• Buradasın

    Otorite ne demek?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Otorite, herhangi bir konuda bir şeyin yeterliliğine herkesi inandırarak, bir kişinin kendine sağladığı itaat ve güven; hâkimiyet ve emretme kudreti; yaptırım koyma ve kullanma gücüdür 12.
    Otorite, farklı bağlamlarda çeşitli şekillerde sınıflandırılabilir:
    • Siyasi otorite: Bir ülkenin hükümeti, devlet başkanı ve parlamentosu gibi yapılar tarafından temsil edilir 24.
    • Sosyal otorite: Topluluk içindeki önde gelen kişilerin sahip olduğu otorite türüdür 4.
    • Dini otorite: Dinin liderlerinin sahip olduğu otorite türüdür 4.
    Ünlü sosyolog Max Weber, otoriteyi üç ana gruba ayırarak incelemiştir:
    • Geleneksel otorite: İktidar kaynağı gelenekler veya yerleşik inançlardır 15.
    • Karizmatik otorite: Liderin olağanüstü niteliklerinden doğar 15.
    • Hukuksal (demokratik) otorite: İktidarın kaynağı akıl ve kurallardır 15.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Hiyerarşi ve otorite aynı şey mi?

    Hiyerarşi ve otorite aynı şeyler değildir, ancak birbirleriyle yakından ilişkilidirler. Hiyerarşi, insanların, kavramların veya organizasyonların belirli bir düzene göre sıralandığı bir yapıdır. Otorite ise, belirli bir pozisyon veya statüye dayalı olarak belirlenen güç ve yetkiyi ifade eder.

    Bürokratik otorite ne demek?

    Bürokratik otorite, yazılı kurallar ve prosedürlere göre işleyen, hiyerarşik bir yapı içinde örgütlenmiş olan ve genellikle devlet kurumlarında bulunan iktidar anlamına gelir. Bu kavram, Alman sosyolog Max Weber tarafından bilimsel literatüre kazandırılmıştır ve Weber'e göre bürokratik otoritenin temel özellikleri şunlardır: İşbölümü ve uzmanlaşma: Görevler belirli alanlara ayrılarak işbölümü sağlanır. Kurallar ve düzenlemeler: Her işlem ve görevin nasıl yapılacağını belirleyen yazılı kurallar bulunur. Görev ve sorumlulukların belirlenmesi: Çalışanların ne tür görev ve sorumluluklara sahip olduğu açıkça belirlenir.

    Merkezi ve yerel otorite nedir?

    Merkezi ve yerel otorite kavramları, yönetim ve karar alma süreçlerinin farklı düzeylerde nasıl işlediğini ifade eder. Merkezi otorite, siyasi iktidarın kaynağının ve kullanımının tek bir merkezde toplanması anlamına gelir. Yerel otorite ise, bir ülkenin belirli bir bölgesindeki yerel kuruluşların ihtiyaçlarını karşılamaktan ve hizmetleri organize edip yönetmekten sorumlu olan idari birimleri ifade eder.

    Baskıcı ve otoriter ne demek?

    Baskıcı ve otoriter ifadeleri, genellikle ebeveyn tutumlarını tanımlamak için kullanılır ve şu anlamlara gelir: 1. Baskıcı Ebeveyn Tutumu: Bu tür ebeveynler, çocuklarına karşı katı kurallar ve yüksek beklentilerle itaat etmeyi beklerler. 2. Otoriter Yönetim Biçimi: Bu, tek bir kişinin veya grupların yönetiminde bulunan bir sistemdir.

    Merkezi otoritenin güçlü olması ne demektir?

    Merkezi otoritenin güçlü olması, bir ülkede siyasi iktidarın kaynağının ve kullanımının tek bir merkezde toplanması anlamına gelir. Bu durum şu özellikleri içerir: Siyasi birlik: Tüm devlet faaliyetleri ve hizmetler tek bir otoritenin kontrolü altında gerçekleştirilir. Emrin tekliği: Tüm emirler ve kararlar merkezden çıkar ve uygulanır. Yerel idarecilerin atanması: Yerel yöneticiler merkez tarafından atanır ve iktidar adına faaliyet gösterir. Merkezi otoritenin güçlü olduğu ülkelerde genellikle bölünmeler olmaz ve yeniliklerin engellenmesi gibi dezavantajlar da görülebilir.

    Geleneksel otorite ve karizmatik otorite nedir?

    Geleneksel otorite ve karizmatik otorite, Max Weber'in otorite sınıflandırmasında yer alan iki temel kategoridir. Geleneksel otorite, gelenek ve göreneklere dayalı olarak iktidar kaynağı elde eden toplum ve kurumlarda görülür. Karizmatik otorite ise, liderin bireysel cazibe, çekicilik ve karizması nedeniyle insanların ona tabi olması esasına dayanır.

    Bağımsız idari Otoritelerin özellikleri nelerdir?

    Bağımsız İdari Otoritelerin (BİO) bazı özellikleri: Genel yönetim içinde yer alma. Kanunla kurulma. Tüzel kişiliğe, idari ve mali özerkliğe sahip olma. Merkezi yönetimin hiyerarşi ve vesayet denetimine tabi olmama. Güçlü kamusal yetkilere sahip olma (düzenleme, denetim, yaptırım uygulama). Bağımsız ve tarafsız olma. Kamusal yaşamın duyarlı alanlarında faaliyet gösterme (iletişim, medya, rekabet, bankacılık ve finans gibi). Eylem ve işlemlerinin yargısal denetime tabi olması. Gelir elde etme ve harcama konusunda serbest hareket edebilme.