FilmAnalizi

"İnsan Faktörü" adlı filmler iki farklı konuyu ele almaktadır: 1. 2021 yapımı "İnsan Faktörü" (Human Factors), Michael Haneke tarzı bir gözlemle, orta sınıf bir ailenin dijital iletişimde yaşadığı zorlukları ve politik olarak angaje olduklarında kendi önceliklerini sorgulamalarını anlatır. 2. "İnsan Faktörü" (The Human Factor) adlı diğer bir film ise, Graham Greene'in romanından uyarlanan ve Otto Preminger tarafından yönetilen 1979 yapımı bir casus filmidir.

"Günah Şehri" (Sin City) filminin konusu, üç ayrı suç öyküsünü içeren bir polisiye anlatıdır. Ana hikaye şu şekilde özetlenebilir: Marv, aşık olduğu kadınla geçirdiği ilk gecenin sabahında onun öldüğünü bulur.

"Derinlik Sarhoşluğu" (The Abyss) ve "Derinlik Sarhoşluğu" (The Big Blue) filmleri farklı konuları işlemektedir: 1. "Derinlik Sarhoşluğu" (The Abyss), James Cameron tarafından yönetilen 1989 yapımı bir Hollywood filmidir. 2. "Derinlik Sarhoşluğu" (The Big Blue) ise Luc Besson tarafından yönetilen 1988 yapımı bir Fransız-İtalyan filmidir.

"Bir Zamanlar Anadolu'da" filminin uzun olmasının birkaç nedeni vardır: 1. Çekim Süresi: Filmin çekimleri yaklaşık 65 gün sürmüştür. 2. Minimal Kamera Hareketleri ve Düz Çekimler: Filmde sabit çekimler ve hareketsiz görüntüler kullanılmıştır, bu da çekimlerin daha fazla zaman almasını gerektirmiştir. 3. Detaycı Yaklaşım: Yönetmen Nuri Bilge Ceylan, filmin olabildiğince gerçekçi bir hava taşıması için her şeyin mükemmel olmasını istemiş ve bu nedenle her sahne detaylı şekilde planlanmıştır. 4. Diyalogların Doğallığı: Oyuncularıyla detaylı çalışan Ceylan, diyalogların doğallığını yakalamak için çekimlerin daha da uzun sürmesine sebep olmuştur.

"I Guappi" (1974) filmi, Nicola Bellizzi adlı bir karakterin hikayesini anlatıyor. Nicola, uzun bir hapis cezasının ardından serbest kalır ve avukat olma hayalleri kurar.

Azad filminin sonunda, Azad'ın her gün uğraşıp bir araya getirdiği şeyin, çocuk ruhunu hatırlatan bol fosforlu ve renkli bir şehir maketi olduğu görülür. 2000 yapımı Azad filminde ise, Azad, Deva'yı öldürdükten sonra ailesiyle yeniden bir araya gelir.

"Swiss Army Man", ıssız bir adada mahsur kalan Hank'in, karaya vuran ve gaz çıkaran bir cesetle kurduğu gerçeküstü arkadaşlığı anlatıyor. Filmin konusu özetle şu şekildedir: Hank, pes edip kendini asmaya hazırlandığı anda, kıyıya vurmuş bir cesetle karşılaşır ve ona Manny adını verir. Film, Hank ve Manny'nin birlikte yaşadıkları absürt ve fantastik maceraları işlerken, aynı zamanda tabuları ve insanların günlük hayatta anlam yüklediği birçok durumu da sorguluyor.

"Faruk" filminin sonunda, 90 yaşındaki Faruk, kızının işleri nedeniyle tamamen yalnızlığa itilir ve kentsel dönüşüm nedeniyle taşındığı yeni evinde hayata tutunmaya çalışır. Filmin en hüzünlü anlarından biri, Faruk'un telefonunu çalan hırsızlara, kendisinin yalnız ve tek iletişim kanalının telefonu olduğunu söylemesidir.

Kemal Sunal, "Köşeyi Dönen Adam" filminde köşeyi dönmek için yurt dışından gelen bir mirasa konmayı planlamıştır. Filmin final sahnesinde ise Sunal, çevresindeki zenginlerin rezilliklerinden ve para için yaptıklarından tiksinerek şirketi terkeder ve bir grup işçinin eylemine katılarak emekçi olduğunun bilincine varır.

1961 yapımı Acı Zeytin filmi, öksüz kalmış Elif ile halk ozanı Mahmut’un aşk hikâyesini anlatır. Annesi ve babası ölen Elif, değirmenci Hüsam tarafından büyütülür. Acı Zeytin, yönetmenliğini Nişan Hançer’in yaptığı, dram ve romantik türlerinde bir Türk filmidir.

"O Geri Döndü" (2015) filmi, Adolf Hitler'in 21. yüzyılda tekrar hayata dönmesini konu alır. Filmde, Hitler'in askeri üniformasıyla Berlin'e geldiği ve şehrin çok değiştiğini gördüğü anlatılır. Filmin ana mesajları arasında, Nazi Almanyası'nın soykırım ve zulmünün tek bir tarihsel şahsiyete yüklenemeyeceği, Alman halkının kendi tarihinin sorumluluğunu alması gerektiği yer alır.

"Lale Sokağı" (Porte Des Lilas, 1957) filmi, yaşlı bir adamın, bir gangsterle takılan genç ve güzel bir kıza olan aşkını konu edinmektedir. Filmin diğer temaları arasında arkadaşlık, özgecilik ve intikam da yer almaktadır.

"Apatiya 2" filmi, Akif adlı karakterin annesini bulmak için yetimhaneden kaçışını ve bu süreçte karşılaştığı zorlukları konu alır. Ayrıca, "Apatiya 2"nin, 2025 yapımı "Apatiya" filminin devamı olduğu ve her iki filmin de sevgisizlik ideası üzerine kurulu olduğu belirtilmiştir. Film, 18 yaş ve üzeri izleyiciler için uygundur.

2014 yapımı 1864 dizisi, 1864 yılında Danimarka Krallığı ile Alman Konfederasyonu (Prusya ve Avusturya) arasında gerçekleşen İkinci Schleswig Savaşı'nı bir aşk hikâyesi zemininde anlatıyor. Dizi, günümüzde, 2000'li yıllarda, abisini Afganistan'da kaybeden Danimarkalı bir kızın, tesadüf sonucu büyük bir malikanede tek başına yaşayan yaşlı bir adamın "bakıcısı" olmasıyla başlıyor. Dizinin esas özelliği, savaşın vahşetini ve anlamsızlığını gerçekçi bir şekilde ekrana getirmesi. Ayrıca, 2024 yılında yayınlanan, Çerkez sürgününü anlatan "1864" adlı bir belgesel de bulunmaktadır.

"Dünyanın Sonundan Çok Da Bir Şey Beklemeyin" (Do Not Expect Too Much from the End of the World) filmi, iki bölümden oluşan ve iki Angela'nın hikayesini anlatan bir feminist komedi olarak tanımlanmaktadır. Filmde, uykusuzluktan perişan film prodüksiyon asistanı Angela, çokuluslu bir şirket adına iş güvenliği konulu bir video çekmek için arabasıyla Bükreş sokaklarını arşınlamaktadır. Bu benzersiz film, sinema, kapitalizm, emek ve tarihi komik sürprizler ve absürt anlarla ele almaktadır.

Eski filmlerde genç kızların yaşlı erkeklerle partner olarak yazılmasının birkaç nedeni olabilir: 1. Dramatik Gerilim: Yaş farkı, hikayeye farklı dinamikler ve deneyimler katarak ilgi çekici bir gerilim yaratır. 2. Koruma ve Güvenlik: Olgun erkekler, genç kızlara göre daha koruyucu ve güvenilir olarak algılanır, bu da ilişki dinamiklerini zenginleştirir. 3. Estetik Tercih: Bazı durumlarda, yaş farkı estetik açıdan hoş görünebilir ve bu da seyir zevkini artırabilir.

"Midnight in the Switchgrass" filmi kısmen gerçek bir hikayeye dayanmaktadır. Filmin hikayesi, Robert Benjamin Rhoades adlı gerçek hayattaki bir seri katilin suçlarından ilham almıştır. Ancak, filmdeki bazı detaylar değiştirilmiş ve dramatize edilmiştir.

Nomadland, 2008 ekonomik krizi sonrası her şeyini kaybeden orta yaşlı Fern'ün karavanıyla Amerika'nın batısına doğru yaptığı göçebe yolculuğu ve bu süreçte karşılaştığı zorlukları anlatır. Film, ekonomik adaletsizliğe karşı bir başkaldırı ve özgür ruhlu bir karakterin hikayesi olarak da yorumlanabilir. Ayrıca, içsel bir yolculuğun hikayesi olarak da değerlendirilebilir; Fern'ün her durağı, onun içsel yolculuğunun bir parçası olur. Yönetmen Chloé Zhao, filmde tüm sorunları karakterler üzerine yıkıp didaktik bir dille işlememiş, bunun yerine gerçekliğe yakınlaşmayı tercih etmiştir.

"Posta" (The Post) filminin sonunda, Nixon'ın telefonda hiçbir Washington Post yazarının bir daha Beyaz Saray'a girmeyeceğini söylemesi ve ardından bir bekçinin karanlık bir odaya girmesi ve bir haber spikerinin Watergate soygunu demesi duyulmaktadır. Daha sonra ekran kararmakta ve jenerik girmektedir.

"İfrit'in Diyeti: Cinnia" filmi, cin temalı bir korku hikayesi anlatıyor. Filmin konusu şu şekilde özetlenebilir: Üç genç arkadaş, sağlam bir hikaye bulmak için cin temalı bir korku filmi çekmeye karar verirler.