Göbeklitepe

Göbeklitepe'deki en büyük dikilitaş, boyları 6 metreyi, ağırlıkları ise 40 tonu bulabilen "T" formlu anıtsal dikilitaşlar olarak bilinmektedir.

Göbeklitepe'yi ilk olarak Mahmut Yıldız isimli bir çiftçi buldu. Ancak, kalıntıların önemi Alman arkeolog Klaus Schmidt tarafından fark edildi ve 1995 yılından itibaren bölgede kazılar başlatıldı.

Çantanın ilk resmi, Sümerler'e ait ve Şanlıurfa-Göbeklitepe'de bulunan heykellerde yer almaktadır.

Göbeklitepe'nin etrafı, dini amaçlı yapılmış olan bu yapıların yerleşim yeri değil, kült merkezi olarak kullanılması nedeniyle duvarla çevrilmiştir.

Göbeklitepe'ye giriş, restorasyon çalışmaları nedeniyle 2017 yılında birkaç aylığına yasaklanmıştır.

Göbeklitepe'yi avcı-toplayıcı topluluklar inşa etmiştir. Neden yapıldığı konusunda kesin bir görüş birliği yoktur, ancak en yaygın hipotez, Göbeklitepe'nin bir ibadet alanı olduğudur.

Göbeklitepe'deki Aslanlı Yapı, II. Tabaka'da yer alan ve dörtgen planlı yapılar arasında bulunan "Aslanlı Yapı" olarak adlandırılan dikilitaşa aittir.

Göbeklitepe'nin M.Ö. 8200 civarında terk edildiği düşünülmektedir. Ancak, tam olarak neden terk edildiği kesin olarak bilinmemektedir. Bazı teorilere göre, yerleşik hayatın başlamasıyla birlikte çevredeki kaynakların daha etkin bir şekilde değerlendirilmesi ve bitki yetiştiriciliği ile hayvan evcilleştirmenin yaygınlaşması, Göbeklitepe'nin terk edilmesine yol açmış olabilir.

Göbeklitepe'nin sırlarının çözülmesi, İskoç bilim insanlarının 2017 yılında yaptığı araştırmalarla başlamıştır.

Göbeklitepe'deki yarı meteor tasvirleri, M.Ö. 10950 yılında Dünya'ya çarpan bir kuyruklu yıldızın izlerini anlatıyor olabilir. İskoçya'daki Edinburgh Üniversitesi'nden uzmanların araştırmalarına göre, Göbeklitepe'deki "Akbaba Taşı" üzerindeki semboller, kuyruklu yıldızdan kopan parçaların Dünya'ya çarptığını ve bu olayın insanlık tarihinin gidişatını değiştirdiğini anlatıyor. Ancak, bu teori bilimsel toplulukta genel kabul görmemiştir ve Göbeklitepe'deki sembollerin astronomik olaylarla bağlantısı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.

"Atiye" dizisi, yazar Şengül Boybaş'ın "Dünyanın Uyanışı" adlı eserinden uyarlanmıştır ve şu konuları işlemektedir: - Ressam Atiye'nin hayatı: İstanbul'da yaşayan Atiye, bir arkeolojik sit alanı olan Göbeklitepe'yi keşfetme macerasına atılır. - Gizem ve semboller: Dizide, Atiye'nin çizdiği sembollerin anlamı ve bu sembollerle Göbeklitepe arasındaki ilişki öne çıkar. - Geçmiş ve gelecek: Geçmişle geleceği, gerçek ile ruhani olanı sorgulayan bir hikaye anlatılır. Ayrıca, dizi fantastik, gerilim, aksiyon ve drama türlerinde çekilmiştir.

Göbeklitepe'ye gitmeden önce yapılması gerekenler şunlardır: 1. Rahat Ayakkabılar Giyin: Alanda yürüyüş yapacağınız için rahat ayakkabılar tercih edin. 2. Hava Durumunu Kontrol Edin: Açık hava bir alan olduğu için mevsime uygun giyinmek önemlidir. 3. Su ve Atıştırmalık Yanınızda Olsun: Yanınızda su ve enerji verici atıştırmalıklar bulundurmanız faydalı olacaktır. 4. Fotoğraf Makinesi Hazır Olsun: Tarihi eserlerin fotoğraflarını çekmek için fotoğraf makinenizi veya kameranızı yanınıza alın. 5. Rehberli Tura Katılın: Alanı daha iyi anlamak için rehberli turlara katılmak faydalı olabilir. 6. Giriş Ücretini Öğrenin: Tam giriş ücreti 90 TL, öğrenci ücreti ise 45 TL'dir. Göbeklitepe, Şanlıurfa şehir merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıktadır ve Şanlıurfa'dan otobüs veya taksi ile ulaşılabilir.

Göbeklitepe'deki T biçimli sütunlar 4 ila 6 metre yüksekliğindedir.

Milattan önce yaklaşık 10.000 yıllarında Şanlıurfa Göbeklitepe'de olduğunuzu hayal ederseniz, etrafınızda şu unsurlar olabilir: 1. Tapınaklar ve Dini Ritüeller: Göbeklitepe, dünyanın en eski tapınak komplekslerinden biridir. 2. Heykeller ve Kabartmalar: Taş yapılar, karmaşık hayvan figürleri, insan betimleri ve sembollerle süslenmiş olabilir. 3. Toplumsal İşbirliği: İnsanlar, tapınakları inşa etmek ve taşları taşımak için bir araya gelmiş olabilir. 4. Tarım ve Hayvancılık Faaliyetleri: Bu dönemde tarım ve hayvancılık önemliydi. 5. Doğal Çevre: Verimli topraklar, yeşil alanlar ve su kaynaklarıyla çevrili bir çevre olabilir.

"Rafadan Tayfa Göbeklitepe" filmi, Şanlıurfa'nın Göbeklitepe antik alanında çekilmiştir.

Göbeklitepe'nin en güzel resmi olarak değerlendirilebilecek bir eser, T biçimindeki anıtsal dikilitaşlar olarak kabul edilebilir. Ayrıca, Göbeklitepe'nin etkileyici bir replikası da ziyaretçilerini bekleyen güzel bir görsel sunumdur.

Şanlıurfa ile Göbeklitepe arası mesafe yaklaşık 20-30 dakika sürmektedir.

"Rafadan Tayfa Göbeklitepe" filminde, çocukların maceraları Göbeklitepe antik alanında geçmektedir.

Ahmet Güneştekin, Göbeklitepe'yi "Ölümsüzlük Odası" adlı eserinde esin kaynağı olarak kullandı. Güneştekin, bu eseri yaratma sürecini şu şekilde açıkladı: "2004 yılında Göbeklitepe kazılarına gittim ve orada gördüğüm formlardan etkilendim."

Şanlıurfa'nın yeni logosu, sanayiyi andıran çarkların arasında Göbeklitepe stelini içeren tasarımdır.