• Buradasın

    Mütevazi insan kime denir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Mütevazı insan, alçakgönüllü, gösterişsiz ve sade olan kişilere denir 35.
    Mütevazı bir kişi, sahip olduğu başarıları, zenginlikleri ya da yetenekleri gösteriş yapmadan ve başkalarına karşı üstünlük taslamadan, alçakgönüllü bir şekilde davranır 5.
    Mütevazı insanlar, genellikle başkalarına saygılı, sade giyinen, düşünceli ve nazik davranışlarıyla tanınırlar 5.
    Mütevazılık, özellikle İslam kültüründe önemli bir erdem olarak kabul edilir 5.
    Örnek bir tanım olarak, "yeryüzündeki en sevimli, en sempatik, emek vererek başarı elde etmiş, en nadir bulunan, birçoklarının örnek alması gereken, her yaştan, her yerden, her kesimden insanla iletişim kurma becerisine sahip üstün nitelikli insan" ifadesi de kullanılabilir 4.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Mütevazı ve alçak gönüllü aynı şey mi?

    Mütevazı ve alçak gönüllü kavramlar benzer olsa da aynı şey değildir. Mütevazı, kişinin maddi ve sosyal gösterişten kaçınan davranışını veya kişiliğini tanımlar. Alçak gönüllü ise, kişinin iç dünyasını ve duygularını ifade eder. Bu nedenle, "mütevazi" daha çok dış görünüş ve davranışlarla ilgiliyken, "alçak gönüllü" kişinin egosuyla ilgilidir.

    Mütevazi olmak ne anlama gelir?

    Mütevazi olmak, alçakgönüllü ve gösterişten kaçınan bir tavır sergilemek anlamına gelir. Mütevazi bir kişi, sahip olduğu başarıları, zenginlikleri ya da yetenekleri abartmaz, başkalarına karşı üstünlük taslamaz. Mütevazilik, İslam kültüründe de önemli bir erdem olarak kabul edilir ve insanların birbirlerine karşı kibirli olmadan, eşitlikçi bir şekilde yaklaşmalarını teşvik eder.

    Alçakgönüllülük ve tevazu nedir 4 tane örnek?

    Alçakgönüllülük ve tevazu şu şekilde tanımlanabilir: Alçakgönüllülük, kişinin kendini olduğundan daha düşük bir seviyede görmesi ve kibirlenmekten uzak durarak üstünlük ve meziyetlerini ön plana çıkarmamayı tercih etmesidir. Tevazu, kendini beğenmişlikten ve böbürlenmekten uzak durmak, gurur ve kibirden arınmış bir hayatı benimsemektir. Dört örnek: 1. Örnek 1: "Derslerimde öğrencilerim konuları oldukça iyi anlasalar da, kendimi sürekli olarak daha fazla geliştirmem gerektiğini düşünüyorum". 2. Örnek 2: "Eserlerim dünya genelinde en çok satanlar listesine girse de, bir öğrenci gibi sürekli çalışmam gerektiğini düşünüyorum". 3. Örnek 3: "Bugün mesleğimde ‘Üstat’ olarak anılıyorum, ancak ben kendimi sıradan bir şair olarak görüyorum". 4. Örnek 4: "Romanım Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı, fakat ben hala yolun başındayım ve yürünecek çok yolum olduğunu düşünüyorum".

    En büyük tevazu ne demek?

    En büyük tevazu, alçakgönüllülük ve kibirden uzak durma anlamında, kişinin kendisini başkalarıyla eşit ve sade görmesi demektir. Tevazu, İslam kültüründe önemli bir erdem olarak kabul edilir. Tevazu sahibi bir insanda cömertlik, affedicilik, kötülüğe karşılık vermeme ve fedakarlık gibi faziletler bulunur.

    Alçakgönüllü olmayan kişiye ne denir?

    Alçakgönüllü olmayan kişiye "kibirbaz" veya "kendini beğenmiş" denilebilir. Bu tür kişiler, genellikle kibir ve gösterişten uzak durmazlar. Örnekler: - "O kadar kültürlü ve bilgili bir insan olmasına karşın hep alçak gönüllü bir insan olmuştur". - "Daha önce senin kadar alçakgönüllü bir insan tanımamıştım".

    Tevazu ile ilgili özlü söz nedir?

    Tevazu ile ilgili özlü sözlerden bazıları şunlardır: "Alçak gönüllü insan, kendini hiç söz konusu etmez." — Jean de La Bruyère. "Tevazu, karşılaştığın her Müslümanın senden üstün olduğunu kabul etmendir." — Hasan-ı Basri. "İnsan olmak için, tevazu tabiî bir meziyettir. Kibir, küçüklük ve aciz alâmetleridir." — Akil Muhtar Özden. "Tevazu içinde yürüdüğüm içindir ki, önümde bütün yollar açılıyor." — Goethe. "Alçak gönüllülük, gururun perhizidir." — Voltaire.

    İbn Haldun fazla tevazudan ne demek?

    İbn Haldun'un "fazla tevazunun sonu vasat insandan nasihat dinlemektir" sözüyle demek istediği, aşırı alçakgönüllüğün, kişinin kendini geride bırakmasına ve başkalarının sıradan görüşlerine fazla değer vermesine yol açabileceğidir. Bu durum, liderlik ve yönetim alanında da geçerlidir. Ancak, bu sözün İbn Haldun'a ait olduğu iddiası doğru değildir.