• Buradasın

    Aihm'e göre siyasetçilerin ifade özgürlüğü neden daha geniştir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) göre siyasetçilerin ifade özgürlüğünün daha geniş olmasının nedeni, siyasi tartışma özgürlüğünün tüm demokratik sistemlerin temel ilkesi olmasıdır 23.
    AİHM'e göre:
    • Siyasetçiler, basının ve halkın yakından denetimine açık olmayı bilerek tercih ederler 23.
    • Kendilerine yöneltilen eleştirilere daha geniş bir hoşgörü göstermek durumundadırlar 23.
    • Kamunun çıkarlarına ilişkin siyasi konuşmaların veya toplumsal sorunlara ilişkin tartışmaların sınırlanmasında kamusal yetki kullanan makamların çok dar bir takdir marjı vardır 2.
    Ancak, siyasetçilerin de ifade özgürlüğü, şöhret ve haklarının korunması gibi durumlarla sınırlanabilir 14.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Hak ve özgürlüklerin kısıtlanması nelere yol açar?

    Hak ve özgürlüklerin kısıtlanması çeşitli olumsuz sonuçlara yol açar: 1. Toplumsal düzenin bozulması: Özgürlüğün kısıtlanması, toplumsal huzurun ve düzenin bozulmasına neden olabilir. 2. Psikolojik etkiler: Mağdur üzerinde ciddi psikolojik etkiler bırakır, bireyin kendini güvende hissetmemesine ve korku yaşamasına yol açar. 3. Antidemokratik uygulamalar: Temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması, demokratik toplumların işleyişine aykırı olup, yargıya olan güveni zedeler. 4. Ekonomik kayıplar: Mağdurun iş kaybı, maddi zararlar veya ticari itibar kaybı gibi ekonomik kayıplara neden olabilir. 5. İnsan hakları ihlalleri: Uluslararası sözleşmelere göre, temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ancak kanunla ve anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak yapılabilir.

    Basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti nedir?

    Basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti, bireylerin düşünce ve görüşlerini özgürce ifade etme ve yayma hakkını kapsayan temel haklardır. Basın özgürlüğü, gazetecilerin ve medya kuruluşlarının halkı bilgilendirme, eleştirme ve görüş beyan etme özgürlüğünü güvence altına alır. İfade hürriyeti ise, herkesin düşünce ve kanaatlerini sözlü, yazılı, sanat eserleri veya diğer yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkını içerir.

    Anayasa'da düşünce ve ifade özgürlüğü nasıl düzenlenmiştir?

    Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 26. maddesi, düşünce ve ifade özgürlüğünü şu şekilde düzenler: Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet, resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu hürriyetlerin kullanımı, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması gibi amaçlarla sınırlanabilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi de ifade özgürlüğünü benzer şekilde düzenler ve bu özgürlüğün kapsamını içtihat hukuku ile genişletir.

    Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları nelerdir?

    Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırları, demokratik toplumlarda belirli ilkelere ve denetimlere tabi olarak belirlenir. Bu sınırlar şunlardır: 1. Halkın Güvenliği ve Kamu Düzeni: İfade, halkın güvenliğini tehdit ediyorsa veya toplumsal düzeni bozuyorsa sınırlanabilir. 2. Kişisel Hakların Korunması: Bir bireyin ifadesi, başka bir kişinin şeref ve haysiyetini zedeliyorsa veya iftira içeriyorsa, bu ifade özgürlüğü kapsamından çıkarılabilir. 3. Nefret Söylemi ve Şiddet: İfade, şiddet içeren ya da nefreti teşvik eden bir dil kullanıyorsa, bu tür ifadeler sınırlanabilir. 4. Devletin Güvenliği: Devletin iç ve dış güvenliğini tehdit eden ifadeler de sınırlanabilir; örneğin, devletin gizli bilgilerini ifşa etmek, casusluk yapmak veya terörizm propagandası yapmak gibi durumlar. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesine göre, ifade özgürlüğü ancak yasa tarafından öngörülen ve demokratik bir toplumda gerekli olan kısıtlamalara tabi tutulabilir.

    Susma hakkı ve ifade özgürlüğü nedir?

    Susma hakkı ve ifade özgürlüğü farklı kavramlardır, ancak birbirleriyle ilişkilidir. Susma hakkı, bir suç şüphesi altında bulunan kişinin, soruşturma ve kovuşturma evrelerinde sessiz kalma ve kendisini aktif olarak savunmama hakkıdır. İfade özgürlüğü ise, kişilerin düşünce, kanaat, inanç ve duygularını başka kişilere aktarabilme hakkıdır.

    Haklar ve özgürlükler neden önemlidir?

    Haklar ve özgürlükler önemlidir çünkü bunlar: 1. Adil ve müreffeh bir toplumun temelidir. 2. İnsan onurunu korur. 3. Demokratik toplumun temelini oluşturur. 4. Toplumsal adaletin sağlanmasını mümkün kılar. 5. Yaratıcılık ve yenilikçiliği teşvik eder.

    Siyasetçiler neden eleştirilere daha fazla katlanmak zorundadır?

    Siyasetçiler, demokratik toplumlarda geniş bir kabul gören bir ilke gereği, eleştirilere özel kişilere göre daha fazla katlanmak zorundadır. Bunun nedenleri şunlardır: 1. Siyasi Kişilik: Siyasetçiler, her sözünü ve eylemini gazetecilerin ve halkın yakın denetimine açar. 2. Kamu Yararı: Eleştiriler, toplumu ilgilendiren konulara ilişkin olduğunda kamusal ilgi de bulunur ve bu, ifade özgürlüğünün bir parçasıdır. 3. Görev ve İşlev: Siyasetçilerin yerine getirdikleri görev ve sahip oldukları işlevler, daha fazla eleştiriye katlanmalarını gerektirir.