• Buradasın

    Endotel hücre bozukluğu nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Endotel hücre bozukluğu, endotelin normal fizyolojik ve koruyucu mekanizmalarını gerçekleştirmede başarısız olması durumudur 4. Bu durum, endotelin hasarlı olmasından ya da hiç var olmamasından kaynaklanabilir 4. Ayrıca, endotelin normal tepkileri oksidatif stres, hiperglisemi, serbest yağ asitleri, inflamasyon tetikleyici sitokinler ve adipokinler gibi faktörlerden olumsuz etkilendiği zaman da ortaya çıkabilir 4.
    Endotel hücre bozukluğunun bazı sonuçları:
    • Tromboz eğilimi: Aktive olan endotel, prokoagülan bir ortam oluşturarak tromboza eğilim gösterir 3.
    • Aterosklerotik plak oluşumu: Bozulmuş endotel hücreleri, yüksek düzeyde platelet-güdümlü büyüme faktörü (PDGF) salgılar ve bu, damarlarda aterosklerotik plakların oluşumuna neden olabilir 3.
    • Damar tonüsü ve fibrinolitik aktivite bozukluğu: Vasküler tonüs ve fibrinolitik aktivitenin bozulması, endotel fonksiyon bozukluğunun karakteristik özelliklerindendir 5.
    Endotel hücre bozukluğu, ateroskleroz, inflamatuar hastalıklar, hipertansiyon, diyabet gibi çeşitli hastalık süreçlerinde görülebilir 35.

    Konuyla ilgili materyaller

    Endotel hasarı neden olur?

    Endotel hasarı çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir, bunlar arasında: 1. Yüksek kan basıncı (hipertansiyon): Damar duvarlarına aşırı yük bindirerek endotel hücrelerine zarar verir. 2. Yüksek kolesterol ve lipoproteinler: Okside olmuş düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) kolesterol, endotel hücrelerinde inflamasyonu tetikler. 3. Sigara içimi: Sigara dumanında bulunan toksik maddeler doğrudan endotel hücrelerine zarar verir. 4. Diyabet: Yüksek kan şekeri seviyeleri, endotel hücrelerinin fonksiyonlarını bozarak hasara yol açar. 5. Enflamasyon: Kronik inflamasyon, endotel hücrelerini etkileyerek fonksiyonlarını bozar. 6. Oksidatif stres: Serbest radikallerin aşırı üretimi ve antioksidan savunma sistemlerinin yetersizliği. 7. Obezite: İnflamatuar süreçleri ve oksidatif stresi artırarak endotel disfonksiyonuna neden olur. 8. Enfeksiyonlar: Sistemik enfeksiyonlar, endotel hücrelerinde doğrudan veya dolaylı olarak hasara yol açabilir. 9. Fiziksel yaralanmalar: Damar duvarlarına doğrudan mekanik travma. 10. Genetik faktörler: Genetik bozukluklar, endotel hücrelerinin normal fonksiyonlarını bozarak hasara yatkın hale getirebilir.

    Endoteli hangi hastalıklar etkiler?

    Endoteli etkileyen bazı hastalıklar şunlardır: 1. Hipertansiyon: Endotelin aşırı üretimi, kan damarlarının daralmasına ve yüksek tansiyona neden olabilir. 2. Diyabet: Endotelin, kan damarlarını daraltarak ve dokulara oksijen akışını azaltarak tip 2 diyabet gelişimine katkıda bulunur. 3. Ateroskleroz: Kolesterol ve yağ birikintilerinin damar duvarlarında plak oluşturması, endotelin iltihaplanmasına ve hasar görmesine yol açar. 4. Preeklampsi: Hamilelik sırasında endotelin sisteminin disfonksiyonu, preeklampsinin başlamasına katkıda bulunur. 5. Pulmoner hipertansiyon: Akciğerlerde endotelin seviyelerinin artması, akciğer arterlerinde yüksek tansiyona neden olur. 6. Kronik böbrek hastalığı: Endotelin, böbrek hücrelerinde hasara ve iltihaplanmaya yol açar. 7. Sepsis ve septik şok: Kan damarlarına verilen hasar, endotelin seviyelerinin artmasına ve organ fonksiyon bozukluklarına neden olur. Bu hastalıklar, endotelin işlevsel ve morfolojik yapısındaki değişikliklerle ilişkilidir ve endotel disfonksiyonuna yol açabilir.

    Endotel ne işe yarar?

    Endotel, kan ve lenf damarlarının iç yüzünü oluşturan doku olup, bu dokuyu oluşturan hücrelere de endotel hücre adı verilir. Endotelin temel işlevleri: Kan basıncının düzenlenmesi: Arteriyel sistemde, doku seviyesinde yeterli kan basıncını ve kan akımını sağlar. Vasküler yapının sürdürülmesi: Vasküler düz kas hücrelerinin göçünü ve çoğalmasını önler. Koagülasyonun düzenlenmesi: Koagulasyonu inhibe eder ve lümende oluşan pıhtının çözülmesini sağlar. İltihaplanmanın düzenlenmesi: Damar dışına inflamatuar hücrelerin adezyonunu ve migrasyonunu düzenler. Endotel, 1980’li yıllardan sonra vazoaktif bir rol üstlendiği de tespit edilmiştir.