DoğaKoruma

Yaban keçisi avının yasak olmasının birkaç nedeni vardır: Aşırı avlanma: Yaban keçisi popülasyonlarını ciddi şekilde azaltmış ve türün neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Ekolojik denge: Yaban keçileri, otlatma yoluyla bitki örtüsünün yenilenmesine ve ekosistemin dengesinin korunmasına katkıda bulunur. Genetik çeşitlilik: Küçük ve izole popülasyonlarda genetik çeşitlilik azalır, bu da türün çevresel değişikliklere karşı direncini zayıflatır. Ekolojik turizm: Avlanmanın yasaklanması, yaban keçilerinin doğal yaşam alanlarında gözlemlenebildiği ekolojik turizmin gelişmesine katkı sağlar.

Abant Su, İsrail uyruklu şarkıcı Linet’in Ramazan Bayramı’nın ilk günü konser vermesi nedeniyle boykot listesine alındı. Boykot çağrısı yapan paylaşımlar, “boykotdedektifi” isimli sosyal medya hesabından yapılmış ve 36 binden fazla kişi tarafından beğenilmiştir. Abant Su, Türkiye menşeli bir marka olup İsrail bağlantısı doğrudan olmamakla birlikte, sahibiyle ilgili tercihleri nedeniyle kamuoyunda zaman zaman boykot listelerinde yer almaktadır.

DKMP, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü'nün kısaltmasıdır ve Türkiye'deki millî parkların, tabiat parklarının, sulak alanların ve yaban hayvanlarının korunması amacıyla 1958 yılında kurulmuştur. DKMP'nin bazı görevleri: Korunan alanların yönetimi ve geliştirilmesi. Biyolojik çeşitliliğin korunması. Av ve yaban hayatı yönetimi. Hassas alanların korunması ve yönetimi. İlgili mevzuat ve politikaların oluşturulması ve uygulanması.

Kakadu papağanlarının yasak olmasının birkaç nedeni vardır: Yabani hayvan ticareti: Kakadular, evcil hayvan olarak popüler olmaları nedeniyle yasa dışı yabani hayvan ticaretine konu olmaktadır. Doğal yaşam alanı kaybı: Birçok kakadu türünün özel habitat gereksinimleri vardır ve bu habitatların kaybı, bu türler için tehdit oluşturmaktadır. Kaçakçılık: Kakaduların yasa dışı olarak kaçırılması sırasında türlerin ölüm oranı %30'a kadar çıkabilmektedir. Ayrıca, bazı kakadu türleri kritik tehlike altında veya hassas türler kategorisinde yer almaktadır. Kakadu papağanlarının ithalatı, Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) tarafından belirli koşullar altında ve özel lisanslarla sınırlandırılmıştır.

ÇEKÜL Vakfı, Türkiye'nin doğal, tarihsel ve kültürel varlıklarını korumak amacıyla çalışmalar yürütmektedir. Vakfın yardım ettiği bazı gruplar ve alanlar: Yerel yöneticiler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, girişimciler ve halk. Doğa ve kültür mirası. Toplum.

Hayır, Anadolu parsı nesli tükenmemiştir. Uzun yıllar boyunca neslinin tükendiği düşünülen Anadolu parsı, 2021 yılında Şırnak’ın Cudi Dağı bölgesinde kurulan fotokapanlara yansıyan görüntülerle yeniden ortaya çıkmıştır. 2025 yılı itibarıyla Anadolu parsının kesin nüfusu hâlâ kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı, parsların koruma amacıyla yerlerinin paylaşılmayacağını açıklamıştır.

Çevre ile ilgili en iyi sloganlardan bazıları şunlardır: "Doğayı sev, geleceği koru!". "Dünya bizim evimiz, ona iyi bakalım!". "Geri dönüşüm bir seçim değil, zorunluluktur!". "Her damla su değerlidir!". "Çöpe değil, geri dönüşüme at!". "Atma, dönüştür!". "Doğa sana emanet, geri dönüşüme destek ol!". "Çevreyi kirletme, çöpleri değerlendir!". "Çevreyi temiz tut, çöplerini geri dönüştür!". "Çevreyi kirletmek geleceği yok etmektir!". Çevre sloganları, farkındalık yaratma, toplumsal davranışları değiştirme ve harekete geçirme gibi önemli işlevlere sahiptir.

Sazlıkların tehlikeli olarak değerlendirilebileceği bazı durumlar şunlardır: Ekosisteme zarar verme: Sazlıkların yakılması, başta kuşlar olmak üzere birçok canlının yuva ve yumurtalarının zarar görmesine neden olur. Metan gazı riski: Sazlıkların yakılması, metan gazı salınımına yol açarak çevre ve insan sağlığı için tehlike oluşturabilir. Turba yangınları: Sazlıklardaki turba, düşük sıcaklıkta yavaşça yanar ve söndürülmesi zor yeraltı yangınlarına neden olabilir. Sağlık riskleri: Yanan sazlıklardan çıkan duman, insan sağlığına zararlı maddeler içerir. Sazlıkların yakılması, Türkiye'de Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği'ne göre yasaktır.

WWF ve TEMA aynı değildir, ancak her ikisi de çevre koruma amacıyla faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarıdır. TEMA Vakfı, Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı olarak bilinir ve erozyonla mücadele ile ağaçlandırmayı destekler. 2025 yılında, iklim değişikliğiyle mücadelede ortak çalışmalar yürütmek amacıyla TEMA Vakfı ve WWF-Türkiye, "Türkiye’de İklim Değişikliği Politikası Oluşturma Süreçlerine Sivil Toplumun Katılımının Geliştirilmesi Projesi"ni başlatmıştır.

Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) bünyesinde çalışabilmek için bazı şartlar gereklidir: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak. İŞKUR'a kayıtlı işsiz olmak. 18 yaşını tamamlamış olmak. Yaşlılık veya malullük aylığı almamak. Başvuru tarihinden önceki son bir aylık sürede sigortalı olmamak. Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği bulunmamak. Ayrıca, İŞKUR ile DKMP arasında düzenlenen İşgücü Uyum Programı (IUP) kapsamında, belirli dönemlerde temizlik, bakım ve onarım işlerinde çalışmak üzere geçici personel istihdam edilebilir.

En tehlikeli primatlar arasında şunlar öne çıkmaktadır: Rhesus maymunu. Barbary maymunu. Kırmızı maymun. Mandriller. Ayrıca, primatların genel olarak insan için tehlike oluşturabileceği, ormansızlaşma, avlanma ve tür kaçakçılığının birçok primat türünün ölümüne neden olduğu belirtilmektedir.

Kar leoparı öldürmek, türün neslini koruma çabaları nedeniyle yasaktır. Kar leoparları, IUCN Kırmızı Liste'de nesli tükenme tehlikesi altında olan türler arasında yer alır. Öldürülmesinin yasak olmasının bazı nedenleri: Kaçak avlanma: Vücut parçalarının (kürk, pençe, kemik vb.) ticareti için yasa dışı avlanırlar. Ekolojik denge: Kar leoparları, besin zincirinin en üstünde yer alarak ekosistemin dengesini korur. İnsan-yaban hayatı çatışması: Çiftçiler, çiftlik hayvanlarını korudukları için kar leoparları öldürürler. Kar leoparları, yaşadığı 12 ülkenin çoğunda kanunlarla koruma altındadır.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP), Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlıdır.

Rhinoceros (gergedan) ürünlerinin ticareti, özellikle boynuzları, birçok ülkede yasaklanmıştır. Bu yasakların başlıca nedenleri şunlardır: Poaching (Kaçak Avcılık). Türlerin Tehlikede Olması. Uluslararası Anlaşmalar. Ancak, bazı ülkeler bu yasağı kaldırarak sınırlı bir ticarete izin vermiştir; örneğin, 2018 yılında Çin'de gergedan boynuzu ticaretinin yasağı kaldırılmış, ancak 2019'da yeniden yasak getirilmiştir.

Avustralyalı yılan kovboyları, yılanları yakalamak, taşımak ve kontrol altında tutmakla görevli uzmanlardır. Görevleri: Yılanların yakalanması. Taşıma. Eğitim ve bilgilendirme. Yaban hayat koruma. Bu uzmanlar, ekosistem dengesini korumak ve insan güvenliğini sağlamak için önemli bir rol oynar.

Evet, İztuzu Plajı'nda yüzmek serbesttir. Ancak, Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanı olması nedeniyle, İztuzu Plajı'na 1 Mayıs ile 31 Ekim tarihleri arasında, 20:00 ile 08:00 saatleri arasında giriş yasaktır.

Evet, dağ keçisini avlamak yasaktır. Türkiye'de yaban keçisi avcılığı, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sıkı düzenlemelere tabidir. Dağ keçisi avlamanın cezası, Kara Avcılığı Kanunu'na muhalefet, koruma altındaki yaban hayvanlarının avlanması ve süre dışında avlanmak gibi gerekçelerle yüklü miktarlarda para cezası olarak belirlenir.

"Çınarın Hikayesi 3" adlı hikaye, doğa ve çevre koruma temasını işlemektedir. Hikayede, Çınar ve Zeytin adlı iki dostun, doğanın önemini keşfetmeleri ve bir çevre temizliği kampanyası başlatmaları anlatılmaktadır.

Deniz kaplumbağa eti, bazı kültürlerde tüketilirken, diğerlerinde yasaklanmış veya tabu olarak görülmektedir. Deniz kaplumbağa etinin yenilebilirliği, aşağıdaki faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterir: Sağlık. Hukuk. Etik. Ayrıca, bazı dinlerde kaplumbağa eti tüketimi yasaklanmıştır. Kaplumbağa eti tüketimi hakkında doğru bilgi almak için, ilgili ülkenin yasalarına ve dini inançlara danışılması önerilir.

6831 sayılı kanun, diğer adıyla Orman Kanunu, 31/08/1956 tarihinde kabul edilmiş ve 08/09/1956 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun bazı maddeleri: Madde 1: Tabii olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır. Madde 3: Memleketin ve halkın menfaatine yarıyan yerlerin orman rejimine alınmasına Cumhurbaşkanınca karar verilebilir. Madde 4: Ormanlar, mülkiyet ve idare bakımından devlet ormanları, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlar ve hususi ormanlar olarak ayrılır. Madde 69: Orman idaresi, orman yangınlarını önlemek ve söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır. Kanunun amacı, ormanların tarifi, taksimi, idare ve murakabesi ile ormanların korunması ve işletilmesini düzenlemektir.