Deyişler

"Geçti gitti" ifadesi, bir şeyin geçmişte kaldığını, artık olmadığını veya sona erdiğini ifade eder. Örnek cümleler: "Hayatımın en güzel yılları geçti gitti". "Evet, bitti ve beş sentlik telefon araması gibi geçti gitti". "Geçti gitti, mesela adalet gibi".

"Komik semi" ifadesi, "yarı komik" anlamına gelir. "Semicomical" kelimesi, hem komik hem de ciddi olan durumları tanımlamak için kullanılır. Örnek cümleler: "That situation was semicomical" (O durum yarı komikti). "He has a semicomical way of telling serious stories" (Ciddi hikayeleri anlatma şekli yarı komik bir tarza sahip).

"Burnumda tütüyorsun" ifadesi, aşırı bir özlem anlamına gelir. "Burnunda tütmek" deyimi, bir eşyaya, bir yere ya da bir kişiye olan özlemi dile getirmek için kullanılır.

"Kazasız belasız, acısız güzel bir gün olsun" ifadesi, herhangi bir kaza, zorluk veya sıkıntı yaşanmadan, aynı zamanda acı hissedilmeden geçecek güzel bir gün anlamına gelir. "Kazasız belasız" ifadesi, TDK'ye göre "kazaya veya güçlüğe, sıkıntıya uğramadan" anlamına gelen bir zarftır.

Çüş çekmek, iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Yürüyen eşeği durdurmak için söylenen söz. 2. Yakışıksız bir davranış karşısında söylenen kaba bir söz. Ayrıca, "çüş çekme" ifadesi argo olarak "raspberry" şeklinde çevrilebilir.

Elle tutulabilir ifadesi, Türkçede iki farklı anlamda kullanılabilir: 1. Çok açık ve belli. 2. Somut. Örnek cümleler: "Bu somuttur, elle tutulabilir." "Hesaplanabilen ve kâğıda dökülebilen, elle tutulabilir gerçekler."

"Ol cefâ vü cevr bî-pâyâne" ifadesi, o cefa ve eziyeti sonsuz olan anlamına gelir. Bu ifade, Bâkî'nin "Söylen Söylesin" adlı gazelinde geçmektedir. Gazelin ilgili kıtası şu şekildedir: > Nâz ile güftâre gelmezse helâk eyler beni Ol cefâ vü cevri bî-pâyâne söylen söylesin. (O sevgili, nazlı bir eda ile benimle konuşmazsa ben helâk olurum. O eza ve cefası sonsuz sevgiliye söyleyin de benimle konuşsun

"Sessiz kalamazdık" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, sessiz kalmak farklı anlamlara gelebilir: Tepkisiz kalmak, o an ki durumu umursamamak. Konuşacak bir şeyin olmaması değil, bir tavır almak. Haksızlık veya yanlışlık karşısında yapılabilecek en kötü ve korkakça eylem. Önemli bir konuşmada kabul etmek, kaba bir şekilde reddetmek. Derin bir cevap, söz gümüşse sükut altındır. Ayrıca, sanatçının sessizliği, politik bir beyan veya etik-politik bir pozisyon alma biçimi olarak da yorumlanabilir.

"Ayak üstü çiftler" ifadesi, Türkçe'de yaygın olarak kullanılan "ayak üstü" deyimiyle ilgili olabilir. Ayak üstü deyimi, genellikle aceleyle, kısa sürede yapılan eylemleri ifade eder. Ancak, "ayak üstü çiftler" ifadesinin spesifik bir anlamı veya kullanımı hakkında bilgi bulunmamaktadır. Eğer bu ifade başka bir bağlamda kullanılıyorsa, daha fazla bilgi veya bağlam sağlanması gerekebilir.

"O kadar basit değil" ifadesi, düşünülenden daha karmaşık veya detaylı bir durumu ifade eder. Bu ifade, İngilizce'de "there is more to it than that" veya "it's not that simple" gibi ifadelerle eşdeğerdir.

Basit adam deyimi, hiçbir özelliği, yeteneği, becerisi olmayan insan anlamına gelir. Ayrıca, "basit insan" ifadesi, kolay çözümlenen insan tipi olarak da tanımlanabilir. "Basit adam" terimi, aynı zamanda kaba ve uzak, büyük şehirlerden ve modern yaşamdan izole bir bölgeyi ifade etmek için de kullanılır.

Uygun zaman ve şartlar, "fırsat" anlamına gelir. Uygun zaman, bir şeyi en az hatayla gerçekleştirmek için gereken en uygun anı ifade eder. Şartlar ise konuya veya içinde bulunulan koşullara uygunluğu belirtir.

"El-insaf etmek" ifadesi, adaletli ve hakkaniyetli davranmak anlamında kullanılır. Örnek cümleler: "Bu kişiye insaf et, yapılan olumsuzluklar yetti artık, buna bir son vermek gerek". "Bir iş yerinde herkesin eşit şartlarda değerlendirilmesi, el insaf etmek için bir örnektir". "Bir mahkemede tarafların adil şekilde dinlenmesi de el insaf etmek anlamına gelir". Ayrıca, "el insaf" ifadesi, "yeter artık, bu kadar da olmaz" anlamında bir ünlem olarak da kullanılabilir.

Kafa tutan, başkaldıran ifadesi, "serkeş" olarak tanımlanır. Serkeş, dik başlı, bildiğini okuyan, sonucunu düşünmeden hareket edebilen anlamına gelir. Ayrıca, "kafa tutmak" deyimi de birine veya bir duruma cesurca karşı çıkmak, meydan okumak anlamlarında kullanılır.

"Şimdi boku yedik" ifadesi, genellikle argo bir söz olup, umutsuz bir durumda bulunulduğunu ifade eder. Bu sözün ilginç bir hikayesi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya'da yaşayan Bakırköylü Ermeni Peştemalcıyan ailesinin başına gelen bir olayla ilişkilidir. Ancak, asker bu sözleri duyunca şaşırır ve "Ne dedun, ne dedun?" diye sorar. Bu olayın ardından, Aram Peştemalcıyan, bu sözü bir hat ustasına yazdırarak evine asmıştır.

Dudakları köfte gibi olan kişiye "köfte dudaklı" denir. Bu tabir genellikle dolgun dudaklara sahip kişiler için kullanılır ve pozitif bir anlam taşır.

"Kürdan afiyet olsun" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "afiyet olsun" ifadesinin Kürtçe karşılığı "Noşîcan be" olarak kullanılır. "Afiyet olsun" ifadesi, yemeklerden önce veya sonra kullanılan bir iyi dilek sözüdür ve sağlık, canlılık, şifa ve mutluluk anlamlarına gelir.

Bir şeyin sebebi olmak, o şeyin gerçekleşmesine neden olmak, yol açmak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Kazaya ben sebep olduğum için özür dilerim." "Onunla tanışmana ben sebep oldum." "Bilinçsiz ilaçlama, çevrenin zarar görmesine sebep oluyor."

"Ayakların götürdüğü yere gitmek" ifadesi, plansız bir şekilde, rastgele yerlere gitmek anlamına gelir. Ayrıca, "ayak götürmek" veya "ayak götürüp gitmek" deyimi, TDK'ye göre "çabucak çekilip gitmek" veya "çekilip gitmek, ayağını çekmek" anlamlarına gelir. "Ayaklarının götürdüğü yere git" ifadesi, aynı zamanda 2011 yılında Yeni Asır'da yayımlanan bir haber başlığında da kullanılmıştır.

"Sen benim donumu giydin" ifadesi, birinin başkasının iç çamaşırını giymesi anlamına gelir.