AnlamAnalizi

Kapak şiirinin ne anlattığına dair farklı yorumlar bulunmaktadır: Antoloji.com'daki yoruma göre. Edebiyatdefteri.com'daki yoruma göre. Ateşle Karşılık Veren sitesindeki yoruma göre. Ayrıca, "Kapak" şiiri, bir şiir kitabının arka kapağı için yazılmış olabilir. Şiirin anlamı, şairin niyetine ve okuyucunun yorumuna bağlı olarak değişebilir.

"O dedi yok yok" ifadesi, farklı bağlamlarda farklı anlamlar taşıyabilir. Şarkı: Abdurehim Heyit tarafından seslendirilen ve sözleri Abdurehim Ötkür'e ait olan, Uygurca dilindeki "Uçraşqanda" (Karşılaşınca) parçasının bir dizesi olabilir. Sözler: "Dedi ki Yok Yok" adlı, 1860 yılında ölen halk ozanı Erzurumlu Emrah'a ait bir şiirden bir dize de olabilir. Sözlük: "O dedi yok yok" ayrıca, ısrarla olumsuz cevap veren birini anlatan bir deyim olarak da kullanılabilir.

Evet, "öfkeyle kalkan zararla oturur" ve "keskin sirke küpüne zarar" atasözleri aynı anlama gelir. Bu atasözleri, öfke ya da aşırı sinirliliğin en çok kişinin kendisine zarar verdiğini ifade eder.

Yılmaz Erdoğan'ın "Ömrüm Ömrüm" şiiri, bir mumun yanışını ve erimesini benzeterek insan ömrünü ve yaşamın geçiciliğini anlatır. Ayrıca, "Ömrüm Ömrüm" ifadesi, Seyfi Doğanay'ın bir türküsünün adı olarak da kullanılır.

Tarkan'ın "Metamorfoz" albümü, çeşitli temaları işleyen şarkılardan oluşmaktadır: "Çat Kapı". "Hop Hop". "Pare Pare". "Gün Gibi". "İstanbul Ağlıyor". "Arada Bir". "Bam Teli". "Dedikodu".

Cemal Süreya'nın "Bir Kış" şiiri, ölüm temasını işler. Şiirde ayrıca Asya kentlerinin yürüyüşü, höyüklerin görüntüsü ve Pencap gibi uzak yerler de tasvir edilir. "Bir Kış" şiirinin tam metnine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: epigraf.fisek.com.tr; unlusairler.com.tr.

Can Yücel'in "Kayıp Çocuk" şiiri, kaybolmuş bir çocuğun hikayesini değil, şairin kendi içsel yolculuğunu ve hayata bakışını anlatır. Şiirde, bilinmeyen sokaklarda yalnız kalan bir kişinin, dünyayı ilk defa görmüş gibi şaşkın ve ferah bir ruh haliyle yeniden doğmuş gibi hissettiği ifade edilir. Ayrıca, "Kayıp Çocuk" şiiri, Can Yücel'in "Yazma" adlı ilk kitabının ilk şiiri olarak da bilinir.

"Nisan'a Kaç Var" şiiri, bekleyiş, umut ve içsel hesaplaşma temalarını işler. Şiirde, doğanın uyanışıyla birlikte kişinin içsel dünyasında yaşanan yenilenme ve arayış anlatılır. Şiirin yazarı konusunda farklı görüşler bulunmakla birlikte, genellikle Metin Vural'a ait olduğu kabul edilir.

Mai ve Siyah romanı, siyahla biter çünkü romanın başkahramanı Ahmet Cemil'in hayalleri ve umutları yıkılmıştır. Roman, mavi (mai) ile başlar; mavi, hayal ve ümitleri temsil eder. Ahmet Cemil, eserinin beğenilmemesi, kız kardeşi İkbal'in kocası tarafından öldürülmesi ve sevdiği Lamia'nın başka biriyle nişanlanması gibi olaylar nedeniyle büyük bir karamsarlığa kapılır.

Gülten Akın'ın "Biriken" şiiri, hayatın çeşitli unsurlarının birikimini ve bu birikimin insanlar üzerindeki etkilerini anlatır. Ayrıca, deneyimin birikimi, insanların birikimi ve toplumsal birikim de şiirde yer alan diğer unsurlardır. Şiirin tam metnine aşağıdaki kaynaklardan ulaşılabilir: edebiyatsanathayat.com; zeynepnazan.wordpress.com.

Ahmet Erhan'ın "Su Taşı Dürtüyor" şiiri, sevgi, özlem ve kaçma isteğini bir arada işler. Şiirin bir kısmı şu şekildedir: > Su taşı dürtüyor şimdi Yağmur bulutu Çocuk annesini... Uyan, artık eskisi gibi değil dünya Seviyorum Günyüzü görmemiş bir dalın hüznü Akıyor damarlarıma İliklerimi yakıyor. Şiirin tamamına, eksisozluk.com ve neoldu.com.tr sitelerindeki ilgili entry'lerden ulaşılabilir.

"İki Cambaz Bir İpte Oynamaz" ifadesi, Robert Ludlum'un bir kitabına da adını vermiştir. Kitap, Doğu Bilimleri Profesörü olan David Webb'in yaşadığı bir kaza sonucu geçmişini unutmasını ve eski bir CIA ajanı olan Conklin ile Dr. Panov'un, Jason Bourne imzalı bir telgrafla bir lunaparkta işlenen bir cinayete tanık olmalarını konu alır. Bourne'un can düşmanı olan Çakal (Carlos) tarafından gönderilen telgraf, Webb'i, aslında Bourne'un son bir hesaplaşmaya davet edildiğini ortaya çıkarır. Atasözü olarak ise "İki Cambaz Bir İpte Oynamaz", kurnaz ve hileci kişilerin bir konuda karşılaştıkları zaman birbirlerini yenmek için akıllarına gelen ne varsa, tüm düzenlerini kullandıkları ve bu durumun sonunda iki tarafa da ziyan verdiği anlamına gelir.

"O odanın içinde, oda onun içinde" ifadesi, bir odanın içinde başka bir oda olduğunu ifade eder. Bu ifade, aynı zamanda bir bilmecenin cevabı olarak da kullanılır ve cevabı "ayna"dır.

"Savaş Bitmiş Ben Nöbette Unutulmuşum" dizesi, İsmet Özel'in "Savaş Bitti" şiirinde yer alır. Bu dize, kişisel hırslara kapılmadan, belki Allah rızası için, belki çevreye faydalı olmak için, belki sevilen kişi için samimiyetle çaba gösterirken yalnız kalınmasını anlatır. Dizenin tamamı şu şekildedir: > "Savaş bitmiş ben nöbette unutulmuşum Savaş bitmiş ben bunu koynumun boşluğuyla anlıyorum Kükreyen ırmağın ölümü meğer savaşın sonuymuş Halbuki ben sanırdım ki Dünyada savaş var diyedir Serçelerin vakitlice uçuşu Glayöllerin yana yaslanışı Fulyaların mızmızlanışı Savaş bittiyse Bir cenahtan bir boru sesi geldi mi? Hayır, gelmedi. Çanlar çalındı mı herhangi biri için? Hayır, çalınmadı. Vakit mi girdi, okundu mu ezan Hayır, duyulmadı Hiçbir şey Okunan şahidi yok Trompetin öttürüldüğünün Seyyar satıcıların müezzinlerle kurduğu diyalog Yurttaş hakkı olarak algılanıyor Ben bir tek benim Birdenbire Her şey yerli yerindeyken Koynu boş kalan Şimşeği atlattığımı bile Kimseler fark etmedi Boş koyun bir bergüzardı bana Savaşın bittiğini anlatan Savaş bitti sular."

"Dar Geliyor" şiirinin ne anlattığına dair farklı yorumlar bulunmaktadır. Sinan Yılmaz'ın "Dar Geliyor" şiiri, ülkenin içinde bulunduğu durumu eleştirir. Mahir Toksoy'un "Dar Geliyor" şiiri, Kudüs'ün işgal altında olmasını ve hududun kim tarafından çizildiğini sorgulamayı ele alır. Mustafa İleri'nin "Dar Geliyor" şiiri, hayatın kişiye dar gelmesi, umutların tükenmesi ve mutluluğun uzaklaşması temalarını işler. Cevat Aydın'ın "Dar Geliyor" şiiri, sevgiliye duyulan özlemi ve bu özlemin kişiye verdiği sıkıntıyı anlatır.

"Öyle Bir Yıl Olsun Ki" şiiri, barış, huzur, adalet ve mutluluk temalarını işler. Şiirde dile getirilen bazı dilekler şunlardır: Kardeş kavgalarının sona ermesi. Zengin-fakir ayrımının ortadan kalkması. Herkesin huzurlu bir yuvaya sahip olması. Acıların paylaşılması ve çözümsüzlüğün hoşgörüyle aşılması. Kimsenin dışlanmaması ve kimsenin aç kalmaması. Savaşların sona ermesi ve kalıcı barışın sağlanması. Şiir, farklı yazarlar tarafından kaleme alınmıştır; örneğin, Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Memleket İsterim" başlıklı şiiri bu isimle anılır.

Edip Cansever'in "Uçurum" şiiri, insan ruhunun derinliklerini ve doğanın yansımalarını anlatır. Şiirde, doğanın mevsimlerle, fırtınalarla ve sükûnetle kendini göstermesi gibi, insan ruhunun da korku, tutku ve özlemlerle benzer dalgalanmalar yaşadığı ifade edilir. Ayrıca, şiirde geçen "benim olmayan bir sevinç" ifadesi, kişinin kendine ait olmayan duyguları hissedebilmesini ve bu durumun şair kimliğini diğer insanlardan ayıran özelliklerden biri olduğunu vurgular. Son olarak, "zamanla değil, bir yerde yaşlanmak" dizesi, biyolojik yaşın ötesinde, insanın hassasiyetine bağlı olarak da yaşlanabileceğini anlatır.

Behçet Aysan'ın "Beyaz Bir Gemidir Ölüm" şiiri, ölüm temasını işler ve şairin kendi ölümüne atıfta bulunur. Şiirde ölüm, siyah denizlerin çağırdığı beyaz bir gemi, sönmüş yıldızlar veya yanık otlar gibi imgelerle betimlenir. > "Sen bu şiiri okurken Ben belki başka bir şehirde olurum Kötü geçen bir güzü Ve umutsuz bir aşkı anlatan Rüzgarla savrulan Kağıt parçalarına yazılmış Dağıtılmamış bildiriler gibi Uzun bir yolculuğa hazırlanan Yalnız bir yolculuğa Çünkü beyaz bir gemidir ölüm Siyah denizlerin hep çağırdığı Batık bir gemi Sönmüş yıldızlar gibidir Yitik adreslere benzer ölüm Yanık otlar gibi Sen bu şiiri okurken Ben belki başka bir şehirde ölürüm". Şiir, 2 Temmuz 1993'te Sivas'ta Madımak Oteli'nde yaşanan ve 37 kişinin hayatını kaybettiği olayı da anımsatır. Behçet Aysan, bu şiirin bestecisi Şirovan tarafından da dile getirildiği üzere, ölüm üzerine düşünürken, bu bilinmezliği okuyucuya kabullenmesi gerektiğini naif bir dille anlatmaya çalışmıştır.

"Zaman Yok" şarkı sözleri, zamanın hızlı akışını ve her şeyin geçici olduğunu anlatıyor. Ayrıca, "Zaman Yok" ifadesi, aşkın zamana bağlı olmadığını vurgulayan Orhan Gencebay'ın bir şarkısında da geçiyor. Son Feci Bisiklet'in "Zaman Yok" şarkısının sözleri için aşağıdaki kaynaklara başvurulabilir: genius.com; musixmatch.com.

Boşluk heykelinin neyi anlattığı, heykelin sanatçısına ve eserin bağlamına göre değişiklik gösterebilir. Boşluk heykelinin anlatabileceği bazı unsurlar şunlardır: Hiçlik. Kütle ve form. İzleyici etkileşimi. Kavramsal sorgulama. Ayrıca, Rodin gibi sanatçılar, heykellerini yarım bırakarak izleyicinin heykeli boşlukta tamamlamasını bekler.