• Buradasın

    Yargıtay nitelikli dolandırıcılıkta duygusal bağ nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Yargıtay nitelikli dolandırıcılık suçunda duygusal bağ, dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi anlamında kullanılmaktadır 13.
    Bu bağlamda, failin mağdurda bulunan dinî inançları aldatma aracı olarak kullanması ve bu şekilde haksız menfaat sağlaması nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturur 34.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Nitelikli dolandırıcılık 158 madde 3 fıkra nedir?

    Türk Ceza Kanunu'nun 158. maddesi 3. fıkrası, dolandırıcılık suçunun üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi halini düzenler ve bu durumda verilecek cezanın yarı oranında artırılacağını belirtir.

    Nitelikli dolandırıcılıkta emsal karar nedir?

    Nitelikli dolandırıcılıkta emsal karar, bu tür suçların işlenmesi ve cezalandırılması konusunda örnek teşkil eden mahkeme kararlarıdır. Bazı nitelikli dolandırıcılık suçlarına ilişkin emsal kararlar şunlardır: Dinî inanç ve duyguların istismarı. Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması. Serbest meslek sahiplerinin mesleklerinden dolayı güvenin kötüye kullanılması.

    Dolandırıcılık tazminat davasında Yargıtay kararı nedir?

    Yargıtay'ın dolandırıcılık tazminat davalarına ilişkin bazı kararları: 2010/9098 - 2010/9256 sayılı karar. 2015/6900 sayılı karar. 2013/3567 sayılı karar. Tazminat davası açarken, dolandırıcılık olayına dair yazışmalar, banka işlemleri ve dolandırıcının kimliğine dair elde edilen verilerin belge olarak sunulması gerekmektedir.

    Nitelikli dolandırıcılık ve suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanması nedir?

    Nitelikli dolandırıcılık, alt sınırı 6 ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtur ve bu suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin aklanması, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu olarak adlandırılır. Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçu, TCK madde 282'de düzenlenmiştir ve bu suçun temel unsurları şunlardır: Yurtdışına transfer: Suçtan elde edilen değerlerin yurt dışına çıkarılması. Kaynağın gizlenmesi: Değerlerin gayrimeşru kaynağının gizlenmesi. Meşru görünüm kazandırma: Değerlerin meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak amacıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması. Bu suç, öncül bir suç gerektirir; yani aklamaya konu olan malvarlığı, başka bir suç işlenerek elde edilmiş olmalıdır.

    Dolandırıcılık suçunda emsal kararlar nelerdir?

    Dolandırıcılık suçunda bazı emsal kararlar şunlardır: 1. Dinî İnanç ve Duyguların İstismarıyla Dolandırıcılık: Yargıtay, hastaları muska yazarak veya Kur’an-ı Kerim okuyarak iyileştirme bahanesiyle haksız menfaat sağlamayı dinî inanç ve duyguların istismarı olarak kabul eder ve bu tür eylemleri nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamında değerlendirir. 2. Kamu Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması: Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına yapılan dolandırıcılık eylemlerinde, hapis cezasının alt sınırının üç yıldan az olamayacağı belirtilmiştir. 3. Banka Hesaplarının Kullanılması: Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin bir kararına göre, banka hesabını arkadaşlık ve güven ilişkisine dayanarak kullandıran bir kişi, bu eyleminden doğrudan menfaat sağlamadığı ve hesabını kötüye kullanmadığı sürece dolandırıcılık suçundan sorumlu tutulamaz. 4. Telefonla Dolandırıcılık: Yargıtay, kendisini emniyet mensubu olarak tanıtarak mağduru kandıran ve parasını çeken sanığın eyleminde, bankanın dolandırıcılık eylemine doğrudan araç kılınmadığını ve bu nedenle nitelikli dolandırıcılık unsurlarının oluşmadığını belirtmiştir.

    Nitelikli dolandırıcılık suçu hangi suç kapsamında değerlendirilir?

    Nitelikli dolandırıcılık suçu, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 158. maddesi kapsamında değerlendirilir.

    Dolandırıcılığın nitelikli halleri nelerdir?

    Dolandırıcılığın nitelikli halleri, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 158. maddesinde belirtilmiştir. Bu haller şunlardır: Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi. Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak. Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak. Kamu kurum veya kuruluşlarının araç olarak kullanılması. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması. Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak. Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında. Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması. Sigorta bedelini almak maksadıyla. Kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle. Bu nitelikli hallerin varlığı durumunda, fail hakkında 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası uygulanır.