşmalarda "hasta" anlamında kullanılır.

Evet, "April" ve "April" aynı kelimedir. "April" kelimesinin kısa yazılışı "Apr" olarak kullanılır.

İngilizcede "yedi duygu" ifadesi, belirli bir kavram olarak tanımlanmamıştır. Ancak, İngilizce'de sıkça karşılaşılan bazı duygular şunlardır: Happy (Mutlu). Sad (Üzgün). Tired (Yorgun). Angry (Kızgın). Excited (Heyecanlı). Anxious (Endişeli). Content (Memnun). İngilizce duygular hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki kaynaklar kullanılabilir: openenglish.com.tr; novakid.com.tr; englishcentral.com.

"Their" kelimesi, bir grup insanın bir şeye sahip olduğunu belirtmek için kullanılır. Bazı kullanım örnekleri: "The students left their books on the table" (Öğrenciler kitaplarını masada bıraktı). "That is their cat" (O, onların kedisi). "Their football game starts at 6" (Onların futbol maçı saat 6'da başlıyor). Ayrıca, "their" kelimesi, daha önce adı geçen veya kolayca tanımlanabilen kişi veya şeylerle ilişkilendirmek için de kullanılır.

İngilizce saatler şu şekillerde okunur: Tam saatler: "It's ... o'clock" kalıbı kullanılır. Örnek: 05:00 — "It's five o'clock" (Saat beş). İstisna: Gece yarısı için "It's midnight", gündüz için "It's midday" (öğlen) ifadesi kullanılır. Yarım saatler: "It's half past ..." kalıbı kullanılır. Örnek: 05:30 — "It's half past five" (Saat beş buçuk). Çeyrek saatler: "It's quarter past ..." veya "It's quarter to ..." kalıbı kullanılır. Örnek: 05:15 — "It's quarter past five" (Saat beşi çeyrek geçiyor). Yarım sonrası saatler: "It's ... to ..." kalıbı kullanılır. Örnek: 05:35 — "It's twenty five to six" (Saat altıya yirmi beş var). İngilizce saatlerde, Türkçenin aksine, geçiyor ifadesi 29 geçeye kadar ifade edilir.

Fire kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara gelir: Ateş, alev, yangın: "Do you know how to start a fire using just sticks of wood?" (Sadece tahta sopalarla nasıl ateş yakılacağını biliyor musun?). İşten kovmak: "The company fired him for coming to work drunk" (Şirket onu işe sarhoş geldiği için kovdu). Ateş etmek: "The police opened fire on the vandals" (Polis, vandallara ateş açtı). Pişirmek: "Bricks are fired to make them hard" (Tuğla, sertleştirmek için pişirilir). Azap, işkence: "the fires of persecution" (zulüm ateşi). Ayrıca, "fire" kelimesi farklı bağlamlarda başka anlamlar da taşıyabilir.

Evet, "disk" ve "disc" aynı kelimenin farklı yazım şekilleridir. "Disk" Amerikan İngilizcesinde, "disc" ise İngiliz İngilizcesinde yaygın olarak kullanılır. Her iki yazım şekli de ince, düz veya dairesel nesneleri ifade eder. Ancak, bazı bağlamlarda bir yazım şekli diğerinden daha sık tercih edilir: "Disk" genellikle bilgisayar donanımını veya floppy disk gibi depolama aygıtlarını ifade eder. "Disc" ise CD, DVD gibi optik diskler ve frizbi gibi atılabilir nesneler için daha yaygındır.

İngilizce hava olayları şu şekilde okunur: Sunny: "sani". Rainy: "reyni". Windy: "kuul". Snowy: "snowi". Cloudy: "klaudi". Foggy: "fogi". Humid: "humid". Hot: "hot". Cold: "kold". Stormy: "stormi". Daha fazla İngilizce hava durumu terimi ve okunuşları için EnglishCentral, Open English ve Online Kids Academy gibi kaynaklar kullanılabilir.

Tombul yaşlılara "tombul olgun" denebilir. Ayrıca, "tombul" kelimesi, şişman ve etine dolgun anlamlarına da gelir. Toplumlar arasında vücut tiplerine yönelik algılar farklılık gösterebilir; bazı toplumlar tombul olgun kadınları çekici bulurken, bazıları daha zayıf bir vücut tipini tercih edebilir.

7. sınıf İngilizce 1. ünite genellikle yaklaşık 20-30 sayfa arasında değişmektedir. Bu sayfa sayısı, kullanılan ders kitabına ve müfredata göre farklılık gösterebilir. Örneğin, "Bilim ve Kültür Yayınları" için 1. ünite cevapları yaklaşık 24 sayfadan oluşmaktadır. Daha spesifik bir bilgi için, kullanılan ders kitabının içeriğine bakmak en doğru sonucu verecektir.

"On" ve "on the" arasındaki fark, "on" edatının genellikle belirli günler ve tarihlerle, ayrıca yüzeylerdeki konumlarla kullanılmasıdır. Belirli günler ve tarihler: "On" edatı, gün ve ay bilgilerini içeren kesin tarihlerde kullanılır. Yüzeylerdeki konumlar: Bir şeyin bir yüzey üzerinde olduğunu belirtmek için kullanılır. "On the" ifadesi ise, Türkçe'de "duvara asılı" bir şeyi belirtirken kullanılır ve bu durumda "on" edatı, nesnenin duvarın üzerindeymiş gibi bir anlam taşır.

Road kelimesi İngilizce'de "yol" anlamına gelir. Ayrıca, "road" kelimesinin bazı diğer anlamları: uyulan ilke veya tarz; içinden veya üstünden bir sıvının geçtiği yer; demiryolu; bir sona, sonuca veya duruma giden yol; maden geçidi; dış liman veya kısmen korunaklı demirleme yeri.

"Ane" kelimesi, farklı dillerde çeşitli şekillerde ifade edilir. Örneğin: Türkçe: "Anne". İngilizce: "Mother". Almanca: "Mutter". Fransızca: "Mère" veya "Maman". İtalyanca: "Madre" veya "Mamma". Bu kelimeler, genellikle "anne" anlamına gelir ve birçok dilde benzer seslerle ifade edilir.

İngilizce'de "tr" kısaltması farklı anlamlara gelebilir, bunlardan bazıları: Türkiye Cumhuriyeti. Transmitter/Receiver. Trading. Token-Ring. Technical Report. Ayrıca, "TR" bazı özel terimlerde de kullanılabilir, örneğin "Repetition Time" (tekrarlama süresi) veya "Roll Up Neighbor" (yukarı akış komşusu) gibi.

Do ile yapılan cümlelerin nasıl ayırt edilebileceğine dair bazı bilgiler şu şekildedir: Kullanım amacı. Belirsiz durumlar. Aktiviteler. Soru ve olumsuz cümleler. Örnek cümleler: "She does her homework before dinner" (Akşam yemeğinden önce ödevini yapar). "What are you doing?" (Ne yapıyorsun?). "I do yoga everyday" (Her gün yoga yaparım). "Do you like drinking coffee?" (Kahve içmeyi sever misin?). "I do not like coffee" (Kahveyi sevmem). Daha fazla bilgi ve örnek cümle için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: interingilizce.com; Preply.com.

Fake kelimesi İngilizce'de şu anlamlara gelir: Sıfat: sahte, taklit, yapmacık, yalancı. İsim: sahte şey, numaracı, hile. Fiil: numara yapmak, kandırmak, taklit etmek. Örnek cümleler: "I thought the painting was original but it had been faked" (Tablonun orijinal olduğunu düşündüm ama sahteymiş). "The girl faked being sick to get out of school" (Kız okuldan kaçmak için hasta taklidi yaptı).

"So" ve "such" kelimeleri arasındaki temel fark, kullanım şekilleridir: So, sıfat ve zarflardan önce gelir ve cümleye "epey", "ne kadar da", "oldukça", "böylesine" gibi anlamlar katar. Such, isimlerden önce gelir ve cümleye "o kadar da ... değil", "pek de ... değil" gibi anlamlar katar.

Also ve too arasındaki temel farklar şunlardır: Konum: Also, genellikle fiilden önce gelir ve cümle ortasında kullanılır. Too, cümlenin sonunda yer alır. Kullanım: Also, ek bilgi vermek veya cümleye vurgu yapmak için kullanılır. Too, bir şeyin fazla olduğunu belirtmek veya dahil olma anlamında kullanılır. Örnekler: Also: "I like playing soccer. Also, I enjoy swimming" (Futbol oynamayı severim. Ayrıca yüzmeyi de severim). Too: "I like soccer. I like basketball too" (Futbolu severim. Basketbolu da severim). As well ifadesi de "also" ve "too" ile benzer anlamlar taşır ve genellikle cümlenin sonunda kullanılır.