• Buradasın

    Usulsüz arama kanun yararına bozma olur mu?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Evet, usulsüz arama sonucu elde edilen delillerin hükme esas alınamaması, kanun yararına bozma konusu olabilir 23.
    Kanun yararına bozma, Adalet Bakanlığı'nın başvurusu ile yapılan ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş hüküm ve kararlardaki hukuka aykırılıkların giderilmesi amacıyla kullanılan olağanüstü bir kanun yoludur 14. Bu kapsamda, usulsüz arama ile elde edilen deliller, maddi hukuka aykırılık teşkil ettiği için kanun yararına bozma talebine konu edilebilir 1.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    CMK 254 maddesi nedir?

    CMK 254 maddesi, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Mahkeme Tarafından Uzlaştırma" başlıklı maddesidir. Bu maddeye göre: 1. Kamu davası açıldıktan sonra, kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. 2. Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, sanığın edimini def'aten yerine getirmesi halinde davanın düşmesine karar verir. 3. Uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme yargılamaya kaldığı yerden devam eder.

    Aleyhe bozma yasağı istisnaları nelerdir?

    Aleyhe bozma yasağının istisnaları şunlardır: Cumhuriyet savcısının da temyiz veya istinaf başvurusu yapmış olması. Yargıtay'ın kanun yararına bozma kararları. Yargılamanın iadesi durumları.

    Kanun yararına bozma CMK'nın hangi maddesinde düzenlenmiştir?

    Kanun yararına bozma, CMK'nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.

    Bozma ve kanun yararına bozma arasındaki fark nedir?

    Bozma ve kanun yararına bozma arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Bozma: Olağan bir kanun yoludur ve ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin verdiği kararların temyiz incelemesi sonucunda yapılır. 2. Kanun Yararına Bozma: Olağanüstü bir kanun yoludur ve hakim veya mahkemeler tarafından verilen ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen kararlara karşı Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurulur.

    Kanun yararına temyiz dilekçesi ile kanun yararına bozma aynı şey mi?

    Hayır, kanun yararına temyiz dilekçesi ile kanun yararına bozma aynı şey değildir. Kanun yararına bozma, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. ve 310. maddelerinde düzenlenen, hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların giderilmesini sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur. Kanun yararına temyiz ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 363. maddesinde düzenlenen ve ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı başvurulan bir yöntemdir.

    Hangi kararlar kanun yararına bozulabilir?

    Kanun yararına bozulabilecek kararlar, hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerdir. Bazı örnekler: Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itiraz üzerine verilen "itirazın reddi" kararı; Cumhuriyet savcısının iddianamenin iadesine itirazının reddi kararı; Yetkisizlik kararının kaldırılması için yapılan itiraz üzerine verilen "itirazın reddi" kararı; Ağır Ceza Mahkemesi'nin infaza ilişkin verdiği kesinleşmiş kararlar; İcra ceza mahkemesi kararları. Kanun yararına bozma başvurusu, maddi hukuka veya usul hukukuna ilişkin hukuka aykırılık nedenlerine dayanabilir.

    Kanun yararına bozma nedir?

    Kanun yararına bozma, hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde hukuka aykırılık bulunması durumunda, Adalet Bakanlığı'nın bu karar veya hükümlerin bozulması istemiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurmasıdır. Kanun yararına bozma başvuru nedenleri arasında maddi hukuka veya usul hukukuna ilişkin hukuka aykırılıklar yer alır. Kanun yararına bozma başvurusu yapma yetkisi, Adalet Bakanlığı'na aittir. Kanun yararına bozma, kesinleşmiş hükümlerin infazını kendiliğinden durdurmaz; infazın durdurulması isteniyorsa, kararla birlikte ilgili yargı mercilerinden ayrıca talepte bulunulması gerekir.