"Trace" kelimesi İngilizce'de çeşitli anlamlara sahiptir: 1. İsim: - Çok küçük miktar: "He could detect a trace of cinnamon in the cookies" (Kurabiyelerde çok az miktarda tarçın tespit etti). - İz, işaret: "There was no trace of her anywhere" (Hiçbir iz bırakmadan kayboldu). - Teknoloji terimi: Kayıt cihazı tarafından çizilen çizgi (örneğin, kalp atışı veya deprem kaydı). 2. Fiil: - Takip etmek, izlemek: "The police traced the suspect's movements" (Polis, şüphelinin hareketlerini takip etti). - Kopya çekmek: "You can put a piece of paper over the pattern and trace it" (Desenin üzerine şeffaf kağıt koyup kopyalayabilirsiniz). - Kökeni bulmak: "She traced her family back to the sixteenth century" (Ailesinin kökenini on altıncı yüzyıla kadar takip etti).