Deyimler

Yarım yamalak iş yapmak, "gelişigüzel, üstünkörü, eksik ve kusurlu" iş yapmak anlamına gelir. Ayrıca, "raddeye kadar varılmış herhangi bir işi gönülsüz yapmak" ve "baştan savma iş yapmak" anlamlarında da kullanılır.

Atasözleri ve deyimleri üç boyutlu yapmak için aşağıdaki yöntemler kullanılabilir: Maket yapımı: Üç boyutlu atasözleri ve deyimler, Pinterest gibi platformlarda örneklerine rastlanabilecek maketlerle canlandırılabilir. Okul projeleri: TED İzmir Koleji ve Çınar Koleji gibi eğitim kurumlarında, öğrenciler Türkçe dersleri kapsamında atasözü ve deyimleri üç boyutlu olarak tasarlamışlardır. Resfebe yöntemi: Öğrencilerin, resfebe yöntemi ile resmedilen deyimleri tahmin etmeleri sağlanabilir. Daha sonra, gruplar halinde çalışarak verilen deyim görsellerini üç boyutlu hale getirebilirler. Bu yöntemler, dil öğretimini daha eğlenceli ve yaratıcı hale getirmek için uygulanabilir.

Evet, "içi alev alev yanmak" bir deyimdir. Bu deyim, genellikle yoğun duyguların etkisi altında kalmak, tutkuyla dolmak ve aşkın verdiği şiddetli duyguları ifade etmek için kullanılır. Ayrıca, "alev alev yanmak" deyimi, "blaze, to flame, to burn up" gibi anlamlara da gelir.

"Kafasının kontağı atmak" deyimi, çok sinirlenmek, öfke ile dolmak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Bir şey okuyorum, konuşup da kafamın kontağını attırma!". "Kafasının kontağı atmasın, yoksa işimiz olmaz".

"İş başa düşmek" deyimi, beklenen yardımın gelmemesi nedeniyle kişinin kendi işini kendisi yapmak zorunda kalması anlamına gelir.

Yalakalık yapmak, bir kişiye göz boyamak, kendini beğendirmek veya çıkar sağlamak amacıyla aşırı derecede dalkavukluk etmek anlamına gelir. Yalakalık yapan kişilere "yalaka" denir. Yalakalık terimi ile ön plana çıkma kavramı karıştırılmamalıdır. Yalakalık, kişinin saygınlığını zedeleyebilir.

Ağlama ile ilgili bazı atasözleri ve anlamları: Ağlayan gözden, sahte sözden kendini sakın. Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar. Ağlamak para etmez. Ağlayanın malı gülene hayretmez. Ağlama ölü için, ağla diri için. Kendi kendine düşen çocuk ağlamaz. Korkakların evinde gülerler, cesurların evinde ağlarlar. Bir çocuğun ağlamasından korkan, kendisi ağlar. Ayrıca, "Ağlayan çocuk büyür" gibi yabancı atasözleri de bulunmaktadır.

"Zahir hafiye" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "hafiye" kelimesi, Arapça "hafâ" (gizli olma, gizlilik) kökünden türemiş olup, gizli ajan, sivil polis ve dedektif gibi gizli araştırma ve bilgi toplama işleri yapan kişiler için kullanılır. Ayrıca, "zehir hafiye" birleşik kelimesi, TDK'ya göre "kimseye göz açtırmayan, sert yaradılışlı kimse" veya "olayları en ince veya gizli noktalarına kadar bilen ya da araştıran kimse" anlamlarına gelir.

Devede kulak deyimi, büyük bir bütüne göre o bütünden küçük ve önemsiz bir parçayı ifade eder. Ayrıca, kıyaslanan şeyler arasındaki orantısızlığı belirtmek için de kullanılır. Örnek cümleler: "Senin anlattığının yanında bu yaşananlar devede kulak." "Piyangoda kazandığın para, harcadıklarının yanında devede kulak kalır." "Topladığımız para, ameliyat için gereken paranın yanında devede kulak kalır."

Hesaba katmamak deyimi, Türk Dil Kurumu'na (TDK) göre önemsememek, ciddiye almamak anlamına gelir. Örnek cümleler: "Onun kabul etmeyeceğini hiç hesaba almadık." "Bu dolabın kapıdan nasıl içeri gireceğini hesaba almadık."

"İşe sıkılmak" deyimi, bir işin çok ve külfetli olması anlamına gelir. Ayrıca, "içi sıkılmak" deyimi de Türkçede yaygın olarak kullanılır ve bunalmak anlamına gelir.

Rug çekmek, kripto para piyasalarında kullanılan bir dolandırıcılık yöntemi olan rug pull'u gerçekleştiren kişi veya ekip tarafından yapılan sahtekarlığı tanımlar. Rug pull, kötü niyetli proje geliştiricilerin, projeye yatırım olarak aktarılan tüm fonu çekerek likiditesiz bırakması ve bu sayede yatırımcıları mağdur etmesi anlamına gelir. Bu terim, Türkçede "halıyı çekmek" anlamına gelir ve insanların altından halıyı hızlıca çekip yere düşürülmesinden türetilmiştir.

Hayır, "mum dibine ışık vermez" bir deyim değil, bir atasözüdür. Atasözleri, genellikle toplumun deneyim ve gözlemlerinden doğan, ders verici nitelikte kısa ve özlü sözlerdir. Deyimler ise herhangi bir durumu ya da olayı daha etkili ve canlı bir şekilde anlatmak için kullanılan kalıplaşmış söz gruplarıdır.

"Can canadir can cana" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, "can cana" ifadesi, Alevilikte farklı anlamlarda kullanılır. Can cana olmak. Can cana, cam cama. Ayrıca, "can cana" ifadesi, "can veren, hayat bağışlayan, cana can katan, sevgili" anlamlarına da gelir.

Yangını körüklemek deyimi, TDK'ye göre "gerginliği, anlaşmazlığı artırmak" anlamına gelir. Ayrıca, çözülmesi mümkün olan bir meseleyi içinden çıkılmaz bir hale getirmek veya bir insanı, yanlış bir şeyi yapması için cesaretlendirmek anlamında da kullanılır. Örnek cümleler: "Adamları barıştıracağına, yangına körükle gidiyorsun." "Sen karışma, çekil aralarından, yangına körükle mi gitmek istiyorsun?" "Arkadaşlarını sakinleştirmek yerine yangına körükle gittiğin için, kavga büyüdü." "Sen de böyle sert ifadeler kullanarak yangına körükle gidiyorsun."

"Söke söke almak" ifadesi, bir nesnenin gönüllü verilmemesi durumunda onu zorla almak anlamına gelir. Ayrıca, "tüm zorluklara ve karşı koymalara rağmen hak edileni almayı başarmak" anlamında da kullanılır. Bu ifade, İngilizce'de "get by force" veya "take by force" olarak çevrilebilir.

"Misafirin dikmesi" ifadesinin ne anlama geldiğine dair bilgi bulunamadı. Ancak, misafirlikle ilgili bazı atasözleri ve anlamları şu şekildedir: Misafir kısmeti ile gelir. Misafir üç gün misafirdir. Misafir umduğunu değil bulduğunu yer. Ayrıca, İslam dininde misafire ikramda bulunmanın sevap olduğu ve misafiri ağırlamanın bir iyilik olarak görüldüğü belirtilmiştir.

Nutku tutulmak, korku, şaşkınlık, heyecan, öfke gibi çeşitli sebeplerden ötürü konuşamamak anlamına gelir. Örnek cümle: "Abim nutku tutulmuş gibi bakıyordu."

"İçine girme" ifadesi farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. İşte bazı örnekler: Genel kullanım: Nüfuz etmek, etkilemek, hareket etmek anlamlarına gelir. Cinsel içerik: "İçime Gir Ama Sigaranı Söndürme" adlı Cezmi Ersöz'ün kitabında, bir karakterin diğerine cinsel ilişki teklifinde bulunması yer alır. Virüs penetrasyonu: Virüslerin, uyum sağlayabilecekleri bir organizma bulduktan sonra, organizmaya giriş yapma yöntemidir.

İki deyim ve anlamları: 1. Ağzını bıçak açmamak: Kırgınlıktan, üzüntüden ya da herhangi bir sebepten ötürü söz söyleyecek durumda olmamak. Örnek cümle: "Boşuna uğraşma, evin yanışına öyle üzülmüş ki ağzını bıçak açmıyor". 2. Akla karayı seçmek: Bir işi başarmak uğrunda çok yorulmak, sonuca kadar zahmet çekmek. Örnek cümle: "Seni buluncaya kadar akla karayı seçtim". Diğer bir örnek: 3. Baltayı taşa vurmak: Farkında olmadan karşısındakini kıracak ya da kötü bir sonuca yol açacak söz söylemek, davranışta bulunmak. Örnek cümle: "Kendini bilmezin biri baltayı öyle bir taşa vurdu ki".