Değerler

"Söz ağızdan çıkar" atasözü, mert ve dürüst olan kişinin sözünde duracağını ve verdiği sözü yerine getireceğini ifade eder.

Nasihat veren bazı atasözleri şunlardır: 1. "Bin nasihatten, bir musibet yeğdir". 2. "Nasihat istersen, tembele iş buyur". 3. "İyi nasihat verilir, iyi ad verilmez". 4. "Bir koyun başı pişinceye kadar, kırk kuzu başı pişer". 5. "Araba devrilince yol gösteren çok olur".

''Asil azmaz, bal kokmaz'' atasözü, insanların kişilikleri, geçmişleri ve kim olduklarıyla oldukça bağlantılı olduğunu ifade eder. Bu atasözünün anlamları şu şekilde açıklanabilir: Herhangi bir şeyin yapısı değişse bile kendine has özellikleri kolay kolay değişmez. Manevi açıdan ise kişinin karakterinin ve kişiliğinin bozulmayacağını, mayasında kötülük ve yozlaşma olmadığını gösterir. Bir insanın geçmişinde ne varsa, bu özellikler geleceğini de etkiler. Ayrıca, ''Asil azmaz, bal kokmaz'' atasözü, ''Kokarsa yağ kokar, çünkü aslı ayrandır'' şeklinde de söylenir.

Türk milli olma ifadesi, Türk milletinin kimliğini koruma ve yaşatma çabası anlamına gelir. Bu kavram, aşağıdaki unsurları içerir: Dil: Türkçe, Türk milletinin kültürel değerlerini ve yaşam tarzını yansıtan önemli bir unsurdur. Kültür: Geleneksel müzik, dans, el sanatları ve festivaller gibi unsurlar, Türk milletinin kültürel zenginliğini yansıtır. Tarih: Türk tarihi, milletin geçmişteki deneyimlerini ve kazanımlarını anlamasına yardımcı olur. Değerler: Adalet, özgürlük, dayanışma gibi değerler, toplumun bir arada yaşamasını sağlayan temel unsurlardır. Ayrıca, Türk milliyetçiliği Türk ulusunun birliğini ve bağımsızlığını savunan bir ideolojidir.

"Kır atın yanında duran ya huyundan ya suyundan" atasözü, kişinin arkadaşlık ettiği kimseden etkilendiğini; onun alışkanlıklarına, düşüncelerine eğilim duyduğunu ve huyunu kapadığını ifade eder.

"Er olan ekmeğini taştan çıkarır" atasözü, azimli ve çalışkan bir kişinin geçim yolunu bulmak için en zor işlerde bile çalışacağını ve her zorluğa katlanacağını ifade eder.

İnsan hakları ve insani değerler kavramları birbiriyle ilişkili olsa da aynı şey değildir. İnsan hakları, tüm insanların sadece insan olmaları sebebiyle sahip oldukları temel hak ve özgürlükleri ifade eder. İnsani değerler ise, insanın değerini koruma ve geliştirme temelinde, insanın sahip olduğu bilgi, bilimler, sanatlar, felsefe gibi olanakları gerçekleştirirken engellenmeme ve desteklenme talebini ifade eder.

"Üzümünü ye, bağını sorma" atasözü, sunulan ikramların ya da imkanların kaynağını bilmenin her zaman gerekli olmayabileceğini ifade eder. Hikayesi hakkında spesifik bir bilgi bulunmamakla birlikte, atasözünün çıkış noktası olarak şu durumlar gösterilebilir: Dini inançlar: İslam inancında "Sağ elin verdiğini sol el görmemeli" düşüncesi, insanların yardım yaparken kimliklerinin açıklanmasını istememelerine neden olmuştur. Bu durumda, yardım alan kişiye "Üzümünü ye, bağını sorma" denilirdi. Yardımseverlik: Yardım yapan kişi, yaptığı hayrın başkaları tarafından bilinmesini istemeyebilir; belki borç almış, belki de insanlara söylemek istemiyordur.

Türkçe altyazıda "milli olmak" ifadesi, bir bireyin veya toplumun ulusal kimlik, bağlılık ve sorumluluk duygusu taşıması anlamına gelir. Bu kavram, dil, kültür, tarih, gelenek ve değerler gibi unsurların korunması ve yaşatılmasını içerir.

Kediyle ilgili bazı atasözleri şunlardır: 1. "Kedi uzanamadığı ciğere murdar der". 2. "Kedi gidince fare bey olur". 3. "Cins kedi ölüsünü göstermez". 4. "Kedi törpüyü yalar da kanlar çıktıkça oh der".

Bir kadının cömert olması, başkalarına yardım etmeyi ve malını, parasını paylaşmayı sevmesi anlamına gelir. Cömert bir kadın, ihtiyaç sahiplerine gönüllü olarak yardım eder, zamanını ve bilgisini başkalarıyla paylaşır, iyiliği karşılık beklemeden yapar.

"Eceli gelen köpek cami duvarına işer" atasözü, değerli veya kutsal olan şeylere zarar veren veya saygı göstermeyen kişilerin her zaman bunun cezasını çekeceğini ifade eder.

Evet, yardımseverlik evrensel bir değer olarak kabul edilir. Yardımseverlik, Schwartz tarafından belirlenen evrensel değerler arasında yer alır ve bu değerler, dünyanın her yerinde insanlar tarafından benimsenen ve paylaşılan değerlerdir.

"Yol sormakla bulunur" atasözü, bir işe kalkışan ama nasıl yapılacağını bilmeyen kişinin, takip etmesi gereken yolu bilenlere sorarak öğrenmesi anlamına gelir.

Bir gün üç yaşlı adam bir kadının bahçesine geldiğinde, kadına kendilerini tanıtarak neden orada olduklarını açıklarlar: 1. Zenginlik: Adamlardan biri, adının Zenginlik olduğunu söyler. 2. Mutluluk: Diğerinin adı Mutluluk'tur. 3. Kanaat: Sonuncu yaşlı adam ise Kanaat'tir ve diğer iki arkadaşının peşinden geldiğini, çünkü Kanaat'in olduğu yerde Mutluluk ve Zenginlik'in de bulunacağını belirtir.

KCO (Kan Şekeri) değeri sağlıklı bir bireyde şu şekilde olmalıdır: - Açlık kan şekeri: 70-99 mg/dl arasında olmalıdır. - Tokluk kan şekeri: Yemek yedikten yaklaşık 2 saat sonra ölçülen değer 140 mg/dl'nin altında olmalıdır. Bu değerler yaşa göre değişiklik gösterebilir; çocuklar için 70-100 mg/dl, yeni doğanlar için ise 50-100 mg/dl olarak belirlenmiştir. Kan şekeri seviyelerinin düzenli olarak kontrol edilmesi, sağlık sorunlarının erken tespiti için önemlidir.

Alçak gönüllülükle ilgili bazı atasözleri ve anlamları: Ağacın meyvesi olunca, başını aşağı salar. Alçak uçan yüce konar, yüce uçan alçak konar. Başak büyüdükçe boynunu eğer. Yerdeki yüze basılmaz. Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli. Ayrıca, "Sana taşla vurana sen aşla var", "Bir ağaçta gül de biter, diken de", "Dikensiz gül olmaz" ve "Harman sonu dervişlerindir" gibi atasözleri de alçak gönüllülükle ilgilidir.

Nasreddin Hoca, aşağıdaki davranışlardan hoşlanmaz: 1. Fırsatçılık ve kantarın topunu kaçırma: Hoca, fırsatçıları ve aşırı davranışları eleştirir. 2. Yalan ve düzen: Sahte ilim adamlarını, yalan söyleyenleri ve düzenbazları sevmez. 3. Egoizm ve bencillik: İnsanın kendisine iyilik edene bile kötülük yapmasını eleştirir. 4. Ön yargı ve anlamadan yargılama: İnsanları hâl ve hareket nedenlerini bilmeden önyargılı davrananları kınar. 5. Boş gevezelik: Gereksiz yere sözü kimseye bırakmadan konuşan gevezeleri sevmez.

"Eşek ve hoşaf" ifadeleri, "Eşek Hoşaftan Ne Anlar" atasözünde kullanılır ve farklı anlamlar taşır: 1. Eşek: Bu atasözünde "eşek", görgüsüz ve incelikten anlamayan insanları simgeler. 2. Hoşaf: "Hoşaf" ise, genellikle lezzetli ve şekerli bir içecek olduğu için, değeri yüksek bir şeyin değerini bilmeyen veya onu takdir etmeyen kimseler için kullanılır.

"İşleyen demir ışıldar" sözü, ataların güzel bir sözü olarak kabul edilir.