• Buradasın

    Gevher Nesibe Darüşşifası eğitim mi ticaret mi sağlık mı?

    Yazeka

    Arama sonuçlarına göre oluşturuldu

    Gevher Nesibe Darüşşifası, hem eğitim hem de sağlık hizmeti sunan bir yapıdır. Bu darüşşifa, Anadolu Selçuklu döneminde 1206 yılında hizmete açılmış olup, dünyada tıp okulu ve hastaneyi aynı binada barındıran ilk yapıdır 15.
    Eğitim:
    • Medresesinde ayrım yapmaksızın gençlere tıp eğitimi verilmiştir 14.
    • Arapça ve Farsça anatomi dersleri işlenmiştir 4.
    Sağlık:
    • Hastane kısmında gayrimüslim veya müslüman, zengin veya fakir ayrımı yapılmaksızın hasta tedavisi yapılmıştır 14.
    • Tedavi için hastalardan hiçbir ücret alınmamıştır 14.

    Konuyla ilgili materyaller

    Darüşşifa nedir?

    Darüşşifa, Arapça kökenli bir kelime olup "sağlık yurdu, şifa yurdu, şifa veren yer" anlamlarına gelir. İslam dünyasında hastaneler için kullanılan terimdir. Darüşşifalar, hastaların tedavi edildiği, tıp eğitiminin verildiği, çeşitli ilaçların geliştirildiği yerlerdi. Anadolu Selçuklu Dönemi'nde inşa edilen darüşşifalarla Osmanlı Dönemi darüşşifaları farklılık göstermekle beraber; Osmanlı’nın, Selçuklu tedavi yöntemlerini esas alıp bu yöntemleri daha da geliştirerek darüşşifaları devam ettirdiği görülür. Günümüzden 800 sene önce Anadolu topraklarında kurulan ilk darüşşifayla beraber, ilerleyen asırlar içinde Türkler eşi benzeri olmayan tıp eğitim sistemine imza atmış ve Avrupa’ya örnek olmuştur. Bazı darüşşifalar: Kayseri Gevher Nesibe Darüşşifası ve Tıp Medresesi; Sivas 1. İzzeddin Keykavus Darüşşifası; Amasya Bimarhanesi; Manisa Hafsa Sultan Darüşşifası; İstanbul Fatih Darüşşifası.

    Gevher Nesibe'nin hikayesi nedir?

    Gevher Nesibe'nin hikayesi, Selçuklu Hükümdarlarından II. Kılıçarslan'ın kızı ve I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in kız kardeşi olan bir sultanın aşk ve şifa arayışını anlatır. Gevher Nesibe, saray başsipahisine aşık olur. Ölüm döşeğindeyken, ağabeyine vasiyetini iletir: Kendi gibi çaresiz hastalıklara yakalananlar için bir şifahane yapılmasını ister ve tüm servetini bu amaç için bağışlar. Gevher Nesibe, şifahanenin içine defnedilir ve bu yapı, Anadolu'nun ilk şifahanesi ve aynı zamanda dünyanın ilk tıp fakültesi olarak tarihe geçer.

    Darüssıhha ve darüşşifa aynı mı?

    Evet, "darüssıhha" ve "darüşşifa" aynı anlama gelmektedir. "Darüşşifa" (sağlık yurdu) ve "darüssıhha" (sağlık evi) İslam dünyasında hastaneler için kullanılan terimlerdir. Ayrıca, "bimarhane", "şifahane", "maristan" gibi isimlerle de anılan darüşşifalar, insanlara din, dil, ırk farkı gözetmeden sağlık hizmeti sunulan, aynı zamanda tıbbi eğitim verilen merkezlerdi.

    Gevher Nesibe Şifahanesi'nde kimler tedavi oldu?

    Gevher Nesibe Şifahanesi'nde her türlü hastalık tedavi edilmiştir, dahiliye, cerrahi, göz, akıl ve ruh hastalıkları dahil. Tedavi gören bazı gruplar: Akıl ve ruh hastaları. Tüm sosyal sınıflar. Şifahanede, hastaların hiçbirinden ilaç ve tedavi ücreti alınmamıştır.

    Darüşifalarda hangi tedaviler yapılırdı?

    Osmanlı darüşşifalarında yapılan bazı tedaviler: İlaç tedavisi: İdrar söktürücü, müshil, kabız yapıcı, safra söktürücü, balgam söktürücü ilaçlar; ağrı kesici, sakinleştirici, uyku vericiler; antiseptik, kurt ve şerit düşürücü eczalar kullanılırdı. Müzikle tedavi: Bazı darüşşifalarda, hastaların tedavisi için sazendeler ve hanendeler müzik icra ederdi. Diğer tedaviler: Kan alma, terletme, şişe çekme gibi yöntemler de uygulanıyordu. Ayrıca, darüşşifalarda hem yatarak hem de poliklinik hizmeti verilirdi; fakir, kimsesiz ve kendisine bakacak kimsesi olmayan yolculara ücretsiz tedavi sağlanırdı.

    Gevher Nesibe Şifahanesini kim yaptırdı?

    Gevher Nesibe Şifahanesi, Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından, kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan'ın vasiyeti üzerine yaptırılmıştır.

    Gevhernesibe Darüsşifasında tıp eğitimi nasıldı?

    Gevher Nesibe Darüşşifası'nda tıp eğitimi, teorik ve pratik olarak iki şekilde verilmekteydi. Teorik eğitim, Gıyasiye Medresesi'nde verilmekteydi. Pratik eğitim ise Şifaiyye'de (hastane) uygulanmaktaydı. Eğitim, ayrım yapmaksızın herkese açıktı; zengin, fakir, Müslüman veya gayrimüslim herkes tedavi olabilmekteydi. Eğitim veren bazı önemli hekimler arasında Gazanferi, Ali Şinasi, Yakubi ve Abdüllatif el-Bağdadi bulunmaktadır.