Anlatı

Eğrigöl'ün eğri olmasının sebebi, bir efsaneye göre, genç bir kızın sevdiği delikanlı şehit düştükten sonra yaşadığı büyük üzüntüyle ellerini göğe açarak "Allah'ım ya beni suya sal sevdiğime varayım ya da kuş et salıver!" diye yalvarması ve o anda suya dönüşmesidir. Kızın yanında olan kervan da sular altında kalır ve duruşları eğri büğrü olduğundan, gölün çevresi de eğri büğrü bir halde olur. Bu hikaye, Eğrigöl'ün adını ve çevresini eğri yapan nedeni açıklamak için halk arasında anlatılan bir efsanedir, bilimsel bir açıklaması yoktur.

"Yukarı" kelimesi, bir şeyin üst bölümünü, fevkini ve aşağı karşıtını ifade eder. Ayrıca, "yukarı" kelimesi veya bu hece, farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar taşıyabilir: Yön: Bakılabilen, gösterilebilen veya gidilebilen bir yön. Tuş: Klavyelerde bulunan bir tuş. Phrasal verb: İngilizce'de "up" ile kurulan ve fiilin anlamını değiştiren deyimsel yapılar. Örneğin, "cheer up" (neşelendirmek) veya "break up" (ayrılmak) gibi.

"Eşekli Film" ifadesi iki farklı bağlamda değerlendirilebilir: 1. "Entelköy Efeköy'e Karşı" filmi, organik komedi olarak tanımlanmaktadır ve eşekleri kaybolan değerlerin sembolü olarak kullanmaktadır. 2. "Eşekli Kütüphaneci" adlı kitap ise Fakir Baykurt tarafından yazılmış bir biyografik romandır.

Rammstein'ın "Mutter" şarkısı, bir annenin yokluğu ve eksikliği temasını işler. Nakaratta "Mutter, Mutter" ifadesiyle annenin rahatlığına duyulan özlem ifade edilirken, köprü ve outroda kayıplara dayanma gücü için bir haykırış vardır. Ayrıca, bazı kaynaklara göre şarkı, klonlama çalışmalarını eleştirir. Şarkının tam anlamını anlamak için Almanca bilmek gereklidir.

"İhtiras Oyunu" iki farklı bağlamda ele alınabilir: Kitap: Jerzy Kosinski'nin "İhtiras Oyunu", modern bir şövalye ruhlu karakter olan Fabian'ın Amerika'yı karavanıyla dolaşmasını ve polo oyununu yaşamdaki tehlikelerle dolu bir düello olarak görmesini anlatır. Film: 2010 yapımı "İhtiras Oyunu" (Passion Play), eski ve başarısız bir caz trampetçisi olan Nate Poole ile kanatlı doğmuş Lily'nin bir sirkte tanışıp oradan kaçmaya çalışmalarını, ancak bir mafya babasının engeliyle karşılaşmalarını konu alır.

Sarı Öküz Hikayesi'nin kısa özeti şu şekildedir: Bir öküz sürüsünün lideri olan Boz Öküz ve diğer öküzler, çevredeki aslanların saldırılarından kurtulmak için bir plan yaparlar: Aslanlara, sürünün içindeki "Sarı Öküz"ü teslim ederler. Bir süre sonra aslanlar, benzer bahanelerle diğer öküzleri de almaya başlarlar. Öküzler, "Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı?" diye sorduğunda, Boz Öküz, "Biz, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı" der.

"Havai Fişekleri İzleyen Çocuk" ifadesi iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. "Harika Gözlükler Diyarı" adlı çocuk kitabında, havai fişekler bölümü, çocukların gözünden farklı gözlüklerin ve bu gözlüklerin ardındaki insanların hikayelerini anlatır. 2. "Bu Ne Gürültü Patırtı!" adlı çocuk kitabında ise havai fişeklerin zararları ele alınır ve çocukların bu eğlencenin doğaya ve canlılara verdiği zararları öğrenip büyükleri bu eğlenceden vazgeçirme çabaları anlatılır.

"Demir Attım Yalnızlığa" şarkısı, yalnızlık ve hayal kırıklığı temalarını işlemektedir. Şarkının sözleri şu duyguları ifade etmektedir: - İçsel çöküş: Sessiz bir köşede her şeyden uzak olmak ve meçhul yarınlara terk edilmek. - Güven kırıklıkları: Dostluklar ve sevgilerin yalan olması, tuzak gibi görünmesi. - Geçmişle yüzleşme: Geçmişte mutluluğu hayal etmişken, şimdi yalnız ve pişman olmak. - Kabulleniş: Sonunda yalnızlığı ve umutların kayboluşunu kabullenmek. Bu duygular, şarkının nakaratında "demir attım yalnızlığa" ifadesiyle özetlenmektedir.

"Supersonic" by Jamiroquai şarkısı, toplumla uyumsuz olan ve kaçış arayan bir bireyi anlatıyor. Şarkının sözlerinde geçen "supersonic" ifadesi, gözlerin beyazlarında hissedilen ultra hızlı bir titreşimi simgeler.

Balta (Hatchet) korku filmi, bir turist grubunun New Orleans'ta kamp kurması ve kamp yerlerinin bir bataklığın yanı olması etrafında dönüyor. Grup, burada Victor Crowley'in korku dolu öyküsünü öğrenir ve bu öyküyü gecenin ilerleyen dakikalarında dehşet içinde keşfeder.

"Ciddi Bir Adam" (A Serious Man) filmi, 1967 yılında Orta Batı bölgesinde bir üniversitede fizik profesörü olan Larry Gopnik'in hayatını anlatıyor. Larry'nin hayatı, karısı Judith'in kendisini iş arkadaşı Sy Ableman için terk etmesiyle altüst olur. Filmde, Larry'nin disiplin sorunu yaşayan oğlu, alışveriş bağımlısı kızı ve kendisine gönderilen sabotaj mektupları ve rüşvet teklifleriyle mücadelesi de işleniyor.

“Gülücük Tohumları” kitabı, Çiğdem Kaplangı tarafından yazılmış ve Burcu Yılmaz tarafından resimlenmiştir. Kitapta anlatılan konu ise şöyle: Küçük bahçıvan, elindeki haritayı açarak doğru yerde olup olmadığını kontrol eder. Kasabaya girdiğinde iki şey fark eder: Çatıları bulutlara değen kule gibi evler ve tıkanmış trafikte bekleyen arabalar. O halde küçük bahçıvanın buraya değişik bir tohum ekmesi gerekmektedir.

Şahmeran efsanesinin sonu, Şahmeran'ın öldürülmesiyle biter. Olayların seyri şu şekildedir: 1. Cemşab'ın Mağaraya İnmesi: Açgözlü arkadaşları tarafından mağaraya indirilen Cemşab, burada Şahmeran ile tanışır ve onun güvenini kazanır. 2. Yıllar Sonra Ayrılma: Cemşab, ailesini özleyerek Şahmeran'dan izin ister ve ona yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vererek mağaradan ayrılır. 3. Hastalanan Kral: Ülkenin padişahı hastalanınca, vezir tek çarenin Şahmeran'ın etini yemek olduğunu söyler. 4. Şahmeran'ın İhaneti: Cemşab'a işkence yaparak yerini söyleten vezirler, Şahmeran'ı yakalayıp öldürürler. 5. Miras: Ölmeden önce Şahmeran, başının Lokman Hekim'e, gövdesinin vezire, kuyruğunun ise Cemşab'a verilmesini vasiyet eder.

Ateş Attım Samana (Gımıldan) türküsü, Muhtar Kerim’in başından geçen talihsiz bir olayı konu almaktadır. Bir gece Kısmet Dayı’nın bahçesinde değerli bir taşı aramak için kazı yapan Muhtar Kerim, kazdığı çukura düşer. Tam o sırada Muhtar Kerim gözlerini açar ve hiçbir şeyin olmadığını görür. Türkünün sözleri şu şekildedir: > Ateş attım samana, Bak dumana dumana. Senin zalim ananı, Ben getirdim imana. Gımıldan gımıldan gımıldanıver, Ah söyle nazlı gımıldanıver. Gayfe de koydum cezveye, Yarim gitmiş gezmeye. Ta küçükten alıştım, A gız seni görmeye. Gımıldan gımıldan gımıldanıver, Ah şöyle nazlı gımıldanıver. Gayfe de koydum fincana, Selâm söylen amcama. Amcam kızını vermezse, Turşu da kursun fincana. Gımıldan gımıldan gımıldanıver, Ah şöyle nazlı gımıldanıver.

Emlakçı filmleri, genellikle emlak sektörünün farklı yönlerini ve emlakçıların yaşadığı zorlukları, stratejileri ve başarı hikayelerini anlatır. Bazı emlakçı filmleri ve konuları şunlardır: "Glengarry Glen Ross" (1992): Emlak satış dünyasında geçen rekabetçi ve stresli bir ortamı konu alır, etik sınırları zorlayan satış tekniklerini ve iş yerindeki yüksek baskıyı işler. "House Hunters": Gayrimenkul alım sürecinin gerçekçi bir portresini sunar, alıcıların bütçeleri ve ihtiyaçları doğrultusunda hayallerindeki eve ulaşma yolculuklarını takip eder. "Milyon Dolarlık Listeleme" (Million Dollar Listing): New York ve Los Angeles gibi pahalı emlak piyasalarında çalışan lüks emlak brokerlarının hayatlarını ve işlerini konu alır. "Vivarium" (2019): Bir çiftin gizemli bir emlakçıyı takip ederek yeni bir eve taşınma sürecini ve bu süreçte kendilerini bir labirentte bulmalarını anlatır.

"Bu Akşam Gün Batarken Gel" şarkısının hikayesi şu şekildedir: İçkili muhabbet alemlerine düşkün olan Ahmet Rasim, aylar sonra evinin yolunu tutar. Böylece, cefakar bir kadının serzenişi olan bu şarkı ortaya çıkar.

"Cabin Fever" iki farklı bağlamda kullanılabilir: 1. Film: 2002 yapımı Amerikan korku filmi, Eli Roth tarafından yönetilmiştir. 2. Psikolojik Terim: "Cabin fever", izolasyon veya confinement durumunda ortaya çıkan bir dizi semptomu ifade eder.

Anlatıcı ve anlatı arasındaki fark şu şekilde açıklanabilir: Anlatıcı, bir hikayede yaşananları okuyucuya aktaran kişidir. Anlatı ise, olay örgüsü ve anlatıcı unsurlarına dayanan, anlatılan hikaye olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla, anlatıcı anlatının bir parçası olup, anlatının oluşturulmasında önemli bir rol oynar.

Pîrebok filmi, yoksul ve kambur bir erkek olan Adem'in, kendisine küçükken anlatılan efsanevi Pîrebok'un peşine düşerek, kızıyla birlikte sağ kalmayı başaran ve savaştan kaçarak komşu ülkeye sığınan bir kadınla yollarının kesişmesini anlatıyor.

"Kara Camışları Vurdum Bayıra" türküsünün hikayesi, Erzurum köylerinden birinde geçen bir olaya dayanmaktadır. Olayda, çayırda otlayan iki manda (camış) kavgaya tutuşur. Düğün yarıda kalır ve gelinin elleri koynunda kalır.