Kırmızı Gülün Ali Var türküsünün hikayesi gerçek değildir; bu, bir söylencedir 13.

Söylenceye göre, Bulgaristan’ın Güller Vadisi denilen Kızanlık yöresinde yaşayan Gade ananın, gözünden esirgemediği, çok sevdiği kara kaşlı Ali’si; gül çardağının altında anasının elini öper ve sırtına alıp kaçırdığı Zühre’sine sarılır 1. Askerliğe uğurlanırken “Merak etmeyin anam, savaş biter bitmez burada olacağım” der 1. Ancak aylar ve yıllar geçmesine rağmen Ali geri dönmez 13.

Gade ana, her gün tren yolunda oğlu Ali’nin yolunu gözlemeye başlar 13. Bir gün, köyde düğün varken biraz etrafa baktıktan sonra evine döner 3. Gül çardağında dinlenirken gelinin odasından sesler duyar 13. Odaya girdiğinde, kırmızı güllerle donatılmış odada gelininin biriyle seviştiğini görür 13. Öfkeden çılgına dönen Gade ana, duvarda asılı olan tüfeği alıp yatağa ateş açar 3. Yorganı kaldırdığında ise oğlu Ali ve gelinini vurduğunu fark eder 3.

Bu dramatik olaydan sonra, gelinin yaktığı ağıt, Trakya yöresinde yıllarca söylenegelen bir türkü olur 3.

Bu hikaye, Kırklarelili Aşık Ali Tanburacı tarafından derlenmiş ve hicaz makamında bestelenmiştir 13. Ancak, Aşık Ali'den önce, Bulgaristan yöresinde yaşayan Türklerle ilgili araştırmalar yapan Macar Türkolog Ignac Kunos, bu türküye benzer "Kırmızı Gülü Budarlar" türküsünü yazmıştır 3. Aşık Ali'nin bu türküden esinlendiği düşünülmektedir 3.