Grammar

If Type 3 (Third Conditional) yapısı, geçmişte gerçekleşmiş ve artık değiştirilmesi imkânsız olan durumlardan bahsetmek için kullanılır. If Type 3 cümlelerinde her zaman bir pişmanlık iması bulunur. If Type 3 yapısı, "if + Past Perfect Tense, would have + fiilin üçüncü hâli" formülüyle kurulur. Örnek cümle: "If I had worked harder, I would have gotten a promotion" (Daha çok çalışsaydım, terfi alırdım).

Should ile ilgili alıştırmalara şu sitelerden ulaşılabilir: onlinekidsacademy.com. wordwall.net. Ayrıca, "Should" ve "Shouldn't" konu anlatımı ve alıştırmalar içeren bir video, YouTube'da "Should - Should Have / Konu Anlatımı ve Alıştırmalar / English Grammar in Use Unit 33" başlığıyla bulunabilir.

Be going to kalıbıyla kurulan bazı örnek cümleler: Planlı eylemler: "I'm going to start running this weekend" (Bu hafta sonu koşmaya başlayacağım). Kanıta dayalı tahminler: "Look at all the clouds in the sky. It is going to rain" (Havadaki bütün bu bulutlara bak. Yağmur yağacak). Önceden verilmiş kararlar: "I'm going to visit my grandmother tomorrow" (Yarın büyükannemi ziyaret edeceğim). Bazı olumlu cümle örnekleri: "We are going to travel to Italy next summer" (Gelecek yaz İtalya'ya seyahat edeceğiz). "I am going to call him tomorrow" (Onu yarın arayacağım). "They are going to play football tomorrow" (Onlar yarın futbol oynayacaklar). Bazı olumsuz cümle örnekleri: "I am not going to watch that show again" (O şovu bir daha izlemeyeceğim). "We aren’t going to leave tomorrow" (Yarın ayrılmayacağız). "They are not going to use the computer" (Bilgisayar kullanmayacaklar). Soru cümlesi örneği: "Are you going to bring your camera?" (Kameranı getirecek misin?).

Type 3 şart cümlelerinde kullanılan bazı fiiller: Past perfect tense: Yan cümlede kullanılır. Would have, could have, might have: Ana cümlede, sonucun belirtilmesinde kullanılır. V3 (fiilin üçüncü hali): "Would have + V3" yapısında ana cümlede yer alır. Örnek cümle: "If I had studied harder, I would have passed the exam" (Daha çok çalışsaydım, sınavı geçerdim).

Dilko Grammar Question Bank kitabının nasıl çözüldüğüne dair bilgi bulunamadı. Ancak, Dilko yayınlarına ait gramer soru bankaları şu sitelerde bulunabilir: dilkoyayincilik.com.tr. dosya.dilkoyayincilik.com. trendyol.com. Ayrıca, Dilko yayınlarına ait gramer testlerinin çözümlerinin bulunduğu bir YouTube videosu mevcuttur.

To be fiilinin üçüncü hali, özneye göre şu şekilde değişir: I, you, we, they için "have been" kullanılır. He, she, it için "has been" kullanılır. Örnek cümleler: I have been very busy all day. Helen has never been in Capadocia before. "Be" fiili, ayrıca edilgen yapılarda (passive voice) ve perfect tense kullanımlarında da üçüncü hâl olarak "been" ile kullanılır.

Can ve can't ile soru sormak için, yardımcı fiil olan "can" veya "can't" cümlenin başına getirilir. Örnekler: Can you speak Chinese? (Çince konuşabiliyor musun?) Can they come earlier than we expect? (Beklediğimizden daha erken gelebilirler mi?) Can we join you? (Size katılabilir miyiz?) Can't they swim? (Onlar yüzemiyorlar mı?) Can’t we leave the class earlier? (Sınıftan daha erken çıkamaz mıyız?) Olumlu soru cümlesi örneği: Can I come into your room? (Odana gelebilir miyim?) Olumsuz soru cümlesi örneği: Can I borrow your book to prepare for the exam? (Sınava hazırlanmak için kitabını ödünç alabilir miyim?)

Quantifiers (miktar belirleyiciler) ayırt edilirken şu özellikler dikkate alınabilir: Kullanım Alanı: Some ve any hem sayılabilir hem de sayılamayan isimlerle kullanılabilir. Many sadece sayılabilir isimlerle, much ise sadece sayılamayan isimlerle kullanılır. A lot of hem sayılabilir hem de sayılamayan isimlerle kullanılabilir. Anlam: Few ve little genellikle "az" anlamına gelir. A few ve a little "az" anlamına gelse de daha olumlu bir anlam taşır. Several "birkaç" anlamına gelir. Cümle Tipi: Some genellikle olumlu cümlelerde, any ise genellikle olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır. Many ve much her iki cümle tipinde de kullanılabilir, ancak genellikle olumsuz ve soru cümlelerinde tercih edilir. Bu özellikler, quantifiers'ın doğru kullanımını ve ayırt edilmesini sağlar.

Dilko Yayıncılık YDS Grammar Question Bank kitabında özgün ve akademik cümlelerden oluşan 1640 soru ve daha önce ÖSYM'nin sınavlarında çıkmış 700 soru bulunmaktadır. Toplam soru sayısı: 2340 soru.

Study fiilinin üçüncü hali de ikinci hali gibi "studied" şeklindedir. Örnek cümleler: Having studied in one of the most popular university in London, it will be easier for him to find a proper job As the science improved, the knowledge about the universe extended and the findings which has been studied before proved to be wrong Julia has studied on a new project which will be a game changer in all aspects of artificial intelligence

6. sınıf İngilizce 7. ünite "Occupations" konu anlatımında "can" ve "can't" kullanımı, bir kişinin yeteneklerinden veya yetenek eksikliğinden bahsetmek için kullanılır. Can Kullanımı: Olumlu cümleler: Yetenek, olasılık veya izin bildirmek için kullanılır. Cümle yapısı: Özne + can + ana fiil (yalın halde) + nesne/tamamlayıcı. Örnekler: "A tailor can make dresses, trousers and skirts" (Terzi; elbiseler, pantolonlar ve etekler yapabilir). Can't Kullanımı: Olumsuz cümleler: Yetenek eksikliği, olasılık eksikliği veya izin verilmemesi durumunu ifade eder. Cümle yapısı: Özne + can't + ana fiil (yalın halde) + nesne/tamamlayıcı. Örnekler: "He can't cook delicious meals" (O lezzetli yemekler pişiremez). Ayrıca, "can" ve "can't" ile soru cümleleri de kurulabilir.

Was ile soru sormak için, "was" kelimesi sorunun başına gelir ve özneye göre seçilir. Örnekler: Was he happy? (O mutlu muydu?) What was wrong? (Ne yanlıştı?) I was sure that I had picked the correct answer. (Doğru cevabı seçtiğimden emindim.) Olumsuz sorular için "was not" (wasn't) kullanılır. Örnek: Wasn't he anxious at all as he knew what he had to do? (Ne yapması gerektiğini bildiği için hiç endişeli değildi?) Soru cümlelerinde "am/is/are" fiillerinin gelmesi gereken yere geçmiş zamanda "was" veya "were" konur. Örnek: Were you excited? (Heyecanlı mıydınız?) Past continuous tense ile kurulan cümlelerde de "was/were" kullanılır. Örnek: I was watching a movie when the phone rang. (Telefon çaldığında bir film izliyordum.)

Mişli geçmiş zaman (Past Perfect Tense) İngilizce'de şu şekilde yapılır: Olumlu cümleler: "had + past participle" yapısıyla kurulur. Örnek: "I had studied English for 2 years before I moved to the United States" (Amerika'ya taşınmadan önce 2 yıl İngilizce çalışmıştım). Olumsuz cümleler: "had not + past participle" yapısıyla kurulur. Örnek: "They had not eaten breakfast before they went to school" (Okula gitmeden önce kahvaltı yapmamışlardı). Soru cümleleri: "had + özne + past participle" yapısıyla kurulur. Örnek: "Had you ever been to Japan before you moved to the USA?" (Amerika'ya taşınmadan önce Japonya'ya gittin mi?).

Drive fiilinin past simple (geçmiş zaman) hali "drove" olarak kullanılır. Örnek cümleler: What age was she when she first drove a car? (İlk kez araba sürdüğünde, kaç yaşındaydı?). He drove the car at eighty kilometers an hour. (Arabayı saatte seksen kilometre hızla sürdü). Kullanım alanları: Simple past tense (geçmiş zaman). Future perfect, past perfect, present perfect gibi perfect yapılar. Edilgen çatılı (passive voice) cümleler.

Simple Past Tense (Geçmiş Zaman) oluşturmak için şu adımlar izlenir: 1. Düzenli Fiiller: Çoğu fiile "-ed" eki eklenir. - Örnek: work → worked, play → played. 2. Kuralsız Fiiller: Bu fiillerin kendi ikinci halleri (V2) vardır, ezberlenmeleri gerekir. - Örnek: give → gave, see → saw, buy → bought. 3. Olumsuz Cümleler: "Did not" (didn't) kullanılır, fiil yalın haliyle kalır. - Örnek: I didn't go to the cinema yesterday. 4. Soru Cümleleri: "Did" yardımcı fiili cümlenin başına gelir, fiil yine yalın haliyle kullanılır. - Örnek: Did you go to the cinema yesterday?. Zaman belirteçleri: - yesterday (dün) - last week/month/year (geçen hafta/ay/yıl) - three days/hours/minutes ago (üç gün/saat/dakika önce) - in 1999 (1999 yılında).

Relative clause (ilgi cümlesi) "kim" (who) ile şu şekilde yapılır: 1. İki cümleyi birleştirme: "Who" kelimesi, ilişkilendirilecek iki cümlecik içindeki ismi tanımlar ve öncesinde kesinlikle bir isim gelmesi gerekir. 2. Örnek cümle: "The kid who has a yellow jacket is my son" (Sarı ceketli çocuk benim oğlum). Dikkat edilmesi gerekenler: "Who" relative clause'da, bahsedilen kişi için tekrar isim veya zamir kullanılmaz. "Who" yalnızca kişiler için kullanılır, nesneler için "which" kullanılır. "Defining relative clause"larda (tanımlayıcı ilgi cümlecikleri) "who"dan önce virgül (,) kullanılmaz. "Non-defining relative clause"larda (tanımlayıcı olmayan ilgi cümlecikleri) "who"dan sonra virgül kullanılır ve bu cümlecik cümleden çıkarılabilir.

İngilizce'de "there is" ve "there are" yapıları, belirli bir yerde veya zamanda bir şeylerin varlığını ifade etmek için kullanılır. "There is" yapısı, tekil isimler ve sayılamayan isimler için kullanılır. "There are" yapısı, çoğul isimler için kullanılır. Kullanım örnekleri: There is a book on the table (Masada bir kitap var). There are two cats in the garden (Bahçede iki kedi var). There is some water in the bottle (Şişede biraz su var). There are apples on the tree (Ağaçta birçok elma var). Olumsuz cümlelerde "not" eklenir: There isn't a book on the table (Masada kitap yok). There aren't apples on the tree (Ağaçta birçok elma yok). Soru cümlelerinde "is" veya "are" öznenin önüne gelir: Is there a book on the table? (Masada bir kitap var mı?). Are there many apples on the tree? (Ağaçta birçok elma var mı?).

"Supposed to" kalıbı, yapılması gereken ama yapılamayan veya herhangi bir sebepten yapılmayan şeyleri belirtmek için kullanılır. Kullanım alanları: Olumlu cümleler: "I am supposed to go" (Gitmem gerekiyor). Olumsuz cümleler: "You're not supposed to have a dog here" (Burada köpek bulundurmaman lazım). Geçmiş zaman: "I was supposed to call him but I couldn't" (Onu aramam gerekiyordu ama yapamadım). Ayrıca, "be going to" yapısının geçmiş zamandaki hali olan "was/were going to" ile birlikte kullanılarak, planlanan ancak gerçekleştirilmeyen eylemleri ifade eder.

İngilizce'de sayılabilen ve sayılamayan isimler arasındaki temel farklar şunlardır: Sayılabilen isimler (countable nouns): Saymak için sayıları kullanabiliriz. Hem tekil hem de çoğul halleri vardır. Tekil halde "a" veya "an" artikeli kullanılabilir. "How many?" sorusuyla nicelik sorgulanır. Örnekler: pen (kalem), chair (sandalye), book (kitap). Sayılamayan isimler (uncountable nouns): Sayılarla saymak mümkün değildir. Genellikle çoğul halleri yoktur. "Some", "a lot of", "much" gibi kelimelerle miktar belirtilir. "How much?" sorusuyla nicelik sorgulanır. Örnekler: water (su), sugar (şeker), air (hava). Bazı isimler, diğer dillerde sayılabilirken İngilizce'de sayılamayabilir.

"Would rather" ifadesinden sonra fiilin yalın hali gelir. Örnekler: I would rather eat pizza. He would rather read a book than watch a movie. She would rather not attend the meeting tomorrow. "To" ve "-ing" ekleri kullanılmaz.