• Buradasın

    Fedakarlığın denkleştirilmesi ne demek?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Fedakarlığın denkleştirilmesi, hukuk düzenince izin verilen bir fiil neticesinde ortaya çıkan zararın dengelenebilmesi için yapılan bir işlemdir 12.
    Bu işlemde, fedakârlıkta bulunan tarafa, bu fedakârlıktan menfaat temin eden taraf uygun bir miktar tazminat öder 12. Tazminatın miktarı, hâkim tarafından hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde belirlenir 1.
    Fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesinin uygulandığı bazı durumlar şunlardır:
    • Kamulaştırma 25. Özel kişilerin mülkiyet hakkı, kamu yararı karşısında feragat edilir ve karşılığında bedel ödenir 25.
    • Zorunlu irtifak hakları 2. Komşuluk hukukunda, bir taşınmaz malikinin diğerine müdahale yetkisi tanınırken, düşük çıkar sahibi malike katlanma yükümlülüğü yüklenir 2.
    • Taşkınlıklar 4. Yerel adetlere uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan zararlar, uygun bir bedelle denkleştirilir 4.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Fedakarlığın en güzel örneği nedir?

    Fedakarlığın en güzel örneklerinden bazıları şunlardır: Anne sevgisi. Öğretmenlerin çabası. Sağlık çalışanlarının özverisi. Gönüllü çalışmalar. Çanakkale cephesinde görev yapan askerler. Mary Ann Webster. Şahsenem Arslan. Semira Kartonoğlu. Fedakarlık, kişisel bir değer olup, farklı bağlamlarda çeşitli örneklerle gösterilebilir.

    Bir insan neden fedakarlık yapar?

    Bir insanın fedakarlık yapmasının bazı nedenleri: Karşılık beklemeden iyilik yapma arzusu. Sevgi ve onay ihtiyacı. Suçluluk duygusundan kurtulma. Genlerin devamı endişesi. Kültürel kodlar. Model alma. Ancak, aşırı fedakarlık durumu, yapan kişiye zarar verebilir ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabilir.

    İsar ve fedakarlık aynı şey mi?

    Evet, îsâr ve fedakârlık aynı anlama gelir, çünkü îsâr, kişinin kendisi ihtiyaç içinde olsa bile sahip olduğu imkânları başkalarının ihtiyacını karşılamak için kullanması, başkasının yararı için fedakârlıkta bulunmasıdır. Fedakârlık ise insanın sahip olduğu şeylerden bir başkası için vazgeçmesi, bir görev veya zorunluluk değil, gönüllülük esasına dayanan bir eylemdir.

    Fedakarlığın önemi nedir?

    Fedakârlığın önemi şu şekilde açıklanabilir: İnsan ilişkileri: Fedakârlık, insan ilişkilerinde büyük bir öneme sahiptir. Fazilet ve ibadet: Fedakârlık, birçok din ve düşünce sisteminde bir fazilet ve en güzel ibadetlerden biri olarak kabul edilir. Toplumsal uyum: Fedakârlık, toplumun uyum içinde yaşamasına katkıda bulunur. Kişisel doyum: Fedakârlık yapmak, kişiye iyi hissettirir ve doyum sağlar. Ancak, fedakârlığın da bir sınırı olmalıdır; belirli bir düzeyin üzerinde fedakârlık yapmak, kişiye zarar verebilir.

    Fedakârlık nedir örnek?

    Fedakarlık, bir kişinin kendi çıkarlarından vazgeçerek başkalarının ihtiyaçlarını veya mutluluğunu önemseyen bir davranıştır. Fedakarlık örnekleri: Maddi fedakarlık: İhtiyacı olan bir arkadaşa para vermek veya hayır işlerine bağış yapmak. Zaman fedakarlığı: Gönüllü çalışmalara katılmak veya bir arkadaşın zor bir döneminde yanında olmak. Kişisel fedakarlıklar: Evlatları için çeşitli fedakarlıklar yapan ebeveynler. Toplumsal fedakarlıklar: Deprem, yangın ve diğer kazalarda hiç tanımadığı insanlar için yardım edenler. Dini bağlamda fedakarlık: Allah yolunda canını veya bazı organlarını feda edenler.

    Aşırı fedakarlık neden olur?

    Aşırı fedakarlığın bazı nedenleri: Öz değer kazanma isteği. Toplumsal değerler. Kendi istek ve ihtiyaçlarını dile getirememek. Kontrol arzusu. Çocukluk dönemi etkileri. Aşırı fedakarlık, uzun vadede duygusal tükenme, özsaygı eksikliği ve ilişki sorunlarına yol açabilir.

    Fedakarlık ile ilgili cümleler nelerdir?

    Fedakarlık ile ilgili cümlelerden bazıları şunlardır: "Anneler çocukları için her zaman fedakarlık yaparlar." "Bu fedakarlığını unutmayacağım." "Fedakarlık karşılıklı olana denir." "Poliste ifadem alınırken jandarma yüzbaşısı Rıfat Bey şaka tarzında: 'Ah! Sana yüz bin lira vermeli idi de o zaman görmeliydi' dedi." "Ben seninle hayatımı yaşamak istiyorum, dertlerini mesela hep bana ver, bırak ben seni her zaman sevinçli göreyim." "Ne yaşamak nefes aImaktır, nede öImek nefessiz kaImaktır." "Gün boyunca elim arkamda sürünerek savaşmaya devam ettim!" "Abdullah -radıyallâhu anh- büyük bir fedakârlık misâli sergileyerek: 'Ben, vallâhi Muhammed’e tâbî oldum! Taşa, puta tapmayı bıraktım bile! Elimdeki şeyleri alırsan al!' dedi." "Fakir işçi, sırrının ortaya çıkmasından mahcup bir şekilde: 'Benim malım-mülküm yok! Bu sebeple şu fânî dünyada murâd ettiğim gibi maddî bir hayır yapamadığım için dâimâ mahzûnum."