• Buradasın

    Güdük kalmak ne demek?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    "Güdük kalmak" deyimi iki farklı anlamda kullanılabilir:
    1. Büyüyememek, küçük, bodur kalmak 12. Örnek cümle: "Ben kardeş içinde, sonuncusu güdük kalmış" 2.
    2. Bitmemiş, sonuç vermemiş durumda olmak 13. Örnek cümle: "Güdük kalmış işlerimizi de gözden geçirmeliyiz" 2.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Güdü ne anlama gelir?

    Güdü, insanların ve diğer hayvanların belirli bir zamanda bir davranışı başlatmasının, sürdürmesinin veya sonlandırmasının nedenidir. Güdü kelimesinin diğer anlamları: Bilinçli veya bilinçsiz olarak davranışı doğuran, sürekliliğini sağlayan ve ona yön veren herhangi bir güç, saik; Bir etkinlik veya işin gizli sebebi; Kaynağı akıl olan sebep; Bireyleri bilinçli ve amaçlı işlerde bulunmaya yönelten dürtü veya dürtüler bileşkesi.

    Güdük ne anlama gelir?

    Güdük kelimesi, Farsça kökenli olup hem gerçek hem de mecazi anlamda kullanılır. Güdük kelimesinin anlamları: Tamamlanmamış, bir yanı eksik bırakılmış, noksan. Kısa boylu. Kuyruğu kesik veya kopmuş. Yetersiz, sonuç vermemiş. Ayrıca, zanaat terimleri sözlüğünde silindir biçiminde 8 kilogramlık ağaç ölçek veya yağ sürülerek yenen küçük ve kalın ekmek gibi farklı anlamları da vardır.

    Kalmak ne anlama gelir?

    Kalmak kelimesi, TDK'ye göre 21 farklı anlama gelmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek; zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak; konaklamak, konmak; oturmak, yaşamak, eğleşmek; hayatını sürdürmek, yaşamak; varlığını korumak, sürdürmek; oyalanmak, vakit geçirmek; sınıf geçmemek; işlemez, yürümez duruma gelmek; ileriye atılmak, ertelenmek. Ayrıca, "kalmak" kelimesi; kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Örnek cümleler: "Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı." "Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı." "Tam beş sene benimle beraber kaldı." "O aileden bir bu çocuk kaldı." "Bugün iş maddesinde kaldık." "Çiftlik ana babasından kalmış." "Misafir geldi, gezmeden kaldık." "Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı." "Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı." "Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık."