HayatDersleri

"Her Şeye Rağmen" filminin anlatmak istediği bazı konular şunlardır: Sevgi ve inancın gücü. Hayatın zorlukları ve azmin önemi. Toplumsal hareketler ve tarihsel süreçler. "Her Şeye Rağmen" adlı, 2022 yapımı bir biyografik dram filmi de bulunmaktadır. "Her Şeye Rağmen" adlı, 2024 yapımı bir dramatik film de bulunmaktadır.

"Morrie ile Her Salı" (orijinal adı: "Tuesdays with Morrie"), emekli profesör Morrie Schwartz ile onun eski öğrencisi Mitch Albom'un yaşam, aile, evlilik, toplum, merhamet, ölüm, korku, açgözlülük, yaşlanma ve anlamlı bir yaşam felsefesi üzerine yaptıkları sohbetleri anlatır. Kitap, Mitch Albom'un 1979 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra sosyoloji dersleri aldığı Morrie Schwartz'a verdiği sözü tutamayıp onunla iletişimi koparmasını ve yıllar sonra Morrie'nin ölümcül bir hastalığa yakalandığını öğrenince onunla tekrar görüşmeye başlamasını konu alır. Aynı isimli kitap, 1999 yılında Mick Jackson tarafından sinemaya uyarlanmıştır.

İnsana bir şeyler katabilecek bazı filmler: İnterstellar. İnception. Arrival. Matrix Serisi. Black Mirror Dizisi. Forrest Gump. Dallas Buyers Club. The Wolf of Wall Street. Disconnect. Hayat Güzeldir. Filmlerin insana katacağı şeyler kişisel tercihlere göre değişebilir.

"Ak akçe kara gün içindir" atasözü, zor zamanlar için hazırlık yapmanın ve tasarruf etmenin gerekliliğini vurgulamak için söylenir. Bu atasözü, sağlıklı ve imkanlar varken emek vererek kazanılan paranın, sıkıntılı anlar ve zor günler için saklandığını ifade eder. Ayrıca, atasözü, gerçek değerlerin insanların en çok ihtiyaç duyduğu zamanlarda ortaya çıktığını da vurgular.

Can Bonomo'nun "Delirmek Belirmektir" kitabı, hayatın en güzel anlarının ya çok çarpıcı olduğunu ya da hiç var olmadığını anlatır. Kitapta, medeniyetle bastırılan deliliğin, özgürlüğün diğer adı olduğu ve bu deliliğe çağrı yapıldığı ifade edilir. "Delirmek Belirmektir" aynı zamanda kitabın ilk cümlesidir ve yazarın, herkesin içindeki deliliğe yaptığı bir çağrıdır. Kitap, 2013 yılında Esen Kitap tarafından yayımlanmıştır.

Düşme ile ilgili bazı sözler: "Düşmek suç değildir, düşüp kalkmak suçtur" (Alman Özdeyişi). "Üçüncü kattan düşmek de, yüzüncü kattan düşmek kadar hasar bırakırdı. Düşeceksem, çok yükseklerden düşmeliydim" (Paulo Coelho). "Herkes ölmek için yaşar, düşmek için yükselir" (Marlowe). "Kendi düşen bir adamı, bırak düşsün; başkası tarafından itilmişse, onu tut" (Machiavelli). "İnsan ancak düştüğünü fark ederse, ayağa kalkar" (Alexis Carrel). "Hiç düşmemek için, hiç yükselmemiş olmalısın" (Goethe). "Yerden kalkarken daha güçlü ve daha istekli kalkar" (Dean R. Koontz). "Düşenin dostu olmaz derler, eğer düştüğün zaman seni elinden tutup kaldıran birisi varsa işte o gerçek dosttur". "En büyük zaferimiz düşmemek değil, düştüğümüz zaman ayağa kalkmamızdır". "Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr-ü kıymetten" (Atasözü).

"Hayat en çok iyileri kırar" sözü, Prof. Dr. Acar Baltaş'ın "Hayat En Çok İyileri Kırar" adlı kitabında ele aldığı bir konudur. Bu sözün anlamı şu şekilde açıklanabilir: İnsanlara güvenmek: İyiler, insanlara güvendikleri için hayal kırıklığına uğrarlar. Gerçekle yüzleşme: "Hayat en çok iyileri kırar" ifadesi, gerçeği kabul etmenin gerekliliğini vurgular. Güçlenme: Hayal kırıklıkları, bireyleri kırıldıkları yerden güçlenmeye teşvik eder. Kitapta ayrıca, zorluklarla başa çıkma yolları, öz kaynakları keşfetme ve hayata farklı bir perspektiften bakma yöntemleri de ele alınmaktadır.

"Enzo: Yağmurda Yarış Sanatı" filminin sonunda, Enzo adındaki Golden Retriever cinsi köpek, insan olarak yeniden dünyaya gelip gelmediğine dair bir bilgi verilmemektedir. Film, Enzo'nun gözünden insan hayatına dair bir bakış sunar ve Enzo, sahibi Denny ile olan bağı sayesinde, yarış pistinde geçerli olan tekniklerin yaşam yolculuğunda da faydalı olabileceğini öğrenir. Enzo, hayatını gözlem yaparak ve ailesinden aldığı hayat derslerini uygulayarak geçirir. Filmin sonunda, Enzo'nun reenkarnasyon yaşayıp yaşamadığı belirsiz kalır.

"Hiçbir insan nedensiz girmez hayatımıza" sözü, insanların hayatlarına giren kişilerin belirli bir amacı olduğunu ifade eder. Bu amaçlar şu şekilde sınıflandırılabilir: Sınav: Bazı insanlar, bireyleri olgunlaştırmak için hayatlarına girer. Ceza: Yapılan hataların bedeli olarak bazı zorluklar yaşanabilir. Hediye: Bazı insanlar ise mutluluk ve değer katar. Bu söz, Amerikalı ünlü psikanalist, sosyolog ve filozof Erich Fromm'a aittir.

Hayatımız satranç, hayatın satrançla benzer yönlerini anlatan bir ifadedir. Satranç ve hayat arasındaki bazı benzerlikler şunlardır: Strateji ve planlama. Azim. Tehlikeler. Rekabet. Ahenk. Çatışma. Ayrıca, satranç sadece bir oyun olmanın ötesinde, bir düşünce biçimi, varoluş pratiği ve felsefi bir konu olarak da ele alınabilir.

Gece Yarısı Kütüphanesi, hayatındaki seçimlerinden mutsuz olan Nora Seed'in, ölüm ile yaşam arasındaki bir geçiş mekânı olan "Gece Yarısı Kütüphanesi"nde yaşadıklarını konu alır. Bu kütüphanedeki her kitap, Nora'nın farklı seçimler yapmış olsaydı yaşayabileceği alternatif bir hayatı temsil eder. Kitap, okuyucuya, hayatın kusursuz olmasını beklemek yerine, yaşanan anı değerli kılmanın ve kabul etmenin önemini hatırlatır.

Adamın bir tilki görmesi, farklı anlamlar taşıyabilir. Örneğin, Şeyh Sâdî Hazretleri'nin anlattığı bir kıssada, bir adam sakat ve kötürüm bir tilki görür ve tilkinin nasıl hayatta kaldığını merak eder. Ayrıca, tilki çeşitli kültürlerde zekâ, kurnazlık ve şans simgesi olarak kabul edilir. Bu nedenle, adamın bir tilki görmesi, bağlamına göre farklı anlamlar taşıyabilir.

"Aza tamah etmeyen çoğu bulamaz" atasözü, küçük şeylere karşı açgözlü olan bir kişinin, büyük şeyleri elde edemeyeceğini ifade eder. Bu atasözü, aynı zamanda "aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz" şeklinde de bilinir. Türk Dil Kurumu'na göre atasözünün anlamı şu şekildedir: > "Bir insanın çok olanı elde etmesi için az olana kanaat getirmesi gerekir. Eğer bir insan karşısına çıkan küçük bir fırsatı geri teperse, ileride karşısına çıkacak olan büyük fırsatları da elinin tersiyle itmiş olur."

Zeus Kabadayı'nın "Kırdığın Yerden Kırıl" kitabı, yaşamın içsel yolculuğunu ve kabullenme sürecini işliyor. Kitapta, gitmek, unutmak, sevmek, yardım etmek ve merhamet etmek gibi kavramlar, karakterlerin deneyimleriyle ele alınıyor. Ayrıca, kitap, zor zamanlardan sonra nasıl toparlanılabileceği üzerine bir düşünce sistemi sunarak, ayrılık sonrası yaşanan boşluk ve acı hissinin, hayatın bir sınavı olduğunu ve bu sürecin kişiyi güçlendirebileceğini vurguluyor.

"Ustaya Sormuşlar: Hayatta yaptığınız en büyük hata nedir?" sorusuna verilen bazı yanıtlar şunlardır: Hak etmeyenlere verilen değer. YKS'ye gerekli önemi vermemek. Zamana sahip olduğunu düşünmek. Ayrıca, "Hayatta yaptığınız en büyük israf nedir?" sorusuna verilen "hak etmeyenlere verdiğim değer" yanıtı da bu bağlamda değerlendirilebilir.

"Eğilirsen basamak, dik durursan sığınak olursun" sözü, zorluklar karşısında pes etmeden ilerlemenin ve sonunda başkalarına da umut olmanın önemini vurgular. Eğilmek, hayatın akışına uyum sağlamak, olgunlaşmak ve yeniliklere açık olmak anlamına gelir. Dik durmak, zorluklarla başa çıkarak umutla ve cesaretle ayakta kalabilmektir. Sığınak olmak, çevresindeki insanlara güven verebilmek ve onlara destek olabilmek demektir.

"Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli" atasözü, kişinin bugünkü durumunun değişebileceği, gelecekte başka bir noktada olunabileceği anlamına gelir. Örnek bir kullanım: "Bugün paran var ama belki yarın hepsini kaybedebilirsin, sonuçta ne oldum dememeli, ne olacağım demeli".

"Hayatın Tadını Çıkar" (Life or Something Like It) filmi, Seattle'da yaşayan ve başarılı bir televizyon muhabiri olan Lanie Kerrigan'ın hikayesini anlatıyor. Lanie'nin hayatı, kariyeri ve sevgilisi ile olan ilişkisi ile oldukça düzenlidir. Lanie başta bu sözlere inanmasa da, evsizin diğer kehanetlerinin gerçekleştiğini gördükçe, hayatını yeniden gözden geçirmeye başlar.

Düşmek ile ilgili bazı özlü sözler: "Düşmek suç değildir, düşüp kalkmak suçtur" (Alman Özdeyişi). "Üçüncü kattan düşmek de, yüzüncü kattan düşmek kadar hasar bırakırdı. Düşeceksem, çok yükseklerden düşmeliydim" (Paulo Coelho). "İnsan ancak düştüğünü fark ederse, ayağa kalkar" (Alexis Carrel). "Kendi düşen bir adamı, bırak düşsün; başkası tarafından itilmişse, onu tut" (Machiavelli). "Önemli olan yere düşüp düşmemen değil, tekrar ayağa kalkıp kalkmamandır" (Vince Lombardi).

Hayat, geç kalanları affetmez çünkü zaman geri döndürülemez ve kaçırılan fırsatlar geri kazanılamaz. Bu durum, şu nedenlerle önemlidir: - Planların hayata geçirilmesi: Geç kalmak, planlanan işlerin zamanında yapılamamasına ve dolayısıyla hayatın gerisinde kalınmasına yol açar. - Pişmanlık ve üzüntü: Geç kalınmış işler ve kararlar, ömür boyu pişmanlık ve üzüntü kaynağı olabilir. - Hayatın değeri: Hayatın değerini bilmek ve her anı değerlendirmek, geç kalmadan harekete geçmekle mümkündür.