• Buradasın

    En çok yanlış bilinen deyim nedir?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    En çok yanlış bilinen deyimlerden biri "abdal'a malum olurmuş" şeklindedir 123.
    Doğru deyim, "abdal'a malum olur" şeklindedir 3. "Abdal" kelimesi, "dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse" veya "davul, zurna çalmayı meslek edinmiş kimse" anlamlarının yanı sıra "gezgin derviş" anlamına da gelir 3.
    Yanlış bilinen diğer bazı deyimler ve doğru biçimleri şunlardır:
    • "Güzele bakmak sevaptır" (doğru: "güzel bakmak sevaptır") 14;
    • "Göz var nizam var" (doğru: "göz var izan var") 14;
    • "Su küçüğün, söz büyüğün" (doğru: "sus küçüğün, söz büyüğün") 14;
    • "Geçti Bolu'nun pazarı, sür eşeği Niğde'ye" (doğru: "geçti Bor'un pazarı, sür eşeği Niğde'ye") 14.
    5 kaynaktan alınan bilgiyle göre:

    Konuyla ilgili materyaller

    Deyim ne demek?

    Deyim, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya sözdizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış bir sözcük topluluğu ya da cümledir. Deyimlerin bazı özellikleri: Kalıplaşmış ifadeler: Deyimlerde bulunan sözcüklerin yerleri değiştirilemez ve sözcüklerin yerine eş anlamlıları getirilemez. Mecazi anlam: Genellikle mecazi anlam taşırlar. Kültürel ögeler: Bir toplumun kültürel ve tarihsel ögelerini yansıtırlar. Kullanım alanı: Edebiyattan günlük konuşmaya, tiyatrodan sinemaya kadar geniş bir kullanım alanına sahiptirler.

    Deyim nedir ve örnekleri?

    Deyim, bir olayı, bir durumu, bir kavramı daha etkileyici anlatmak için en az iki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan ve çoğu zaman gerçek anlamdan uzaklaşıp kendine özgü anlam kazanan kelime gruplarıdır. Bazı deyim örnekleri: Abayı yakmak: Bir kimseye gönlünü kaptırmak. Sırtı yere gelmemek: Güçlü olmak, sarsılmamak, yerinden düşürülememek. Hapı yutmak: Kötü duruma düşmek. Can atmak: Çok istemek, çok arzulamak. Laf altında kalmamak: Bir münakaşa sırasında söylenen her dokunaklı söze karşılık vermek, söz altında ezilmemek. Deyimlerin özellikleri arasında kalıplaşmış olmaları, sözcüklerin yerlerinin değiştirilememesi ve genellikle mecaz anlam taşımaları bulunur.

    En zor deyimler nelerdir?

    En zor deyimler arasında şunlar sayılabilir: Abuk sabuk konuşmak. Lâmı cimi yok. Ne idiği belirsiz. Keskin sirke küpüne zarar. Yılan girmiş götümüze leylek arıyoruz çıkarmaya. Her kuşu siktik bir kaldı leylek. İmam osurursa cemaat sıçar. Dünya sikime minare götüme. Deyimlerin anlamları ve zorluk dereceleri kişisel yorumlara göre değişebilir.

    10 tane deyim ve hikayesi nedir?

    10 deyim ve hikayeleri: 1. Çarşamba pazarına dönmek: Osmanlı döneminde İstanbul'da kurulan büyük ve kalabalık çarşamba pazarlarından gelir. 2. Dingo'nun ahırı: İstanbul'daki atlı tramvayların Taksim'deki Dingo adlı Ermeni vatandaşa ait ahırda dinlendirilmesi hikayesine dayanır. 3. Dolap çevirmek: Eski konaklarda harem ile selamlık arasında gizli haberleşmeyi sağlayan dolaplardan gelir. 4. Yelkenleri suya indirmek: Fatih Sultan Mehmet döneminde, bir Ceneviz gemisinin saygı gereği yelkenlerini indirmemesi üzerine batırılması hikayesine dayanır. 5. Kabak tadı vermek: Fatih Sultan Mehmet'in yaptırdığı medresede, özellikle cuma günleri kabak yemeklerinin bıkkınlık yaratması ile ortaya çıkmıştır. 6. Foyası meydana çıkmak: Kuyumcuların mücevherlerin üzerine sürdüğü foya maddesinin zamanla dökülmesi ve yalan söyleyen, sahtekarlık yapan kişilerin yalanlarının ortaya çıkması ile ilişkilidir. 7. Çizmeden yukarı çıkmak (Çizmeyi aşmak): 19. yüzyılda bir ressamın, bir şövalye tablosundaki çizme kusurunu fark eden bir kunduracının düzeltmesiyle ortaya çıkmıştır. 8. Saman altından su yürütmek: Bir köylünün, ırmaktan gizlice su çalmak için açtığı gizli kanalı samanla gizlemesi hikayesine dayanır. 9. Kozunu paylaşmak: Kastamonu'da cevizliğin paylaşımındaki haksızlıklardan doğmuştur. 10. Gemileri yakmak: Sezar'ın ordusunun, düşman karşısında geri çekilme imkanını ortadan kaldırarak savaşı mecbur etmesi ile ilişkilidir.

    En ilginç deyim nedir?

    En ilginç deyimlerden bazıları ve hikayeleri: Pabucu dama atılmak: Osmanlı döneminde, kalitesiz ayakkabılar üreten zanaatkarlar cezalandırılır ve kusurlu ayakkabılar sergilenmek üzere dükkanların damına atılırdı. Ateş pahası: Kanuni Sultan Süleyman, bir kömür kulübesinde konakladığında, ev sahibi ısınmak için yaktığı ateşe bin altın değer biçti. Dingo’nun ahırı: 1800’lü yıllarda Taksim’deki atlı tramvayların durak noktalarından biri olan Rum asıllı Dingo adlı kişinin ahırından gelir. Çarşamba pazarı: İmparatorluk döneminde İstanbul’da, haftanın farklı günlerinde kurulan büyük pazarlardan biri olan Fatih Camii avlusu, yeri kısmen değişse de hala kurulur ve kalabalığı, kargaşayı ve düzensizliği ifade etmek için kullanılır. Yelkenleri suya indirmek: Fatih Sultan Mehmet döneminde, bir Ceneviz gemisinin yelkenlerini indirmemesi üzerine, gemi topa tutularak batırılmıştır. Bu deyimlerin hikayeleri, onların dilimizde neden kullanıldığını ve ne anlama geldiğini açıklar.