• Buradasın

    Osmanlıda darülhilafe neresi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Osmanlı'da Dârülhilâfe, "hilâfetin merkezi" veya "halîfeliğin merkezi" anlamına gelir ve bu tabir, farklı bağlamlarda farklı yerleri ifade edebilir:
    • Bağdat'taki Dârülhilâfe: Abbâsîler döneminde, Dicle'nin doğusunda yer alan ve hilâfet sarayının bulunduğu bölgedir 23.
    • İstanbul: Osmanlı İmparatorluğu döneminde, "Konstantiniyye" veya "Dersaadet" olarak da adlandırılan İstanbul, resmi yazışmalarda Dârülhilâfe olarak anılmıştır 15.
    • Para Basımında Dârülhilâfe: II. Mahmud döneminde, hac mevsimlerinde Hicaz'a gönderilen yardım ve hediyeleri ulaştırmakla görevli Surre alayının masraflarını karşılamak üzere bastırılan paralarda darphâne olarak kullanılmıştır 1.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Darül ne anlama gelir?

    Darül kelimesi, Arapça "ev" anlamına gelen "dâr" kelimesinden türemiştir. Bazı anlamları: Bir ev veya konaklama yeri. Bir kavmin konakladığı yer. Mecazi olarak kabile. İslami veya İslam dışı bir yönetim altındaki ülke. Huzurevi (darül-aceze). Yetimler evi (darül-eytam). Sanat okulu veya fakültesi (darül-bedayi). Konservatuar (darül-elhan). Üniversite (darül-fünun). Kuran kursu veya medrese (darül-kurra).

    Saltanat ve hilafet arasındaki fark nedir?

    Saltanat ve hilafet arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Saltanat: Bir ülkenin yönetiminde hükümdar, padişah veya sultan olarak adlandırılan tek kişinin egemen olmasıdır. 2. Hilafet: Hz. Muhammed'in vekili olarak Müslümanların imamlığını ve şeriatın koruyuculuğunu yapmakla görevli kimsenin makamıdır.

    Osmanlı'da ilim nasıldı?

    Osmanlı'da ilim, İslam dininin ilme verdiği önem çerçevesinde şekillenmiştir. Osmanlı ilim anlayışının bazı özellikleri: Medreseler: Osmanlı'nın en yüksek ilmi müessesesi olan medreselerde aklî ve naklî ilimler birlikte okutulmuştur. İlim anlayışı: Osmanlı âlimleri, "çok ve teferruatlı bilgi"yi ilim olarak görmüşlerdir. Eğitim: Osmanlı âlimleri, yabancı ülkelere giderek eğitim almış ve bu ülkelerin ilim birikimlerini Osmanlı'ya taşımışlardır. Popüler ilim dalları: 17. yüzyılda tefsir, hadis, fıkıh gibi ilimler popülerdi. Osmanlı'da ilim, 16. yüzyılın sonlarından itibaren gerilemeye başlamış, medreselerde akli ilimler ihmal edilmiş ve nitelikli telif faaliyetleri duraklamıştır.