• Buradasın

    Usulden bozma halinde usuli işlemler yapılamıyor ise ne olur?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Usulden bozma halinde usuli işlemler yapılamıyor ise, mahkeme bozma kararında belirtilen şekilde inceleme yapmak veya yeni bir hüküm vermek zorundadır 13.
    Ayrıca, 7251 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay'ın bozma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde tahkikat sona erinceye kadar ıslah yapılabilmesine imkan tanınmıştır 45. Ancak, bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz 45.
    Bu konuda bir avukattan danışmanlık alınması önerilir.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Bozma ve kanun yararına bozma arasındaki fark nedir?

    Bozma ve kanun yararına bozma arasındaki temel farklar şunlardır: 1. Bozma: Olağan bir kanun yoludur ve ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin verdiği kararların temyiz incelemesi sonucunda yapılır. 2. Kanun Yararına Bozma: Olağanüstü bir kanun yoludur ve hakim veya mahkemeler tarafından verilen ve temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen kararlara karşı Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başvurulur.

    Bozma kararı sonrası yeniden yargılama ne kadar sürer?

    Bozma kararı sonrası yeniden yargılama süresi, davanın karmaşıklığına, delillerin toplanmasına ve mahkemenin yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Genel olarak, yeniden yargılama süreci 6 ay ile 2 yıl arasında tamamlanır.

    Bozma kararı sonrası ne olur?

    Bozma kararı sonrası şu adımlar izlenir: 1. Dosyanın yeniden incelenmesi: İlk derece mahkemesi, bozma kararına bağlı olarak dosyayı yeniden inceler. 2. Gerekirse yeni duruşma: Bozma kararına yönelik eksikliklerin giderilmesi veya yeni delillerin değerlendirilmesi için yeni bir duruşma yapılabilir. 3. Yeni karar: Mahkeme, yeni duruşma sonucunda yeni bir karar verir. Bozma kararı sonrasında, yerel mahkeme bozma kararına uymak zorundadır; direnme kararı vermesi durumunda dosya, ilgili daireye veya Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilir. Bozma sonrası yeniden yargılama süreci, mahkemenin iş yüküne ve davanın karmaşıklığına bağlı olarak birkaç ay ile bir yıl arasında sürebilir.

    Usulden bozma esastan bozmaya göre daha mı ağır?

    Usulden bozma, esastan bozmaya göre daha hafif olarak değerlendirilebilir. Usulden bozma, bir davada yerel mahkemece verilen kararın usul hukukuna uygun biçimsel koşulları taşımaması durumunda gerçekleşir ve bu karar, gerekçeleri de açıklanarak yeniden görüşülmek üzere yerel mahkemeye geri gönderilir. Esastan bozma ise, kararın usul hukukuna uygun olmasına rağmen dava konusu hakkın sübutuna ilişkin koşulların yerine getirilmemiş olması nedeniyle verilir ve yine gerekçeleri açıklanarak yerel mahkemeye geri gönderilir.

    Bozma kararı kesinleşmeyi engeller mi?

    Bozma kararı, kararın kesinleşmesini engellemez. Bozma kararı verilmesi halinde mahkemenin verdiği hüküm kesinleşmemiş olur, yani karar üzerinde henüz kesinleşmiş bir hüküm kurulmamış demektir. Ancak, kanun yararına bozma gibi bazı durumlarda bozma kararı kesin hükmü ortadan kaldırmaz ve kararın hukuki sonuçlarını etkilemez.

    Usulden redden sonra esastan inceleme yapılır mı?

    Usulden redden sonra esastan inceleme yapılmaz, çünkü usulden red, davanın esasına girilmeden, yalnızca prosedürel hatalar nedeniyle kararın verilmesi anlamına gelir.

    Usulden reddine karar verilen dava ne zaman açılır?

    Usulden reddine karar verilen dava, eksikliklerin giderilmesi durumunda yeniden açılabilir. Usulden redden sonra yeniden dava açabilmek için genellikle aşağıdaki koşullar gereklidir: Yargılama sırasında yapılan usul hataları veya tarafların haklarının ihlal edilmiş olması; Yeniden yargılamanın gerekliliğine dair yeni delillerin veya belgelerin ortaya çıkması; Usulden reddedilen dava ile ilgili hüküm veren mahkemenin yetkisiz olduğu veya usul hataları yaptığı kanıtlanması. Ayrıca, davacı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 115. maddesine göre 60 günlük ek süreye sahiptir. Dava açma süreci ve koşulları, davanın türüne ve ilgili yasal düzenlemelere göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, bir avukattan profesyonel hukuki danışmanlık alınması önerilir.