• Buradasın

    Susma hakkı ve nemo tenetür ilkesi aynı şey mi?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Susma hakkı ve nemo tenetur ilkesi benzer kavramları ifade etse de tam olarak aynı şey değildir.
    Susma hakkı, kişinin kendisi aleyhinde beyanda bulunmama ve sorulan sorulara cevap vermeme hakkını kapsar 35.
    Nemo tenetur ilkesi ise daha geniş bir anlam taşır ve kişinin kendisini veya yakınlarını suçlayıcı beyanlarda bulunmaya veya delil göstermeye zorlanamayacağını belirtir 13. Bu ilke, susma hakkının yanı sıra tanığın kendini suçlayıcı nitelikteki sorulara cevap vermekten kaçınması imkânını da içerir 4.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Nemo tenetur ilkesi nedir?

    Nemo tenetur ilkesi, kimsenin kendisini suçlayıcı beyanlarda bulunmaya zorlanamayacağı anlamına gelen Latince bir deyimdir. Bu ilke, Anayasa'nın 38. maddesinin 5. fıkrasında da düzenlenmiştir ve şu şekilde ifade edilir: "Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz". Nemo tenetur ilkesi, susma hakkı ile de ilişkilidir ve ceza muhakemesi işlemlerinde sanığın aktif katılmaya zorlanmasını yasaklar.

    Susma hakkı neden var?

    Susma hakkı, suç isnadı altında bulunan kişilere tanınan bir ayrıcalık olup, birtakım önemli amaçlarla mevcuttur: 1. Zorlama ve baskı yoluyla delil elde edilmesine karşı koruma: Kişiyi, zorlama ve kötü muameleye karşı koruyarak, kendi aleyhine delil sunmaya mecbur bırakılmamasını sağlar. 2. Adil yargılanma garantisi: Adil/dürüst yargılanma hakkının bir unsuru olarak, kişinin baskı altında ifade vermesini engelleyerek, yargılama sürecinin güvenilirliğini artırır. 3. İnsan onuruna saygı: İnsan onuruna ve iradesine saygı gösterme zorunluluğunun bir sonucu olarak, sanığın susma hakkı tanınmıştır.

    Susma hakkı ve miranda kuralı nedir?

    Susma hakkı ve Miranda kuralı şu şekilde açıklanabilir: Susma hakkı, suç şüphesi altında bulunan kişinin, işlediği iddia edilen suçla ilgili olarak kendisine sorulan sorulara cevap vermeye ve delil göstermeye zorlanamaması ve bu durumun kişi aleyhine yorumlanamaması hakkıdır. Miranda kuralı ise, ABD Yüksek Mahkemesi'nin 1966 yılında verdiği Miranda v. Arizona kararından türetilmiştir. Bu kurala göre, gözaltına alınan veya tutuklanan bir kişiye şu haklar bildirilmelidir: 1. Sessiz kalma hakkı vardır. 2. Söyleyeceği her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir. 3. Herhangi bir soruya cevap vermeden önce bir avukatla görüşme hakkı vardır ve avukat yanında bulunabilir. 4. Eğer bir avukat tutamayacak durumdaysa, kendisine bir avukat tayin edilecektir. Bu haklar, ceza yargılamasında adil bir süreç sağlanması ve kişinin kendini suçlayıcı duruma düşmemesi için önemlidir.