EdipCansever

"Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç" şiiri, Edip Cansever tarafından yazılmıştır.

"Bu masa kimin eseri?" sorusuna yanıt bulunamadı. Ancak, "masa" temalı iki eser hakkında bilgi verilebilir: Edip Cansever'in "Masa da Masaymış Ha" Şiiri. İbrahim Tenekeci'nin "Bu Masa Ne Masa Böyle" Şiiri.

"Masa da Masaymış Ha" şiiri, Edip Cansever'e aittir.

"Benekli bir örtü çekiliyor üstüne dünya" dizesi, Edip Cansever'in "Düş" adlı şiirinden bir bölümdür. Şiirin tamamı şu şekildedir: > Sedef kakmalı bir tramvay geçiyor yakınımızdan İnce bir org sesini sürükleyerek Benekli bir örtü çekiyor üstüne dünya Hepimiz kayboluyoruz.

"Aşka, döğüşe, maviye yetmek için" dizeleri, Edip Cansever tarafından yazılmıştır. Bu dizeler, Edip Cansever'in "Yerçekimli Karanfil" adlı şiirinde yer almaktadır.

Bu dizeler, Edip Cansever'in "Eylülün Sesiyle" adlı şiirinden bir bölümdür.

"Ağır Ağır Yanıyordu Da Şehir" dizeleri, Edip Cansever'in "Ölü Sirenler" adlı şiirinde yer almaktadır.

"Sanki kar yağışlarının ardından, uzun süren kar yağışlarının ardından, sevimsiz bir lunaparkta, kimsesiz bir atlıkarıncaydım" dizeleri, Edip Cansever'in "Ruhi Bey ve Limonluktaki Yangın" adlı şiirine aittir.

"Hayat hiç mavi yerinden vurmadı" dizeleri, İkinci Yeni şairlerinden Edip Cansever'in "Mavi Huydur Bende" adlı şiirinden bir bölümdür.

"Hüzünsüz, anlatımsız, soğuk akşamüstü" dizeleri, Edip Cansever tarafından yazılan "Cenaze Kaldırıcısı Adem" şiirinden bir bölümdür.

"Her şeyin üstüne bir gül işlenecek" dizesi, Edip Cansever'in "Gül Kokuyorsun" adlı şiirinde yer almaktadır.

"Böyledir Bizim Sevdamız" şiiri, toplumsal olayları ve aşkı anlatır. Şiirde, ilişkilerin zorluklarına rağmen ayakta tutulabilmesi ve bu süreçte yaşanan duygular ifade edilir. Şiirin bir diğer temasında ise aşkın özgürlüğü ve derinliği vurgulanır; aşkın zaman gibi kavramlarla mücadelesi ve sıradan bir duygu olmadığı, büyük bir yürekle sevildiği anlatılır. "Böyledir Bizim Sevdamız" şiiri, Zülfü Livaneli tarafından bestelenmiş ve aynı isimle bir şarkı olarak da bilinmektedir.

Edip Cansever'in şiir anlayışı şu şekilde özetlenebilir: Çoksesli şiir: Cansever, şiirde tekseslilikten çoksesliliğe yönelmiş, düzyazıdan yararlanmıştır. Düşüncenin şiiri: Duygudan çok düşünceyi ön plana çıkarmış, "düşüncenin şiiri"ni yazmıştır. Varoluşsal sorunsallar: Özellikle uzun şiirlerinde varoluş sorunsalı üzerinde durmuştur. Toplumla bağ: Toplumu tablosuna dahil etmiş, halkın içinde kendini konumlandırmış ve halkın sorunlarını işlemiştir. Soyut ve somut şiir: Şiirde soyutluğu ve somutluğu, toplumla olan ilişkisine göre değerlendirmiş, toplum hayatını yansıtan şiirleri somut, yansıtmayanları soyut olarak görmüştür. Anlam ve yorum: Şiirin anlamını okuyucuyla ilişkilendirmiş, kapalı bir şiir anlayışının olabileceğini savunmuştur. Yeni dil arayışı: Yeni kelimeler üreterek anlamın imkânını güçlendirmeyi hedeflemiştir.

Edip Cansever'in "Bir şarkı ne zaman güzeldir?" adlı bir şiiri bulunmamaktadır. Ancak, "Bir şarkı ne zaman güzel değildir?" dizeleri, Edip Cansever'in "Gelmiş Bulundum – Seçme Şiirler" adlı kitabında yer alan bir şiirden bir bölümdür. İlgili dizeler: > "Bir şarkı ne zaman güzel değildir Sonu olduğu zaman Sonu yoktur çünkü güzel şarkıların Kimse bir şarkıyı sonuna kadar söyleyemez Nasıl ki ölüm öldürenlerinse Ve korku korkmuyor görünenlerin Şarkı tersine".

“Sonbahar sen mi kaldın bir yok bir şey yapacak” dizesi, Edip Cansever’in “Dostlar” adlı şiirinden bir alıntıdır.

"Sende benim karanfilimsin" şiiri, Edip Cansever'e aittir.

“Çok yaşında her zamanki gibi çocuksun” dizesi, Edip Cansever'in "Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir" adlı şiirinde Tomris Uyar'a yazılmıştır.

Edip Cansever'in yayımlanan ilk şiiri "Düşünce" adlı şiiridir ve 1944 yılında İstanbul dergisinde çıkmıştır.

"Ben derim Sana olmak, seni duymak, seni yürümek" şiiri Edip Cansever'e aittir.

“Öyle Bir Alaşımdır Ki Seninle Deniz” şiiri Edip Cansever'e aittir.