AhmetHaşim

Saf şiir anlayışına en yakın şairler arasında şunlar öne çıkmaktadır: Ahmet Haşim. Yahya Kemal Beyatlı. Necip Fazıl Kısakürek. Asaf Halet Çelebi. Ahmet Muhip Dıranas. Ayrıca, Cahit Sıtkı Tarancı, Behçet Necatigil, Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Ziya Osman Saba gibi şairler de saf şiir anlayışını benimseyen temsilciler arasındadır.

Ahmet Haşim'in "Tahzir" şiiri hakkında bilgi bulunamadı. Ancak, Ahmet Haşim'in şiirlerinin genel özellikleri hakkında bilgi mevcuttur. Ahmet Haşim'in şiirleri, gerçek hayattan uzak, hayalî bir âleme sığınma isteği ve karamsar bir ruh hâli ile karakterizedir. Haşim, şiirde anlamın aranmaması gerektiğini, şiirin duyulmak için yazıldığını ve okunduğunu savunmuştur.

Ahmet Haşim'in "Merdiven" şiiri, sembolik ve empresyonist özellikleri nedeniyle önemlidir. Şiirin önemli yönleri: Dil ve anlatım: Lirik bir anlatıma sahip olan şiirde, duygu ve düşünceler doğrudan değil, dolaylı olarak, betimlemeler ve semboller aracılığıyla aktarılır. Edebi sanatlar: Teşbih, açık istiare ve tecahül-i arif gibi edebi sanatlar içerir. Müzik ve ahenk: Aruz ölçüsüyle yazılmış olup, özellikle "r" seslerinin tekrarıyla müzikal bir yapı oluşturulmuştur. İçerik: Şiirde, zamanın geçişi, hayatın sona yaklaşması ve ölüm teması işlenir.

"O Belde" şiiri, Ahmet Haşim'e aittir.

Ahmet Haşim'in başlıca eserleri: Şiir: Göl Saatleri (1921). Piyale (1926). Fıkra ve sohbet: Bize Göre (1926). Gurabahane-i Laklakan (1928). Gezi: Frankfurt Seyahatnamesi (1933).

Karanlığın şairi olarak anılan bazı şairler şunlardır: William Blake. Sylvia Plath. Furûğ Ferruhzâd. Edgar Allan Poe.

Ahmet Haşim'in "O Belde" şiirini yazmasının birkaç nedeni vardır: Memleket özlemi ve aidiyet duygusu. Varoluşsal sorular ve ölüm teması. Sembolik dünya görüşü. Kendi şiir anlayışını ortaya koyma. Ayrıca, Meşrutiyet sonrası artan milliyetçilik akımının Haşim'deki yabancılık duygusunu artırdığı ve bu durumun şiir dünyasını etkilediği düşünülmektedir.

Ahmet Haşim'e "akşam şairi" denmesinin nedeni, şiirlerinde akşam kelimesinin sıkça geçmesi veya akşam vaktinin tasvir edilmesi değildir. Akşam, aynı zamanda şairin kendisinden saklandığı bir yerdir; gündüz güneşinin aydınlatacağı bedeninden, dış görüntüsünden ve utandığı tüm uzuvlarından karanlığın serin kollarına sığınışıdır.

“Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar” adlı eser, Ahmet Haşim’e aittir.

Evet, "Yarasalar" adlı şiirin yazarı Ahmet Haşim'dir.

"Piyâle" eseri, Ahmet Haşim tarafından yazılmış bir şiir kitabıdır.

Ahmet Haşim'in deneme türü için ne dediğine dair bir bilgi bulunamamıştır. Ancak, Haşim'in deneme türündeki eserlerinden bazıları şunlardır: Bize Göre; Bir Seyahatin Notları; Gurebahane-i Laklakan; Frankfurt Seyahatnamesi. Ayrıca, Ahmet Haşim'in denemeleri hakkında şu bilgiler değerlendirilebilir: Bize Göre, yazarın İkdam gazetesindeki yazılarının, denemelerinin derlemesidir. Denemelerde, günlük yaşamdan, kültürel konulardan ve toplumsal meselelerden bahsedilir. Yazar, denemelerinde kendi deneyimlerinden yola çıkarak okuyucuya farklı perspektifler sunmayı amaçlar. Denemelerde ironi ve mizah unsurları kullanılır. Toplumsal sıkıntılara değinilirken çözüm önerileri de sunulabilir. Okuyucunun kendi düşüncelerini sorgulaması ve derinleştirmesi amaçlanır.

"Melali anlamayan nesle aşina değiliz" ifadesi, üzüntüyü veya kederi anlamayan gençlere yabancı olduğumuzu ifade eder. Bu söz, Ahmet Haşim'e aittir.

Örtük iletiye örnek bir şiir olarak, Ahmet Haşim'in "Merdiven" şiiri gösterilebilir: > Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden, > Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak, > Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak... > Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta, > Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta... > Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller, > Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller... > Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer? > Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta, > Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta... Bu şiirde, ölüm teması işlenmesine rağmen, ölümle ilgili bir tek sözcük kullanılmamıştır.

Ahmet Haşim'in "Hayal-i Aşkım" şiiri, aşk, özlem, hüzün ve kırılganlık temalarını işler. Şiirde anlatılan bazı unsurlar şunlardır: Hüzünlü bir gökyüzü ve sonbahar: "Münfail bir semâ-yi giryânın, zerdi-î iğbirâr" (Hüzünlü bir gökyüzünün altında, boynu bükük sarı çiçekler). Solmuş bahar: "Soluvermiş, perîde reng-i bahâr" (Uçmuş, uzaklaşmış bahar rengi). Kırılmış aşk hayali: "Bu soluk renkli, münkesir, ebkem bu hayali tanır mısın acaba?" (Bu soluk renkli, kırılmış, dilsiz hayali tanır mısın). Şiirde, aşkın geçiciliğini ve hüzünlü yanını vurgulayan sarı ve solgun renkler sıkça kullanılır. "Hayal-i Aşkım", Ahmet Haşim'in 15 yaşında yazdığı ilk şiiridir ve kuvvetli Servet-i Fünun etkisi görülür.

"Gelmeden Evvel" şiirini Ahmet Haşim yazmıştır.