• Buradasın

    Yargıtay 21.2 tebligat usulsüzlüğü bozma sebebi midir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Evet, Yargıtay'a göre Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre doğrudan yapılan tebligat usulsüzdür ve bu durum mahkeme kararının bozulması için bir sebep olabilir 124.
    Bu tür bir tebligat, muhatabın savunma hakkını kısıtlar ve Anayasanın 36. maddesine aykırı olur 124.
    Usulsüz tebligat iddiası, icra mahkemesi tarafından incelenir 3. Mahkeme, tebligatın usulüne uygun olup olmadığına karar verir 3.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Tebligat usulsüzlüğü hangi hallerde şikayet edilebilir?

    Tebligat usulsüzlüğü, aşağıdaki hallerde şikayet edilebilir: Tebligatın muhataba değil, yanlış bir kişiye yapılması. Tebligatın muhatabın bilinen en son adresine değil, yanlış bir adrese yapılması. Tebligatın muhatabın yaşadığı yerdeki yetkili olmayan bir kişiye yapılması. Tebligatın, muhatabın var olan bir vekiline değil, doğrudan muhataba yapılması. Muhatabın kendisine değil de komşusuna tebligatın haber verilmesi. Postacının tebligatı kapıya yapıştırdığını belirtmesine karşın, evrakların daire kapısı yerine apartman kapısına yapıştırılması. Muhatabın adreste bulunmama sebebinin ve geçici olarak bulunmadığına dair bilgilerin, bilmesi muhtemel kişilere sorulmadan tebligatın muhtara yapılması. Tebligatı teslim alan kişinin adresinin ihbarnameye yazılmaması. Usulsüz tebligat şikayeti, Tebligat Kanunu’na uygun yapılmayan bir tebliğin muhatabı tarafından ilgili mahkemeye sunulan bir dilekçe ile yapılır.

    Tebligat usulsüz olursa dava düşer mi?

    Tebligatın usulsüz olması, davanın düşmesine doğrudan neden olmaz. Ancak, usulsüz tebligat, hukuki dinlenilme hakkının ihlali olarak kabul edilebilir ve bu durum, temyiz veya bozma sebebi oluşturabilir. Usulsüz tebligatın sonuçları: Geçerlilik: Muhatap tebligatı öğrendiğini beyan ederse, tebligat geçerli kabul edilir ve tebliğ tarihi olarak bu tarih esas alınır. İtiraz ve şikayet: Usulsüz tebligat, 7 gün içinde icra mahkemesine şikayet edilebilir. İşlemlerin durması: Usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilmesi halinde, icra takibi durdurulabilir ve daha önce konulmuş hacizler kaldırılabilir. Önemli noktalar: Usulsüz tebligatın resen incelenmesi mümkün değildir, şikayet edilmesi gerekir. Ceza davalarında, gerekçeli kararın usulsüz tebliğ edilmesi durumunda, sanık temyiz hakkını kullanabilir.

    Yargıtay bozma ilamına uyulduktan sonra hangi hallerde usuli kazanılmış haktır?

    Yargıtay bozma ilamına uyulduktan sonra usuli kazanılmış hak, aşağıdaki durumlarda oluşur: Mahkemenin bozma kararına uyması. Bozma kararı kapsamı dışında kalma. Usule ilişkin kazanılmış hakkın istisnaları arasında ise şunlar yer alır: yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkması; yeni bir kanunun yürürlüğe girmesi; Anayasa Mahkemesinin bir kanun hükmünü iptal etmesi; görev, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç gibi durumlar; kamu düzenine aykırılık.

    Yargıtay itirazın iptali davasında hangi hallerde bozma kararı verir?

    Yargıtay, itirazın iptali davasında aşağıdaki hallerde bozma kararı verebilir: Sürenin aşılması. Zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi. Dava şartının eksikliği. Takip talebinin usulüne uygun olmaması. Yetkili mahkemenin yanlış belirlenmesi. Bu durumlar dışında, her somut olayın özelliklerine göre farklı bozma nedenleri de olabilir.

    Tebligat 35/2 yargıtay kararı nedir?

    Tebligat Kanunu'nun 35/2. maddesine ilişkin Yargıtay kararları şu şekildedir: 1. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2013 kararına göre, 35. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için borçlunun adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması ve daha önce kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olması zorunludur. 2. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2012 kararında ise, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebligat yapılmasında yasal olanak bulunmadığı belirtilmiştir. Bu kararlar, 35. maddenin uygulanabilmesi için gerekli şartları ve sınırlamaları vurgulamaktadır.

    Yargıtay'ın bozma kararına karşı direnme kararı nedir?

    Yargıtay'ın bozma kararına karşı direnme kararı, yerel mahkemenin (ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi) Yargıtay'ın bozma kararını kabul etmeyerek kendi kararında ısrar etmesi anlamına gelir. Direnme kararı şu durumlarda verilebilir: Tamamı veya kısmen bozma kararı: Yargıtay, başvurunun bölge adliye mahkemesi tarafından esastan reddi kararına ilişkin olarak tamamen veya kısmen bozma kararı verdiğinde. Düzelterek veya yeniden esas hakkında karar: Bölge adliye mahkemesinin düzelterek veya yeniden esas hakkında verdiği karar Yargıtayca bozulduğunda. Direnme kararı, temyiz edilebilir ve inceleme, kararına direnilen dairece yapılır.

    Yargıtay eksik araştırma nedeniyle bozma yaparsa ne olur?

    Yargıtay'ın eksik araştırma nedeniyle bozma kararı vermesi durumunda, mahkeme dosyayı yeniden incelemek ve eksikleri gidermek zorundadır. Bozma kararı sonrasında: Sanık aleyhine temyiz başvurusu yapılmamışsa, mahkeme yeni kararında önceki karardan daha ağır bir hüküm veremez. Direnme kararı verilebilir; bölge adliye mahkemesi veya yerel mahkeme, kararında ısrar edebilir. Bozma kararı, yerel mahkemenin verdiği kararın kesinleşmesini engeller.