EdipCansever

"Sevda Bir Ateş Buldu Sende", Edip Cansever'in bir şiiridir.

"Biz Ne Garip Şeyleriz Ki Doluyuz Bazıyız Avuntuluyuz" dizeleri, Edip Cansever'in "Çoğullama" adlı şiirinden bir bölümdür.

Edip Cansever'in "Akdeniz Salgını" şiiri, Halikarnas Balıkçısı'na ithaf edilmiştir.

Bu dizeler, Edip Cansever'in "Sonrası Kalır" kitabında yer alan "İdris'le Konuşma" şiirinden bir bölümdür. Şiirin tamamı şu şekildedir: > "Bakma sen, kuşlar bir uçumluktur ne de olsa Denizler bir fırtınalık görkemli Bizse kendimizi insan olarak Bir tohum gibi dikmişiz sonsuzluğa."

Bu dizeler, Edip Cansever'in "Cenaze Kaldırıcısı Adem" şiirinden bir bölümdür.

"Bir şarkı ne zaman güzel değildir, sonu olduğu zaman" dizeleri, Edip Cansever'in "Gelmiş Bulundum – Seçme Şiirler" adlı kitabında yer alan bir şiirden bir bölümdür. Şiirin tamamı şu şekildedir: > "Bir şarkı ne zaman güzel değildir Sonu olduğu zaman Sonu yoktur çünkü güzel şarkıların Kimse bir şarkıyı sonuna kadar söyleyemez Nasıl ki ölüm öldürenlerinse Ve korku korkmuyor görünenlerin Şarkı tersine".

Cemal Süreya'nın en yakın arkadaşı olarak Sezai Karakoç gösterilmektedir. İki şair, 1950-1954 yılları arasında, üniversite öğrenciliği döneminde başlayan ve uzun süre devam eden bir arkadaşlık kurmuşlardır.

"Yerçekimli Karanfil" şiirinde "bir sevdayı büyütüyorum seninle" ifadesi, şair ve sevgilisinin birlikte bir aşkı büyüttüklerini, bu aşkın evrensel olduğunu ve zamanla çoğaldığını ifade eder. Şiirde karanfil, sevgiyi ve güzelliği simgeler; elden ele dolaşarak aşkın insanlar arasında nasıl yayıldığını gösterir. Şiirin tamamı, sevginin gücünü ve önemini vurgulayan imgeler, benzetmeler ve metaforlarla doludur.

"Ağır ağır yanan tuğla harmanı" dizesi, Edip Cansever'in "Uçurum" adlı şiirinde yer almaktadır.

"Yaşamakla bağdaşamaz bazan" ifadesi, Edip Cansever'in "Tragedyalar" adlı eserinde yer alan bir dizedir. Bu ifade, yaşamın bazen insanla uyumsuz olduğunu, insanın yaşadığı hayatın kendisiyle örtüşmediğini ifade edebilir.

"Yarını kuracak olan işçilerimiz, ben görür müyüm bilmem ama kuracaklar mutlaka; coşkuyla çakacaklar her çiviyi, türkülerle dökecekler betonu" dizeleri, Edip Cansever'in "Aşklar İçinde" adlı şiirinde yer almaktadır.

"Hayat hiç mavi yerinden vurulmadı" ifadesi, Edip Cansever'in "Mavi Huydur Bende" adlı şiirinden bir dizedir. Dizenin anlamı şu şekilde açıklanabilir: Mavi: Şair, maviyi beyazı koruyan masumiyet ve karanlığı görünür kılan bir renk olarak tanımlar. Vurulmamak: "Hayat hiç mavi yerinden vurmadı" ifadesi, yaşamın mavi (masum ve aydınlık) tarafından hiç vurulmadığını, hep karanlıkla yüzleşildiğini ima eder. Mahkumiyet: Belki de bu yüzden mavi, ölüme değil, yaşamaya mahkum edilmiştir. Şiirin tamamı şu şekildedir: > "Hayat hiç mavi yerinden vurmadı.. çünkü ben maviyi, beyazı koruyan masumiyet olarak tanırım, karanlığı görünür kılan bir renktir mavi, öyle bilirim.. sürükleyendir, bitmeyendir… > > Mavi olarak anlatmalıyım her şeyi… Kaldırın başınızı gökyüzüne, görmek istediğinizi değil gördüğünüzü söyleyin bana! Yaşamın ta kendisidir mavi.. belkide sadece bu yüzden ölmeye değil yaşamaya mahkum edilmiştir.."

Bu dizeler, Edip Cansever'in "Akdeniz Salgını" şiirinden bir bölümdür. Dizelerin anlamı şu şekilde yorumlanabilir: "Diri bir sabahın eylülüsün birden" ifadesi, hayatın bir sabah kadar taze ve canlı, ardından bir eylül kadar solgun ve hüzünlü olabileceğini anlatır. "Sonra bir solgunluğun yeniden solgunluğu" dizesi, bu solgunluğun tekrar tekrar yaşandığını ve acı verici olduğunu belirtir. "Tırnakların dibine batar durup dururken" ifadesi, bu solgunluğun fiziksel bir acı gibi derinden hissedildiğini ifade eder. "Acılardan bir acının geri tepmesi" ve "sızar yüreğinden sevinç olarak" dizeleri, bu derin acının sonunda bir tür sevinç veya rahatlama getirdiğini, ancak bu duygunun da acı verici olduğunu ima eder. "Yani eylülden" ifadesi, bu sürecin eylül kadar doğal ve kaçınılmaz olduğunu vurgular. Şiirin tamamı, deniz ve yalnızlık temaları etrafında bir iç hesaplaşmayı anlatır.

Edip Cansever'in "Sevda Bir Ateş Buldu Sende" şiiri, aşık olan kişinin hissettiği şeyleri anlatır. Şiirde kullanılan imgeler ve kapalı ileti, İkinci Yeni şiirinin özelliklerindendir. Şiirin temasına dair bazı yorumlar şu şekildedir: Yalnızlığın, insanın içini gezen yalnızlığın, insanın kendisine bir seslenmesinden ibaret olması; Umutsuz bir işin peşinde koşmak; Kimsenin istemeyeceği bir halde olmak. Şiirin ahenk unsurları arasında ses tekrarları, kafiye, redif ve ses akışı bulunur. Şiirin tamamına aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: ankaramasasi.com.tr; derskonum.com; fikriyat.com.

Edip Cansever'in şiirlerinde işlediği bazı temalar: Yalnızlık. Bilinçaltı ve bilinçdışı. Yaşam-ölüm (eros-thanatos) içgüdüleri. Toplumsal eleştiri. Anlam arayışı. Modernizm eleştirisi. Nesnelerle ilişki. Edip Cansever'in şiirlerinde ayrıca uzamsallıktan özgürlük, hatırlamalar, geçmişle hesaplaşma gibi temalar da yer alır.

Edip Cansever'in "Bakma sen, kuşlar bir uçumluktur ne de olsa" dizesi, insanın sonsuzluğa olan inancını ifade eder. Dizenin tamamı şu şekildedir: > "Bakma sen, kuşlar bir uçumluktur ne de olsa Denizler bir fırtınalık görkemli Bizse kendimizi insan olarak Bir tohum gibi dikmişiz sonsuzluğa".

"Kuru Gök, Kuru Bir Yağmur Bırakırdı Sesimize Çok Uzaklarda Çok Düşündüğümüz Bir Şey Solar Solar Souldar" dizeleri, Edip Cansever'in "Tragedyalar" adlı şiirinde yer almaktadır. Cansever'in bu şiiri, dramatik şiir ve lirik şiir unsurlarını bir arada barındırmaktadır.

Bu dizeler, Edip Cansever'in "Akdeniz Salgını" adlı şiirinden bir bölümdür.

"Benim Olmayan Bir Şeyle Yaşlanıyorum" şiiri, Edip Cansever'e aittir. Şiir, Edip Cansever'in "Uçurum" adlı şiirinin bir dizesidir.

Bu dizeler, Edip Cansever'in "Uçurum" şiirinden bir bölümdür. Şiirin tamamına aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: lyricstranslate.com; antoloji.com; blog.ufuk.io.