Egemenlik

Şehir devleti ile merkezi devlet arasındaki temel farklar şunlardır: Yönetim Yapısı: Şehir devletlerinde her şehir kendi kendine yönetilir ve her biri kendi hükümetine sahip olabilir. Yetki Dağılımı: Şehir devletlerinde yetki, genellikle şehir düzeyinde yoğunlaşmıştır. Bağımsızlık: Bazı şehir devletleri, bağımsız olmamalarına rağmen yüksek derecede özerklik gösterebilir. Örnek olarak, Vatikan ve Singapur şehir devletleri; ABD, Almanya ve Rusya ise merkezi devletlere örnek olarak verilebilir.

Santorini Adası, Osmanlı döneminde 1579 yılından itibaren Osmanlı egemenliği altında bulunmuştur.

Devlet egemenliği, devletin kendi toprakları ve vatandaşları üzerinde sahip olduğu mutlak yetkileri kapsar. Bu yetkiler şunlardır: 1. Yasama yetkisi: Kanun yapma yetkisi devlete aittir. 2. Yürütme gücü: Kanunları uygulama yetkisi devletin elindedir. 3. Yargı: Hukuki uyuşmazlıkların çözümü devletin yetkisindedir. Ayrıca, egemenlik devletin bağımsızlık, birlik ve otoritesini sağlama gibi diğer işlevleri de içerir.

Milli Egemenlik Teorisi'ne göre seçmenler, egemenliğin bir parçasına sahip değildir, çünkü egemenlik millete aittir ve millet, kendisini oluşturan bireylerden ayrı ve onların üzerinde yer alan manevi bir varlıktır.

Milli egemenlik ve milli bağımsızlık kavramları farklı anlamlara sahiptir: 1. Milli Egemenlik: Yönetme ve karar verme gücünün ve yetkisinin milletin elinde olmasıdır. 2. Milli Bağımsızlık: Bir devletin iç ve dış işlerinde başka bir devletin baskısı ve etkisinde kalmadan, milli menfaatleri doğrultusunda ve istediği gibi davranabilmesidir.

Jean Bodin, mutlak monarşiyi ve egemenlik kavramını savunur. Temel görüşleri şunlardır: - Devletin Altı Kitabı adlı eserinde, egemenliği "yurttaşlar üzerindeki en üstün, en mutlak ve en sürekli güç" olarak tanımlar. - Egemenlik, bölünmez, parçalanamaz ve devredilemezdir. - Kral, doğal hukuk ve ahlak yasalarına bağlıdır ve kendisini sadece Tanrıya karşı sorumlu görür. - Bodin, ailenin devletin kökeni olduğunu ve kralın, ailedeki baba gibi devletin reisi olduğunu düşünür. - Dinsel hoşgörüyü savunur ve hükümdarın tüm inançlara hoşgörüyle yaklaşması gerektiğini belirtir.

Asurlular, çeşitli nedenlerle savaşmışlardır: Toprak Genişletme: Asurlular, topraklarını genişletmek ve hakimiyet alanlarını artırmak için savaşmışlardır. Askeri Güç Gösterisi: İmparatorluklarını korumak ve komşu kültürlere korku vermek amacıyla savaşmışlardır. Ticaret Yollarını Kontrol Etme: Önemli ticaret yollarını güvence altına almak için savaşmışlardır. Dini ve Siyasi Nedenler: Asur kralları, Aşur tanrısının iradesini yerine getirerek medeniyetsiz olarak gördükleri bölgelere uygarlık götürmek ve ilahi görevlerini yerine getirmek için savaşmışlardır. İsyan ve Tehditlerle Başa Çıkma: Asur'a karşı olan isyanları bastırmak ve dış tehditlerle mücadele etmek için savaşmışlardır.

Egemen yurttaş, bir ülkenin vatandaşı olup, egemenlik haklarına sahip olan ve bu hakları kullanabilen birey anlamına gelir.

"Biatı kabul etmek" ifadesi, birinin egemenliğini tanımak ve kabul etmek anlamına gelir.