Yazeka
Arama sonuçlarına göre oluşturuldu
- Sefalet çeken, yoksul, fakir, perişan kimse 123. Örnek cümle: "Genç bir yaşta çıplak ve sefil bir evde bütün bir kış gecesini bir ölüyle baş başa geçirmişti (Ahmet H. Tanpınar)" 1.
- Alçak, adi, bayağı kimse 135. Örnek cümle: "Gülbeyaz artık Mergup Bey’i, bu bîçâre kızı aldatmak alçaklığını kabul eden bir sefil olarak tanıdı (Ahmed Midhat Efendi)" 1.
- Yoksul veya alçak bir biçimde 34. Örnek cümle: "Ayaklarındaki postalların yarısı yok bir hâlde mart havasının sert soğuğunda âciz ve sefil titriyordu (H. E. Adıvar)" 4.
5 kaynaktan alınan bilgiyle göre: