AdliKontrol

Adli kontrol kararı, en geç dört aylık aralıklarla yapılan denetimler sonucunda şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği konusunda verilen karara bağlı olarak kalkar. Soruşturma evresinde bu karar, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından verilirken, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından resen alınır.

Ev hapsi kuralları, adli merciler tarafından belirlenen ve şüphelinin veya sanığın konutunu terk etmemesini gerektiren adli kontrol tedbirini kapsar. Bu kurallar şunlardır: 1. Elektronik Kelepçe Takılması: Şüphelinin veya sanığın konumu sürekli olarak takip edilebilmesi için elektronik kelepçe takılması zorunludur. 2. Evden Çıkış Yasağı: Sanığın belirli saatler dışında evinden çıkması yasaklanabilir. 3. Ziyaret Kısıtlaması: Sanığın evine gelebilecek kişiler sınırlandırılabilir. 4. İş Bulma Zorunluluğu: Sanığın çalışması ve ekonomik olarak kendine yetmesi istenebilir. Ev hapsi kararına uyulmaması durumunda, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir.

Adli kontrol imzasına gitmezseniz, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir.

Yurt dışına çıkış yasağı, aşağıdaki hallerde kalkar: 1. Davanın Sonlanması: Beraat kararı verilmesi veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK) verilmesi durumunda yasak kendiliğinden kalkar. 2. Mahkeme Kararı: Şüpheli veya sanığın talebi üzerine, ilgili hakim veya mahkeme tarafından yasağın kaldırılması kararı verilebilir. 3. Kanunun Değişmesi: İlgili kanunlarda yapılan değişikliklerle yasak ortadan kalkabilir. 4. Adli Kontrol Süresinin Dolması: Kanunda belirtilen adli kontrol süresinin dolmasıyla yasak otomatik olarak sona erer. Ayrıca, yurt dışına çıkış yasağına itiraz edilebilir ve itirazın kabul edilmesi halinde de yasak kaldırılabilir.

Elektronik kelepçe çeşitli amaçlarla kullanılan bir denetim ve takip cihazıdır: 1. Adli kontrol tedbiri olarak kullanılır. 2. Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımların uygulanmasında kullanılır. 3. Hapis cezasının konutta infazı için kullanılır. 4. Aile içi şiddet davalarında mağduru korumak için kullanılır. Elektronik kelepçe uygulaması, mahkeme kararı veya savcılık talimatı ile yürürlüğe girer.

Adli kontrol süresi, suçun niteliğine ve mahkemenin kararına bağlı olarak değişir: - Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en çok iki yıldır. - Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde ise adli kontrol süresi en çok üç yıldır. Çocuklar için öngörülen adli kontrol süreleri, bu sürelerin yarısı kadardır.

Adli kontrolde ilk imza, adli kontrol kararının kesinleşmesinden sonra verilir. Adli kontrol kararı, mahkeme tarafından verildiğinde, ilgili kurumlar (örneğin, Denetimli Serbestlik Müdürlüğü) tarafından uygulanır ve şüpheli veya sanığa tebliğ edilir.

Adli kontrol tedbiri sicile işlemez.

Adli kontrol tedbirine uyulmaması durumunda, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 112. maddesine göre, adli kontrol hükümlerini isteyerek yerine getirmeyen kişi hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir.

Adli kontrol kararına itiraz süresi uzatılabilir. CMK'nin 268. maddesine göre, soruşturma aşamasında adli kontrol kararını öğrendikten itibaren iki hafta içinde itiraz edilebilir. Ayrıca, adli tatilde sürelerin işlemesi de belirli kurallara tabidir. Adli tatile denk gelen sürelerin son günü tatil dönemine rastlarsa, bu süreler tatilin sona erdiği tarihten itibaren yedi gün uzatılır.

"Kontrol ibaresi" çeşitli durumlarda farklı zamanlarda kalkar: 1. Adli Kontrol Kararı: Adli kontrol kararı, yargılama sonunda sanığın beraat etmesi, ceza alması veya başka bir karara bağlanması durumunda kendiliğinden kalkar. 2. Banka Blokesi: Banka blokesinin kaldırılması için genellikle 7 işgünü süre belirlenmiştir. 3. Kısıtlılık Kararı: Kısıtlılık kararı, ergin olmayan bir kişinin 18 yaşına gelmesi, hapis cezasının sona ermesi, akıl zayıflığı veya hastalığının ortadan kalkması gibi durumlarda kalkar.

CMK dosyasında tutuksuz yargılanmak, sanığın tutuklanmaksızın serbest bırakılması, ancak adli kontrol şartları altında yargılanmaya devam edilmesi anlamına gelir. Bu durumda, sanık ceza almayacak demek değildir; kaçma şüphesinin olmaması, delillerin karartılma ihtimalinin bulunmaması gibi nedenlerle mahkeme tarafından tercih edilir.

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan kişi, aşağıdaki durumlarda tutuklanabilir: 1. Yükümlülüklerin İhlali: Kişi, adli kontrol tedbirlerine uymaz veya yükümlülüklerini yerine getirmezse tutuklama kararı verilebilir. 2. Yeni Delillerin Ortaya Çıkması: Soruşturma veya kovuşturma sürecinde, kişiyi tutuklamayı gerektirecek yeni deliller ortaya çıkarsa tutuklama kararı alınabilir. 3. Kaçma Şüphesi: Kişinin kaçma ihtimali varsa ve bu durum somut delillerle destekleniyorsa tutuklama kararı verilebilir.

Adli kontrol ve tutuklama arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Özgürlük Kısıtlaması: Tutuklama, şüpheli veya sanığın tamamen hürriyetinden mahrum bırakılması anlamına gelirken, adli kontrol daha hafif tedbirlerle kişinin serbest kalmasına izin verir. 2. Uygulama Amacı: Adli kontrol, suç şüphesi altında bulunan kişinin kaçmasını veya delilleri karartmasını önlemek için uygulanırken, tutuklama ayrıca toplumsal güvenliği sağlama amacı güder. 3. Süre ve Esneklik: Adli kontrol süresi, suçun niteliğine ve yargılamanın ilerleyişine bağlı olarak değişebilirken, tutuklama süresi daha belirlidir ve zorunlu hallerde uzatılabilir. 4. Dönüştürülebilirlik: Adli kontrol, kişinin yükümlülüklerine uymaması halinde tutuklamaya dönüştürülebilir.

Adli kontrolle serbest bırakılan bir kişi, şartların sağlanması ve Cumhuriyet savcısının talebi üzerine her zaman tutuklanabilir. Ayrıca, adli kontrol yükümlülüklerine uymayan, ihlal eden kişi hakkında da tutuklama kararı verilebilir.

Adli kontrol, bir suç dolayısıyla yürütülen soruşturma veya kovuşturma sürecinde uygulanır. Dolayısıyla, adli kontrolde suç unsuru mevcuttur.

Adres değişikliği, adli kontrolü etkileyebilir. Adli kontrol altında olan bir kişinin adres değişikliği yapması durumunda, bu değişikliği ilgili mahkemeye veya savcılık birimine bildirmesi gerekmektedir. Bu bildirim, yazılı bir dilekçe ile yapılmalıdır. Adres değişikliği bildiriminin yapılmaması durumunda, adli kontrol hükümlerine uyulmamaktan dolayı kişi hakkında tutuklama kararı da verilebilir.